Kimsenin iplemeyeceğini bildiğim iki önerim var!
Benim uydurduğum şeyler filan değil. Uygulanıyor.
Uygulayanlar memnun olmalılar ki, yıllardır tekrarlanıyor.
Peki, niye iplemezler diye düşünüyorum?
Radyoda söyledim iplemediler…
Bu işi becerebilecek durumda olanlardan bazılarına anlattım… tebessümle karşıladılar.
Aferin evladım sana… ne de güzel rüyalar görüyorsun, pek beğendik der gibi baktılar.
Çok beğendiler ama nefislerine zulmetmek için olsa gerek beğendikleri şeyi gerçekleştirmek için kıllarını bile kıpırdatmadılar.
Sanki beylerin canı simit çekti de, nefislerine zulmetmek için öğünü iskender yiyerek geçiştirdiler.
Yani canlarının çektiğini yemedikleri için bir nevi nefis terbiyesine gittiler.
Öyleyse aman ne iyi aferin diyecek halim yok!
Üzülüyorum o kadar!
Unutmadan iplenmeyecek önerilerin parayla da alakası yok!
“Milletin parasını…” diye başlayıp kafa ütülemesin kimse…
Bu söylediklerimi yıllardır gerçekleştirenler var.
Onu da bırak, zaman zaman memlekette paraların nerelere gidip, hangi yararsız işlerde kullanılıyor olduğunu bilmiyor değiliz.
Mesele dönüp dolaşıp algı meselesine dayanıyor.
Ufuk… ufuk… her şeyin başı!
Bu kadar şeyi söyledikten sonra, kim olsa iplemez diyecekmiş gibi baktığınızın farkındayım yazıya…
Öyle değil ama…
Birincisi; yapıp beni ve yaygın inancı yerle bir etsinler…
İkincisi; nefisle mücadeleyse işte tam yeri... duygularını değil aklı ön plana koysunlar.
Biz de utanalım… ne olur bir kere de böyle olsa yahu!
Neyse sıra gelsin artık önerilere…
Kış turizmi, sağlık turizmi yani dünyayı şehre çekmeye yönelik bir gelişme çizgisinde ilerlemek istemiyor muyuz?
Evet!
Üniversite şehri olmak, daha fazla öğrenciyle buluşmak arzuladığımız şey değil mi?
Evet!
O zaman cazibe merkezi olmalısınız!
Bunun için de şehre iki karnaval gelsin diye öneriyorum.
Birincisi; özellikle doğuya ama derininde şehrin entelektüel birikimine yarayacak aklı başında bir kitap fuarının gerçekleştirilmesi gerekir.
Doğru düzgün aklı başında olacak ama…
Hemen olmaz demeyin, Diyarbakır’da, Bursa’da, İzmit’te, Adana’da oluyor işte…
İkincisi de, gerçek bir tiyatro festivali düzenlenmeli şehirde…
Devlet Tiyatrosu yerleşik kadrosuyla hazır bir potansiyel…
Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ve hocalarıyla bulunmaz bir alt yapı…
Geriye ne kalıyor, yerel siyasi güçlerden birisinin bu iki önemli şeyin şehir için gerekli olduğuna inanması…
Onun için de; akıl lazım… ufuk lazım… dünyaya doğru yerden bakmak lazım…
Ötesini bana söyletmeyin kardeşim!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.