Vatani görevimi yapmaya hazırlandığım bir sırada, selametlik başkan ve Gıyasettin Yüksel, bir yolunu bulmuş ve o dönem bir çok kulübün transfer etmek istediği Tolunay Kafkas’ı Erzurumspor’a getirmişti.
İşte ben de o sıralarda Tolunay’ı Erzurum’da tanıdım ve onun futbolunu izledim.
Uzun boylu, gür saçlı, palabıyıklı, iri cüsseli vücudu ile Kazım Karabekir Stadı’nın zeminine sağlam basıyordu.
O’na dokunan kendini yerde buluyordu.
Tolunay’ı sahada durdurmak yürek isterdi.
Zaten durduramıyorlardı.
Erzurum taraftarı da kısa sürede Tolunay’ı bağrına basmıştı.
Erzurumspor taraftarı onun futboluna doymadan Tolunay profesyonelliğin gereği başka kulüplere gitti.
Gerçi biz yine Konyaspor’da Trabzonspor’da ve Galatasaray’da Tolunay’ı izledik.
Özellikle Trabzonspor ve Galatasaray’da daha değişik bir pozisyonda oynadı.
Yani ön liberoda...
Ama Erzurumspor’da hücuma dönük oynuyordu.
Bir kaplan gibi rakiplerinin arasından oklanıp gidiyordu.
Çift başlı kartal armalı forması ile rakiplerinin tepesine bir kartal gibi çöküyordu Tolunay...
Şimdi Erzurumspor’un efsanelerinden Tolunay ile Muzaffer Bilazer’in yolu daha önce formasını giydikleri Trabzonspor’da kesişti.
 Tolunay Kafkas ve Muzaffer Bilazer, Adam gibi adamlar...
Tolunay ile sadece Erzurumsporlu, Tolunay olarak tanıştık.
Ama biz onu her zaman sevdik...
Beyefendi kişiliğini takdir ettik.
Zaten onun da her zaman Erzurum’u sevdiğini biliyoruz.
Ama Muzaffer Bilazer, lafının giçtiği yerde ayrı bir parantez açmak gerekir.
Vallahi bir Erzurumlu olarak şunu belirtmek isterim.
Muzaffer Bilazer’i yazayım desem bir kitap yazmak gerekir.
Çünkü onun tarifini ve Erzurumspor sevgisini yazsam her halde bir yazı dizisine dönüşür...
Efsane Başkan Cemal Polat onu Erzurumspor tesislerine imza için getirdiğinde daha körpe bir fidandı.
Ama onun futbol kumaşını Efsane Teknik Direktör Sadi Tekelioğlu çok iyi biliyordu.
O dönem Fenerbahçe’de müthiş bir topçu vardı.
Taraflı tarafsız herkes onu hayranlıkla izliyordu.
Adı Jey Jey Okocha...
Muzo’nun ayak bilekleri ve hareketleri de Jey Jey Okocha’dan farksızdı.
Bir gün Kanal 25 kamaremanı (Palandöken Belediyesi Basın Bürosu görevlisi Suat Kantarcı) Muzaffer’e “Jey Jey” lakabını taktı.
Bu lakap ona da yakıştı.
Erzurumspor’un Jey Jey Muzosu harika oynuyordu.
Aldığı topla derinlemesine giden en iyi adamıydı...
Muzo büyüdükçe Sadi hoca da büyüyordu...
O dönem Abdulkadir Şakşak, Sadi hocanın Maradona’sıydı...
Muzo ise bir prensti...
Kendi sessiz çocuktu...
Ama futbolu ses getiriyordu.
Top onun ayağına geldiğinde tribünlerden çığlık kopuyordu...
Muzolu Erzurumspor şampiyon olurken, kendisi de dikkatleri üzerine çekiyordu.
Sonrası malum önce Denizlispor’a, ardından Trabzonspor’a imza atan Muzaffer Bilazer’e nazar değdi...
Kem gözler nedeniyle Muzaffer ağır sakatlıklar geçirdi.
Genç yaşta aktif futbol yaşantısını noktaladı.
Ama o Erzurum ve Trabzon ile hiç bağını koparmadı.
Trabzon onun memleketi, ancak onun Erzurum ve Erzurumspor sevgisi çok farklı...
En azından kendisi ile dostluğumuzu hiç kaybetmediğimiz için çok iyi biliyoruz...
Bugün bile gel Erzurum için top oyna...
İnanıyorum ki, tereddütsüz ‘Evet’ der...
Dedim ya Muzaffer’i yazsak sayfalar kifayetsiz kalır.
Erzurumspor’un iki efsanesinin yolu teknik adam olarak Türk futbolunun ‘Dev’lerinden biri olan Trabzonspor’da kesişti.
Tolunay Kafkas Teknik Direktör, Muzaffer Bilazer ise yardımcı Antrenör oldu.
İkisine de yürekten başarılar...
Yolunuz açık, şansınız bol olsun.
Trabzon’daki yeni göreviniz hayırlı olsun.
Haftanın en büyük üzüntüsünü Bursaspor’un beyefendi ve adam gibi adam Ertuğrul Sağlam’ın istifası ve Trabzon’un ve Anadolu’nun Güneşi, Şenol Güneş’in ayrılışı ile yaşadık.
Şenol Güneş’i yıllardır hep takdirle karşıladım.
O Türk futbolunun ulu çınarıdır.
Ertuğrul Sağlam ise soyadı gibi sağlam karakterli bir adam...
Onu Necip Fazıl Kishalı Hoca’nın Erzurum’a konsferans için getirdiğinde tanıdık ve çok sevdik.
Bursaspor’u şampiyon yaparken sevinç gözyaşı döken adam gibi adam...
Bu kez ayrılış göz yaşları döküyordu...
Bir genç taraftar kendisine sarılarak “Sen gidiyorsun. Bizi kim şampiyon yapacak.” bu cümlenin bence altı çizilmeli...
Altı çizilmesi gereken bir cümlede Tolunay Kafkas’tan geldi.
Kendisinin Milli takımdan ve Trabzonspor’dan hocası olan Şenol Güneş’in koltuğuna oturan Tolunay, “En çok da Şenol Güneş’in, yerine göreve gelmek içini acıtıyor”
İşte bu söz takdirle karşılanacak çok anlamlı bir söz...
Ama ne yapalım futbolun doğasında var Tolunay...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.