Vallahi de diyoruz, Billahi de diyoruz; bu memleketin ekmeğinin tuzu yok…
Şehirde herkesi ortak paydada buluşturan bir tek Erzurumspor var, onu da resmen ahaliyi “verem etme” aracına döndürdüler…
Sezon başında kaygılarımızı dile getirdik…
Muzaffer Bilazer’e olan güvenimizi ifade ederken, satır arasında ise Erzurumspor’un başına gelebilecekleri de sıraladık…
Nitekim korktuğumuz başımıza geldi sonunda…
İyidir, hoştur, adamdır, karakterlidir, tertemizdir, ona sözümüz yok… Ama Muzaffer Bilazer’le bu işin olmayacağı anlaşılınca Erzurum adına, Erzurumspor adına yeniden ümitlendik ve yeniden büyük bir bekleyiş içerisine soktuk kendimizi…
Sonuç ne oldu?
Hiç!
Bildiğiniz dağ fare doğurdu dün!
Herkes hata yapar, sonuçta beşeriz ve de şaşarız… Ama akıl aynı hatayı bir kez daha yapmamayı gerektirir ki, buna da akletmek denir…
Bakıyoruz…
Erzurumspor’da dün Osman Özköylü dönemi başlıyordu az kalsın…
Bu ne demek?
Şu demek:
“Biz aynı hatayı bir kez daha yapıyoruz”
Kimse kusura bakmasın!
Hele hele Hüseyin Üneş hiç kusura bakmasın!
Bu takım kimsenin deneme tahtası değildir; hele hele Erzurumspor “hoca tutturma” mecrası hiç değildir!
Kendinize macera arıyorsanız eğer, gidin kendinize açın bir futbol kulübü, istediğinizi getirin, istediğinizi götürün!
İstediğiniz teknik adamla istediğiniz futbol fantezisini de kurun!
Ama Erzurum’la asla!
Erzurumspor’la asla!
Ve size bir uyarı daha kulüp yönetimi!
Takımın başına yine bu takıma ve sizin kendi vizyonunuza yakışan bir teknik adam getirdiniz getirdiniz, yok eğer getiremezseniz bırakın böyle kalsın!
Zira şu birkaç günlük süreçte gösterdiniz ki; siz size yakışanın ne olduğunu da kestiremiyorsunuz…
Gerçekten de…
Bu takım maçlara hocasız bile çıkacak olsa, bu vizyonunuzla sizin getireceğiniz teknik adamlardan dahi çok daha iyi sonuçlar alır!
Bunu biz biliyoruz…
Siz de bilseniz, iyi olur…
