Üç maymunu oynayan FETÖ'cüler acı sondan kurtulamayacaklar

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Suçüstü yakalandıkları halde mahkemelerde şimdi ne diyorlar; 'Görmedim, duymadım, söyledim' diyerek üç maymunu oynayan FETÖ'cüler kendilerini bekleyen acı sondan kurtulamayacaklardır. Siz kime bu oyunu oynuyorsunuz?" dedi.

admin
admin
02 Haziran 2017 Cuma 03:13
Üç maymunu oynayan FETÖ'cüler acı sondan kurtulamayacaklar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "38. Muhtarlar Toplantısı"nda muhtarlarla bir araya geldi.

Adana, Adıyaman, Ankara, Balıkesir, Çorum, Düzce, Hatay, Mersin, Ordu, Samsun, Sivas ve Şanlıurfa'dan gelen muhtarları misafir ettiğini söyleyen Erdoğan, "Yerimiz küçük ama gönlümüz büyük. İnşallah yeni yerimiz yapılıyor, orada aynı anda 2 bin civarında muhtarımızı ağırlayabileceğiz." ifadesini kullandı.

Şırnak Şenoba'daki helikopter kazasında şehit olan, aralarında Tümgeneral Aydoğan Aydın'ın da bulunduğu 13 askere, ayrıca Lice'deki operasyonda şehit olan üç askere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"23. Sınır Tümen Komutanlığı görevini yürüten Tümgeneral Aydın'ı, Kayseri Komando Tugay Komutanı olduğu dönemde gerçekleşen 15 Temmuz darbe girişimine kadar sergilediği o güçlü duruşla da hatırlıyoruz. 15 Temmuz'da da güçlü bir duruşu olmuştur. Kato Dağı'ndaki operasyonları yöneten Tümgeneral Aydın, buradaki başarısıyla da gerçekten çok değerli, müstesna bir komutan olduğunu göstermiştir. Ülkemizin bundan sonra vereceği mücadelelerde de önemli görevler üstlenmesini beklediğimiz bu komutanımızın ve diğer askerlerimizin kaybından fevkalade müteessirim.

Görüyorsunuz, şehitler tepesi hiç boş kalmıyor. Şehitler tepesi hiç boş değil, toprağını kahramanlar bekliyor ve bir bayrak dalgalanmak için rüzgar bekliyor. Eğer biz bugün ay yıldızlı bayrağımızın altında özgürce nefes alıyorsak, minarelerimizden ezanlar beş vakit okunmaya devam ediyorsa, geleceğimize güvenle bakabiliyorsak, bunu şehitlerimize, gazilerimize ve onların yolundan giden kahramanlara borçluyuz."

"BU MÜHİMMATI TERÖR ÖRGÜTLERİNE VERENLERİN AMACI NEDİR?"

Vatan topraklarının her bir karışının namusları olduğunu, kimseye el uzattırmayacaklarını, buna cüret edene de dünyayı dar edeceklerini vurgulayan Erdoğan, İstiklal Harbi'nden bugüne kadar vatan topraklarını korumak için kesintisiz bir mücadelenin yürütüldüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece son iki yılda sınırlar içinde ve dışında yapılan operasyonlarda 10 bin teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buna karşılık dün Lice ve Şenoba'da verdiklerimizle 945 şehidimiz var. Aynı dönemdeki operasyonlarda 8 bin 300 silah, 1 milyon 270 bin mermi, 360 ton patlayıcı madde, 18 bin el bombası ve el yapımı patlayıcı ele geçirildi. Şimdi soruyorum sizlere, bir orduyu baştan sona donatacak kadar büyük miktarlardaki bu silahları, bu mühimmatı terör örgütlerine verenlerin amacı nedir? Kimse kimseyi kandırmasın. Amacı, Türkiye'yi bölmek, parçalamak, bölgemizdeki diğer pek çok ülkenin başına gelen felaketlere maruz bırakmak olduğu gün gibi aşikardır.

