Eylül’de şehre kar yağar ve bütün derin                                                                          
                                 yaralar açığa çıkar…
Sevgili Kar,
Hâlâ yağıyorsun!
Ben senin gökyüzünden süzülerek ellerime akmanı, binlerce kez yaşadım.
Sen bana doğru hızla gelirken, yeryüzünde bir insanın yaşayabileceği bütün duyguları içimde hissettim.
Kızgın oldum…
Mutlu oldum…
Çaresiz oldum…

Bunları seninle de bir ilgisi olduğu için söylüyorum.
Yağdığında ve ben kendimi çaresiz hissettiğimde, sen beni daha çok çaresizleştirdin.
Yağdığında ve ben kendimi mutlu hissettiğimde, sen beni beyaz bulutlar gibi sarmaladın. Mutluluğum senin soğukluğunu eritti.
Yağdığında ve ben kızgın olduğumda, sen pencereyi açmama bile izin vermeyerek beni nefessiz bıraktın.

Şimdi yine yağıyorsun…
Şimdi senin zamanın…
Şimdi ben sana karşı gelemem… sözle bile…

İtiraf etmek gerekirse, bu kez beni kızgın, mutlu, ya da çaresiz yakalayamadın.
Ama sen hep bir duygunun üzerine yağarsın.
İçimde şimdi de bir sızının olduğunu itiraf etmem gerekir.
Yani yine yakaladın!

İçimdeki sızı, senin üzerine akmanla buz kesiyor.
Don oluyorsun.
Kar olmaktan çıkmak demek bu senin için.
Yani artık sen de çaresiz ve mutsuz olmak zorundasın.

İşte ortaklığımız burada başlıyor.
Ben içindeki sızıyla, senin kar kalmana engel oluyorum.
Sevdiklerim içimdeki sızı olup, beni şaşırtıyorlar.
Ben seni ellerimle yakalayıp buz kesiyorum.

İşte ortaklığımız burada başlıyor.
Sen, beyaz kudretini kaybediyorsun,
Ben, dostlarımı anlayamıyorum.
Son kararımı veriyorum, seni ben, şeklini değiştirerek yok edebiliyorum ve dostlar beni, hayal kırıklığına uğratarak, içimde bir sızı olabiliyorlar.
Kibirlenmeyelim demek oluyor bu!
Haddimizi bilmek zorundayız.
Sen kar olarak kalamıyorsun.
Ben de olduğumu sandığım kadar güvende olamıyorum.
Sana da, bana da, haddimizi bilmek düşüyor.
Bilmezsek… o bizim bileceğimiz iş olarak kalıyor.

Yine de mutluyuz, sen bana, seni buza çevirdiğim için kızamıyorsun…
Ben dostlarımı içimi sızlattıkları için hayatımdan çıkaramıyorum.
Sen, elimin sıcaklığından medet umup, tekrar kar olabilmeyi umuyorsun.
Ben, dostlarımla yaşadıklarımın vefasına sığınıp susuyorum.

Sevgili kar,
Ne kadar birbirimize benziyoruz…
Ne kadar çaresiziz…
Ve ne kadar mutsuz! 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.