Öşvank Manastırı.  
Uzundere ilçemize bağlı Çamlıyamaç Köyü’nde bulunan ve mazisi neredeyse bin yıllık tarihi bir yapı.
İnşasına Gürcü Kralı David tarafından 967 yılında inşasına başlanmış olan bu eser, müştemilatıyla birlikte 10 yılda tamamlanmış ve yüzyıllar boyunca da faaliyet göstermiş.
Vakti zamanında, Hıristiyanlığa ait el yazması eserlerin çok büyük bir bölümünün himaye edildiği bu kilise, en parlak dönemini 11’inci yüzyılda yaşamış olmakla kalmamış, dönemin Erzurum’una ise, hem ‘piskoposluk’ hem de din hizmetleri eğitimi açısından ‘kültür merkezi’ unvanını kazandırmış.
Öyle de bir önemi ve ayrıcalığı varmış yani.
Hatta bugün bile Hıristiyan Gürcü’lerin ilgi odağındadır Öşvank Kilisesi. Çünkü Öşvank’ı ziyaret etmek, bizdeki karşılığıyla hacı olmaktan farksızdır Hıristiyan Gürcüler için.
Bu sebepledir ki;
Sene boyunca Gürcistanlılar gruplar halinde Erzurum’a gelerek Öşvank’ı ziyaret eder ve kendi dini ritüellerince ibadetlerini yerine getirir, ardından ülkelerine geri dönüp giderler.
Hatırlayın!
Gürcistan Devlet Başkanı Giorgi Margvelasvili de, bu ziyaretçilerden birisi olmuştu geçtiğimiz aylarda. Ankara temaslarını tamamladıktan sonra doğrudan Erzurum’a gelmiş, Öşvank Manastırı’nı ziyaret ettikten sonra o da hacı olarak ülkesine geri dönmüştü.
 
KESEMEDİĞİMİZ
KENDİ GÖBEĞİMİZ
Bu kısa girizgahın ardından, şimdi gelelim Öşvank Kilisesi’ni bugünkü gündemimize neden aldığımıza:
Kilise, malum harap bir halde!
Müştemilatının büyük bir bölümü yıkılmış; yapıya, kendine has o ihtişamını kazandıran gövdesi ise, neredeyse uçmak üzere.
Hemen belirtelim!
Yapıyla ilgili olarak hazırlıkları devam eden bir restorasyon projesi var, ancak ne yazık ki, o da bir türlü netlik kazanamadı.
Birkaç yıl öncesine gidelim mesela.
Yanlış hatırlamıyorsak, Türkiye ile Gürcistan arasında bir protokol imzalanmış ve bu protokol kapsamında her iki ülkedeki tarihi eser niteliğine sahip taşınmazların karşılıklı olarak restore edilmesi kararlaştırılmıştı. Sonra ne oldu, ne bitti, bilmiyoruz fakat protokol sadece imzalandığıyla kaldı ki, işte ondan eminiz.
Ardından “en iyisi kendi göbeğimizi kendimiz keselim” denilmiş olunacak ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı yeniden el attı bu işe. Öşvank’ın restorasyonu için proje hazırlatıldı, ihaleye çıkıldı falan.
Hoş bir ara projeye talip olan yüklenicinin bu işten vazgeçmeye çalıştığı, hazırlanan projenin kabul edilmediği ve yenilenmesinin istendiği şeklinde bazı bilgiler de çalınmadı değil kulağımıza!
Doğruluk payı var mıdır, yok mudur bilemeyiz, ancak emin olduğumuz bir tek husus var ki, o da; restorasyon projesinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun masasının üzerinde olduğudur.
Gündeme alındı mı, alınır mı veyahut alınacak mı, onu da ilgilisi olan kuruma sormak lazım artık.
Hayır, yani ağızlarını bıçak açmıyor da, o bakımdan.
 
ALIN SİZE
İNANÇ TURİZMİ!
Unutmadan.  
Mevzu Öşvank olunca, Vali Sayın Ahmet Altıparmak’ın hakkını teslim etmemek olmaz. Zira Erzurum’a geldiğinin daha ilk günlerinde eğilmişti bu meseleye.
Vali Bey, Öşvank Kilisesi’nin çevresinde bulunan ve iskan amacıyla kullanılan bazı yapıların kamulaştırılması noktasında adımlar atmış ve bu bağlamda İl Özel İdaresi’ni bile devreye sokmuştu.
Bu çerçevede ne tür çalışmalar yapıldı, onları da merak ediyor olmakla birlikte, bundan sonrası için Büyükşehir Belediyesi’nin atacağı adımları da, hayli önemli buluyoruz.
Çünkü İl Özel İdaresi yok artık!
İlaveten, kurumun sorumluluk alanındaki tüm iş ve eylemler için kapısı çalınacak tek mercii ise, bundan böyle Büyükşehir Belediyesi.
Bu yeni dönemde Öşvank’la ilgili olarak atılan adımların devamı gelir mi, gelmez mi, onu kuşkusuz zaman gösterecek. Ama inanıyoruz ki; bu güzel başlangıç, yıllar önce imzalanan o protokol gibi başladığıyla kalmış olmayacak.
Bunu, şunun için diyoruz:
Hani her fırsatta “Turizm! Turizm!” diye yeri-göğü inletiyoruz ya!
Hah işte!
Öşvank Kilisesi de, bu anlamda Erzurum için müthiş bir potansiyel ve dahi eşsiz bir değer. Dolayısıyla bu yapının belini bir doğrultabilir ve tam anlamıyla da değerlendirebilirsek, turistlerin yüzü gider, bini gelir emin olun ki.  
Öyle ya, Erzurum sadece kardan, kıştan ve kayaktan ibaret değil ki!
Alın size inanç turizmi!
 
*******************
 
HEM HASSASİYET, HEM NEZAKET
Takip edenler, bilir.
Aziziye Belediye Başkanı M. Cevdet Orhan’ın “Lojistik Köy Projesi” ile ilgili olarak gösterdiği hassasiyete dair birkaç kelam etmiştik dün.
Ne demiştik?
Belediye ile hiçbir ilgisi olmamasına karşın, söz konusu yatırım Aziziye Belediye Başkanı M. Cevdet Orhan tarafından yakın takibe alınmış
Bununla da yetinmemiştik aynı yazımızda.
Başkan Orhan’ın işte bu girişimini hakikaten övgüye değer bulduğumuzdan, kendisine gıyaben de olsa şükran duygularımızı iletmiştik.
Eksik olmasın, gün içerisinde telefonla ulaştı bize Sayın Orhan.
Lojistik Köy’ün Erzurum için taşıdığı öneme ve kendisinin bu konudaki hassasiyetine bir kez daha vurgu yaptı.
Ve bu vesileyle görmüş olduk ki; sadece hassasiyet sahibi birisi değil Başkan Orhan… Aynı zamanda, nazik de bir hizmet adamı.
Bir düşünsenize!
İkisi bir arada: hem hassasiyet, hem nezaket...
Yani dememiz o ki; her yöneticide böylesine bariz bir biçimde temayüz etmez bu iki meziyet. Ve birinden birisi mutlaka eksik kalır.
Ne diyelim, darısı diğerlerinin başına! 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.