Kıyısından köşesinden siyasetle alakadar olan herkes, aslında kendi kendine aynı soruyu sorup duruyor:

“Ahmet Davutoğlu’nun ya da Abdullah Gül öncülüğündeki Ali Babacan’ın kuracakları partilere kimler katılır?”

Soru, hüküm cümlesi ihtiva ettiğine göre, demek ki her halükarda birileri AK Parti’den bu yeni partilere gidecek; tamam gidecek de peki kimler gidecek?

Zurnanın zırt dediği yer de işte burası…

Aslında kafalarda bazı isimler var olmasına var da, kimse cesaret edip yüksek sesle ifade etmiyor.

Çünkü AK Parti’ye dair şöyle bir manzara siyaseten vücut bulmuş durumda:

Bir; şu yahut da bu saikten ötürü AK Parti’ye kırgın hatta küskün olan bir zümre mevcut. Bunlar, belki etrafta dolaşıp partiye sayıp dökmüyorlar ama ciddi biçimde kırgınlar. İstiyorlar ki çok olmasa da Başkan Erdoğan’ın canı biraz yansın!

İki; bir dönem AK Parti’ye oy verip AK Parti’yi en ateşli bir şekilde desteklemelerine rağmen zaman içinde partiden kopmuş lakin başka partinin saflarında da yer almamış ağır abiler var. Bunlar, nefislerini tatmin etme adına AK Parti’nin kaybetmesine dünden razılar.

Üç; AK Parti’ye zaman zaman oy verip fakat kendisini parti mensubu gibi görmeyen ciddi bir çoğunluk var. Bunlar harici gelişmelerden çabuk etkilenebiliyorlar, yani yönlendirilmeye çok açık bir kitle… FETÖ’nün ya da başka kesimlerin yaptığı algı operasyonlarından anında etkileniyorlar.

Dört; Ne pahasına olursa olsun sırf Tayyip Bey’e inanıp güvendiği ve de çok sevdiği için (kim ne derse desin) AK Parti’nin yanında ve de içinde olan kesin inançlılar var. Bunlar, partinin tabanını, ana iskeletini ve yol haritasını oluşturuyor.

Meseleye bu dört ayrı pencereden bakarak, o soruya cevap aramalıyız…

Eski AK Partililerin kuracağı yeni partilere bu kesimlerden kimler gider?

Cevap belli:

Küskün ve kırgınların yanı sıra AK Parti’yle bağlarını koparmış olanlar…

Yani iki ayrı gruptan söz ediyoruz.

Milletvekili düzeyinde (Erzurum özelinde) bir kayış olacağına çok ihtimal vermiyorum.

Buna karşın tabanda birileri veya bazı gruplar, vaktiyle AK Parti’de arayıp da bulamadıklarına, yeni adreslerinde ulaşabilecekleri ümidiyle geçiş yaparlar.

Bu demek oluyor ki, ister Davutoğlu’nun isterse Babacan’ın kuracakları muhtemel partiler, siyaseten ciddi bir çıkış yapamayacak olsalar da, proje gereği AK Parti’ye bir çizik atabilecekler.

Zaten hedef de şu değil mi?

Yüzde elli artı bir’i, yüzde ellinin altına düşürmek!

Böylelikle proje amacına ulaşmış olacak ve Tayyip Erdoğan’ın önü kesilecek!

Mesele; Meclis’te grup kurmak ya da Meclis çoğunluğu yakalamak değil. Mesele; cumhurbaşkanlığı seçimine ket vurup yüzde ellinin altına düşürmek!

Pekii bu mümkün mü?

Evet; ne yazık ki mümkün…

Çünkü bu ülkede, AK Partili siyasetçiler, yöneticiler ve kamu görevlileri eliyle kırılıp dökülen milyonlarca insan var. Bunlar CHP’ye oy vermeyecekleri için buldukları ilk fırsatta eski yol arkadaşlarının yeni yolculuklarına katılabilirler.

Başkan Erdoğan olup bitenlerinin ne kadarını görüyor yahut da kendisine hangi ölçüde bilgi veriliyor bilmiyoruz. Lakin halen kamuda, kamu görevlileri eliyle sırf vatandaş iktidara kızsın “Tayyip Erdoğan’a oy vermesin” diye akla ziyan numaralar çevriliyor.

Bu insanlar muhafazakar, milliyetçi ve siyaseten sağcı…

CHP’ye gidemeyeceklerine göre, Davutoğlu veya Babacan yeni siyasi adresleri olabilir, sonu hüsran da olsa…

Batı, Türkiye’de yeni ve güçlü bir iktidar peşinde değil ki; istedikleri, yeniden istikrarsızlık, siyasi ve iktisadi kaos ve en başta da elbette ki kaybetmiş bir Tayyip Erdoğan…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.