"ELBETTE O DESTEKLER BİR GÜN KESİLECEK"

Terör örgütleri FETÖ ve PKK için gayret eden içerideki hainlerin Türkiye'ye verdikleri pek çok zararın yanında terörle mücadeleyi de baltaladıklarının altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Suçüstü yakalandıkları halde mahkemelerde şimdi ne diyorlar; 'Görmedim, duymadım, söyledim' diyerek üç maymunu oynayan FETÖ'cüler kendilerini bekleyen acı sondan kurtulamayacaklardır, bunu da açıkça söylüyorum. Siz kime bu oyunu oynuyorsunuz? Sen F16'larla, helikopterlerle, tanklarla, modern silahlarla bu milletimin üzerine geleceksin hala 'Görmedim, bilmiyorum, ben yapmadım' diyeceksin. Kimi aldatıyorsun? Bütün belgeler, her şey görüntüler ortada. Yurt dışındaki ağababalarının da peşlerini bırakmayacak, adım adım takip ederek hak ettikleri akıbete düçar olmalarını sağlayacağız. Milletimiz kendi gönlünde bunları zaten en ağır cezaya, ihanet cezasına mahkum etmiştir. Milletimiz adına karar veren mahkemelerin kararlarının da bu şekilde neticeleneceğinden şüphe duymuyorum.

Diğer terör örgütleri için de aynı durum geçerlidir. Artık bu ülkenin ekmeğini yediği, bu milletin imkanlarını kullanıp, gizliden gizliye ülkesine ihanet etme dönemi geride kaldı. 2015'teki çukur eylemleri PKK'nın, 15 Temmuz darbe girişimi de FETÖ'nün gerçek yüzünü göstermiştir. Bir şüpheniz var mı bunda? Her şey ortada mı, soruyorum sizlere?"

Bu örgütlerin yularlarını ellerinde tutan güçlerle birlikte deşifre olduklarına dikkati çeken Erdoğan, "Açık konuşuyorum, eğer kendilerine verilen dış destek olmasa Türkiye, bölücü terör örgütünü, diğer terör örgütlerini de bu yıl sonuna kalmadan eylem yapamaz hale getirecek imkana, kabiliyete ve kararlılığa sahiptir. Elbette o destekler bir gün kesilecektir." ifadesini kullandı.

"SADECE DUVAR ÖRMEKLE KALMIYORUZ"

Suriye sınırının yaklaşık 651 kilometrelik bölümünün muhkem duvarlarla örüldüğünü, tüm sınıra aynı şekilde duvar öreceklerini, böylece terörist giriş çıkışı ve silah aktarmalarını engelleyeceklerini belirten Erdoğan, "Sadece duvar örmekle kalmıyoruz ve bu duvarları da aynı zamanda tüm araç gereçlerle donatıyoruz. İşi kolaylaştıracağız, Irak sınırında aynı şeyi yapacağız ve İran sınırının da uygun olan yerlerinde bunu gerçekleştireceğiz çünkü giriş çıkışlar ülkemize artık daha kontrollü bir şekle dönüşsün. Giremeyecekler. Sadece malum giriş çıkış kapıları vardır oralardan giriş çıkış yapabilir. Kim? Normal vatandaş, terörist değil. Bugün artık Kilis'te hiçbir vatandaş inşallah nasıl 'Başımıza roket düşer mi?' endişesini taşımıyorsa tüm illerimizde de artık bu hale inşallah geleceğiz." değerlendirmesini yaptı.

