Bilmem siz hiç senfoni orkestrası dinlediniz mi?
Sizi bilmem ama ben hayatımda ilk defa senfoni orkestrasını dinledim. Sıkı durun, hem de dinlediğim yeri söylüyorum: Erzurum!
Açık söyleyeyim, Bayburt'u bilmem ama Erzurum Erzurum olalı böyle senfoni görmedi. Dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren ile Kış Tatbikatını izlemişliğim, rahmetli Turgut Özal'a Cumhurbaşkanıyken havaalanında soru sormuşluğum, Numune'nin morgunda ölü resmi çekmişliğim, hatta o zamanın NATO Genel  Sekreteri Lord Carrington'a dere atlattığım bile olmuştu da, şu fani dünyada bir senfoni orkestrası dinlemişliğim yoktu, Allah'a şükür o da oldu.
Bir senfoni izlemişliği olan biri olarak da siz senfoni dinlememişlere de azıcık ukalalık edecek derecede bir bilgiye de kavuştum Elhemdulillah!
Bir defa senfoni orkestrası dinlemeye niyetli olanlar, hele de Erzurum'da iseler Özel Bilkent Lisesi yönetimi ile işbirliği içinde olmalılar. Çünkü Senfoninin ne zaman geleceğini ancak onlar bilir. Kaldı ki öyle herhangi bir sanatçının konseri gibi senfoni konseri zırt pırt olmaz. Ya dönem başlarında ya da dönem sonlarında oluyor.
Diyelim Senfoni orkestrasını dinleme şansı buldunuz. Önce o senfoni Orkestrasını can-ı gönülden izlemek isteyeceksin. Eğer içine şevki, aşkı katmazsan zaten az bir şey seyreder, sonra bir yolunu bulur dışarı çıkarsın. Eğer izlemek için salona girmişsen öyle canın istediğinde de dışarı çıkamıyorsun. Çıktığın an direk bütün millet sana bakıyor. Zaten salonun ve kapıların konumu da onu gerektiriyor. Çünkü herkes sahneye odaklanıyor ve en küçük bir seyirci kıpırdamasında dikkatler o yöne çevriliyor ve bakıldığında müthiş rahatsızlık duyuluyor. Bir anda izleyici olarak ciddileşiyorsun ve çıkana bir defa 'kıl' oluyorsun. İki devreden oluşan orkestra konserinde verilen 15 dakikalık arada da kaybolmak da 'terk edep' sayılıyor. Yerin boş kaldığı için, o boş koltuğu görenler, ''Ne münasebetsiz adam' suçlamasında bulunuyorlar ve herbiri içlerinden
'' yuh'' çekiyor.
Hayır hayır.
Yuh değil.
 'Vauuuuv!'' diyor!
Her neyse. Senfoni Orkestrası seyrederken ''sınıf atladığın'' hissine kapılıyorsun. Hiç izlememişlerin yanında Fazıl Say'ın bir yakını gibi muamele bile beklediğin oluyor!
Benimle birlikte Valimiz Sebahattin Öztürk, Almanya'nın fahri konsolosu Yılmaz Kuşkay, Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Sebahattin Tüzemen, Karayolları'ndan İnşaat Mühendisi Gökhan Genç ve Eczacı Yavuz Saatçioğlu, dünkü senfoni orkestrasını yakından tanıdığım izleyenlerden.
Proğram bittiğinde Bilkent'in kurucusu rahmetli Prof.Dr. İhsan Doğramacı'nın oğlu Ali Doğramacı'ya bir fırsatını bulup, böylesine güzel bir etkinlikten dolayı teşekkür ediyorum. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.