Öyle bir yol ki hayat; yaşlanmadan göçmek olmuyor. Elbette istisnalar, (erken veya kazalarda ölenler) kaideyi bozmuyor! Yaş dediğimde aklıma gelenlere bir bakıyorum; bir gün öncesine göre bugün daha yaşlıyız, bir gün önce doğan bugün bizden daha yaşlı; kimseli ama gözü yollara bakan yaşlılarla gözlerimiz daha yaşlı!

Hayat aslında İngiliz Edebiyatçısı Walpole’nin dediği gibi “Hayat, düşünenler için bir komedi, hissedenler için bir trajedidir”.

Kaçınılmaz son olan yaşlılıkta kendisine yapılmasını istemediği her şeyi başkalarına, yakınları veya birinci dereceden yakınının yakınlarına yapabilen insanoğludur. Yaşlılıkta kendisine yapılmasını illaki istediği şeyleri ise gene yapması gerekenlere yapmayan da insanoğlu!

Yatalaklık, elden ayaktan düşmek gibi hayatın en zor dönemleri illa ki tek başına ve yardım almadan olmuyor! Hele hastalığa bir de alzheymır (Alzheimer) eklenmişse; o zaman hastaya yardım durumu çok daha ciddi boyutlara gelmiş demektir.

Yaşlılar Günü diye komik bir gün icat edilmiş; ya kapitalizm böyle bir günü icat etti yürürlüğe soktu veya yaşlılarla dalga geçilmek için yapılan bir eşek şakası!

Birçok insanın yaşlıya bakma, yardım etme veya yakınlarının hastalarıyla ilgilenme, yardımcı olma fikir ve hareketleri Barış Manço’nun şarkısındaki gibi su üstüne yazı yazmak gibidir! Ne var ne yok, amaç çevreye iyi insan taklidi yapmak! Çoğusu buna da gerek duymaz zaten.

Allah anaya, babaya, yakın akrabaya bakmayı emrederken; (Nahl 90) bakılacak asıl ve önemli çizgilerden birisi muhakkak ki yaşlılıkları ve yatalaklık dönemleridir. Burada aynı zamanda eşlerin de birbirlerine bu konuda yardımcı olmaları veya en azından engel olmamaları şarttır.

Her zaman duyduğumuz sözlerden birisi eski insanlar, eski vefalar, eski yardımlaşmalar, eski, eski, eskiler! Niçin acaba eskiler? Daha mı güçlü inançlara sahiptiler, daha mı az kapitalisttiler, yoksa toplum değer yargıları mı daha güçlü olarak insanları yaşlılara bakmaya, hizmet etmeye yönlendiriyordu?

Hiç kimse yaşamadan veya bir şey başına gelmeden tam olarak bir olayı anlayamaz. Yaşlılık, hastalık, yatalaklık da bu durumlara kötü bir örnektir.

Bir yaşlının, bir yaşlı ve hasta birisinin veya yatalak birisinin psikolojisini tahmin edebilir miyiz? Ruhen ne durumda olduğunu, olabileceğini; hiç düşüneniniz oldu mu? Belki de böyle bir hastanın ölümden daha çok yalnız kalmaktan korkmaktadır!
Eskilerin bir duası vardı; “Allah kimseyi kapılara baktırmasın”!

Yaşlılar günü kutlamak istiyorsanız birkaç yaşlı ziyareti edin veya bir yaşlı hasta veya bir yatalak aklı başında olmayan bir hastanın rekaketçisini ziyaret edin, bir müddet yanında kalın ve biraz yardım edin! İşte benim kahramanlarım bu tip insanlarımızdır.

Sosyal medyadan mendil sallamakla, birkaç başkasına ait edebi sözle, hüzünlü bir iki resimle insanlık olmuyor maalesef(!)

Allah kimseyi kapılara baktırmasın! Âmin!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.