YÜZÜMÜZE GÜLENLERİN ARKAMIZDAN NELER ÇEVİRDİĞİNİN GAYET İYİ FARKINDAYIZ

Erdoğan, teröristlerden temizlenen bölgelere dönen 100 binin üzerinde Suriyelinin kendi topraklarında güvenli bir şekilde hayatlarını sürdürdüğünü dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradan çıkartacağımız ders şudur; ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyorsak önce sınırlarımızın ötesini güvenli hale getirmek mecburiyetindeyiz. Hem kendi vatandaşlarımızın hem de bize sığınmış kardeşlerimizin geleceği için bu sorumluluğu üstlenmek mecburiyetindeyiz. Bizden sınırlarımız boyunca gözümüz göre göre bir terör devleti kurulmasına sessiz kalmamızı bekleyenler kusura bakmasınlar bizi hiç tanımamışlar demektir. Geçmişte kurumlarımıza sızmış ihanet çetesi mensupları vasıtasıyla belki bu tür operasyonlar yapabiliyorlardı ama artık o günler geride kaldı. 15 Temmuz ihanet girişimi daha önce sezdiğimiz, tahmin ettiğimiz, ufak tefek emarelerini gördüğümüz pek çok gerçeği gün ışığına çıkardı. Karşı karşıya geldiğimizde yüzümüze gülenlerin arkamızdan neler çevirdiğinin gayet iyi farkındayız. Elbette bizim önceliğimiz meselelerimizi siyaset yoluyla, diplomasi yoluyla, görüşmeler yoluyla çözüme kavuşturmaktır ama bunların işe yaramadığı yerde ülkemizin ve milletimizin bekasını korumak için kanımızın son damlasına kadar mücadele etmesini de çok iyi biliriz."

"BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ"

Orhan Şaik Gökyay'ın "Bu Vatan Kimin?" şiirinden "Bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır, bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir" dizelerini okuyan Erdoğan, "İşte 15 Temmuz'da gördük ki bugün de ülkemizde kendini tarihe vermeye hazır 80 milyon kahraman hazır bekliyor. Bizim bu topraklardan başka vatanımız yoktur, olmayacaktır. Ülkemizi korumak için nereye kadar gitmemiz gerekiyorsa oraya kadar gideceğimizden de kimsenin şüphesi olmasın. İşte bunun için ne demiştim, 'Bir gece ansızın gelebiliriz'. Ne zaman, nerede? Herhalde bunu açıklayacak değiliz." dedi.

"KUSURA BAKMAYIN BUNDAN SONRA HER ŞEY KARŞILIKLI"

Geçen günlerde ABD'de gerçekleşen terör saldırısını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amerika'da ırkçı bir terörist sadece ve sadece Müslüman oldukları için iki kadına saldırmışlardır. Aynı terörist onları korumaya çalışan iki kişiyi de bıçaklayarak öldürmüştür. Amerika bu olayın vehametini dikkat edin 'terörist' olarak suçlamıyor, bunu 'nefret suçu' diyerek azaltmaya çalışsa da bu bir terör saldırısıdır. Buna nasıl nefret suçu dersin, böyle bir şey olabilir mi? Ey Amerika ekonomik olarak dünyada çok büyük bir ülke olabilirsin ama hak ve adaletler konusuna gelince kusura bakmayın. Bakınız Amerika'da bugüne kadar alışılmış bir gelenek vardı, hemen hemen her ramazanda dışişleri bakanları oradaki Müslümanlara iftar verirlerdi fakat bu ramazanda ABD Dışişleri Bakanlığı bu iftarı iptal etti. Hani nerede, hani ayrımcılık yoktu, hani siz inanç özgürlüğüne karşı değildiniz? Peki bu yaptığınız nedir? Bizim de tabii ki bakışımız ister istemez değişiyor. Biz uygulamaya bakarız, lafa değil.

Mısır'da sadece dinlerinden dolayı Hrıstiyanlara saldıranlar nasıl teröristse, Amerika'da sadece dinlerinden dolayı o kadınlara saldıran, onları savunmaya çalışanları da öldüren kişi veya kişiler de teröristtir. Batı ülkeleri teröristlere, terör örgütlerine karşı sergiledikleri bu çifte standardı terk etmeden huzura ve güvene kavuşamayacaklardır. Türkiye teröristlerle ilgili talepte bulunduğunda 'Bizde yargı bağımsızdır' diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışanlar benzer istekleri bize yönelttiklerinde aynı ilkeyi asla gözetmiyorlar. 'İşte böyle, böyle, bizim vatandaşımız sizde cezaevinde onu bize verin'. Tamam da önce siz cezaevinde olmayan terörist başını bize bir verin bakalım. Ona 400 dönüm arazi tahsis edeceksiniz, oradan 170 ülkeyi idare edecek böyle bir terörist, 80 koli dosya göndereceğiz, bütün bunlar elinizde buna rağmen hala 'Öyle mi, böyle mi?' deyip zaman kazanmaya çalışacaksınız, böyle bir şey olamaz. Bu aramızdaki itimadı sarsar. Nitekim de sarsıyor. Biz bedel ödüyoruz, 249 şehidimiz var bizim 15 Temmuz gecesi, 2 bin 193 gazimiz var siz bize bunları unutturamazsınız. Kusura bakmayın bundan sonra her şey karşılıklı, sizin yargınız mı var? Bizim de yargımız var."

