New York mafyasının önde gelen isimlerinden olan biri, mafya ile ilgili itiraf ve tanıklık yaptıktan sonra Gizli Tanık Programı'na alınır ve yeni bir kimlikle Norveç'in Lilyhammer Kasabası'nda yeni bir hayata başlar.

Her şeyin yasalara ve kurallara uygun yapıldığı bu kasabada kuracağı yeni işle ilgili karşısına çıkan yasal engelleri rüşvet, tehdit ve şantaj gibi alışkın olduğu yöntemlerle çözer.

ABD ve Norveç ortak yapımı olan bu dizinin adı Lilyhammer'dir; başrol oyunculuğunu da Steven Van Zandt yüklenmiştir. Yani dizinin kahramanı, bir zamanlar mafya üyesi olan ve mafya yaşam kurallarını, yasalarıyla ve yasalara uygun kurallarıyla yaşayan kasabaya taşıyan kişidir.

Dizinin ilerleyen bölümlerinde bu kahramanın yaptığı her yasa dışı hareket çavresindekiler tarafından da benimsenir ve onay alır. Bu ve buna benzeyen dizi ya da filmleri izlediyseniz, sizler de farkında olmadan o kahramanın yanlış ve ahlaki olmayan mücadelesini destekleyip, onun kazanmasını isteyebilirsiniz. Bu genelde olmasa da azımsanmayacak bir oranın içinde yer almanız ihtimal dahilindedir. Çünkü kurgu o kahramanın etrafında dönmektedir, asıl özne odur. En çok onu görürsünüz, en çok onu duyarsınız!

Buna benzer şeyleri Türk dizilerinde de görmüyor muyuz sanki!

Dizinin başrolündeki yakışıklı genç, amcasının eşine sevdalanır; ya da dizinin asıl öznesi olan kadın, arkadaşının eşine tutulur!

Ve bunun da izleyenler tarafından doğal karşılanması çeşitli olaylarla sağlanır!

Ve kültür böyle bozulur işte!

Diyelim ki izlediğiniz bir filmdeki kahraman banka soygunu yaptıktan sonra polisler tarafından kovalanırken amansız bir kaçış mücadelesi veriyor; peki, kaç kişi onun yakalanmasını ister!

Diyelim ki okuduğunuz bir romanda hayranlığınızı kazanan romanın asıl öznesi olan biri, bir cinayet işler; ister istemez kendi içinizde bu cinayete haklı nedenler aramaz mısınız!

Eğer birine ister filmde olsun, ister romanda, isterse gerçek hayatın içinde hayranlık duyuyorsanız veya hayranlık duymanız sağlanmış ise, o kişinin yaptığı yanlışlar size doğru gelmese, akla ters düşse bile gönlünüzün ondan yana olması ve de ondan yana tavır almanız doğal da sayılabilir!

Bu kişilik meselesi midir?

Olabilir!

Ancak şunu da unutmamak gerekir ki; bu tür etkilenmeler bilgiden ve doğru ile yanlış arasındaki akıl yürütme disiplininden uzak bırakılmış toplumlarda daha çok görülmektedir.

Eğer mantık yürütme yetiniz köreltilmiş ise bu tür olumsuz etkilenmeler sizde kolay yer bulur!

Lilyhammer dizisinde şunu öğrendik; amacınıza ulaşmak için yasalar size engel olmasın! Kendi yasalarınız toplum vicdanına ters düşüyorsa, kolayı var! Onları da çeşitli yollar ve yöntemlerle alıştırırsınız!

Doğruluk bir değermiş!

Kim demiş!

Tehdit, şantaj, yalan, iftira, tuzak, kumpas hayatın her alanında; ister aşkta, ister siyasette olsun kazandıran en önemli şeymiş!

Yalan mı!?.

Önce kendimize ve etrafımıza bakalım; yanlışı doğru olarak algılıyor isek, demek ki mesele çoktan bitmiş!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.