"EY DÜNYA TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İLGİLİ TAVRINIZI LÜTFEN GÖZDEN GEÇİRİNİZ"

Terörle mücadele konusunda tüm dünyaya çağrıda bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ey dünya, terör örgütleriyle ilgili siyasetinizi, tavrınızı, tutumunuzu lütfen gözden geçiriniz. İşinize gelen eylemleri yapan terör örgütlerine arka çıkar, silah ve para başta olmak üzere her türlü desteği verirseniz, namlunun ucu size döndüğünde sesinizi duyacak kimse bulamazsınız. Bunu da böyle biliniz. Biz teröre çok kurban vermiş, terör yüzünden büyük maddi ve manevi acılar çekmiş bir ülke olarak tüm dünyaya çok geç olmadan bu konuda ortak bir anlayış birliğine varılmasını teklif ediyoruz. Bu çağrımızda samimiyiz ve üzerimize düşenleri yapmaya hazırız."

"2035'E YÖNELİK HEDEFLERİMİZİ BELİRLEYECEĞİMİZ ÇALIŞMA BAŞLATIYORUZ"

Türkiye'nin istihdamda da sıkıntılı dönemini geride bıraktığını bildiren Erdoğan, "Başlattığımız istihdam seferberliğiyle yılbaşından bu yana 1,2 milyon yeni istihdam oluşturduk. İnşallah yakın bir zamanda işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz." dedi.

"16 Nisan halk oylamasıyla birlikte 2013 yılından beri neredeyse kesintisiz bir şekilde süren seçim ve karmaşa dönemini artık geride bıraktığımıza inanıyorum. Önümüzdeki dönemde önce milletimizin birikmiş meselelerinin çözümüne yönelik 180 günlük bir kısa vadeli eylem programı hazırlayıp hayata geçireceğiz." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, 2019 seçimlerine kadar olan dönemi en verimli şekilde kullanmanın gayreti içerisinde olacaklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde 2023 hedeflerini güncelleyeceklerini ve bu yöndeki çalışmaları hızlandıracaklarını belirterek, "Ayrıca 2035 yılına yönelik hedeflerimizi belirleyeceğimiz yeni bir çalışma başlatıyoruz. Milletimiz bugüne kadar bize her konuda destek verdi, güç verdi. Şimdi sıra bizde. Milletimizin bu fedakarlıklarına, bu gayretlerine karşılık demokraside ve ekonomide yeni atılım dönemini inşallah hep birlikte neticeye ulaştıracağız." ifadelerini kullandı.

"BÖYLE ŞEDDELİ YALAN OLUR MU?"

Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliğinin ardından yeni bir döneme girildiğini kaydederek, şu ifadelere yer verdi:

"Yeni dönemde inşallah sizlerle daha yakın bir istişare ve iş birliği içinde olacağız. Her ne kadar bazıları 'muhtarlıklar kapatılacak' yalanıyla kafaları bulandırmaya çalıştıysa da 16 Nisan'da bunlara en güzel cevabı sizlerin verdiğini biliyorum. Muhtarlıklar kapandı mı? Böyle şeddeli yalan olur mu? Anayasayla teminat altına alınmış olan bir muhtarlık müessesesini 'Seçilecek cumhurbaşkanı ertesi gün kapatacak.' diyor. Böyle bir şey yok. Nasıl bu yalanı da uyduruyorsun? Siyaset dürüstlük üzerine kuruludur, yalan üzerine değil. Onun için de yalana müracaat edenlere benim muhtarlarım haddini bildirmelidir. Muhtarlarımız yeni Türkiye'nin inşasında bizim en büyük yardımcılarımız olacaklardır. Mahalleler ve köylerden başlayıp dalga dalga ülkemizin tamamını kucaklayacak yeni demokrasi ve kalkınma hamlemiz için hep birlikte çok daha fazla çalışmalı ve gayret göstermeliyiz."

Editör

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.