BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN AĞZINDAN USTANIN HİKAYESİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ustanın Hikayesi' belgeselinde hayatını anlattı.

04 Eylül 2013 Çarşamba 02:29
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN AĞZINDAN USTANIN HİKAYESİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz TV ekranlarında kendi ağzından yaşam hikayesini anlattı. Kendisiyle ilgili bilinmeyenleri ilk kez bu kadar detaylı bir şekilde ekran başındakilerle paylaşan Erdoğan, çocukluk yıllarından, evliliğine kadar hayatıyla ilgili merak edilen pek çok soruya yanıt verdi.
 
İşte Erdoğan'ın açıklamasından satır başları; 
Banka kumbarası şeklinde değil ama anacığımın verdiği bir kumbara vardı. Bayramda seyranda o ufak bir şey katar bak sana paranla bunu aldık derdi. Babam iznini hep bir aylık döneme getirirdi. Zaman zaman büyüklerimizle birlikte bizde fındık bahçelerine girmişliğim vardır. Ama oralarda imam hatip liselerinde aldığım eğitim gelişimime çok faydalı oldu.
 
EVİMİZ MİSAFİRSİZ KALMAZDI
Annem rahmetli çok maharetliydi. Hamuru ince açar onu kuzinede hazırlar, sarması çok meşhurdu. Rize'de mıhlama Trabzon'da kuymak deriz onu yeme imkanımız oldu. Pilavımız hep güzeldi. Ev misafirsiz kalmazdı. Babam memleketten misafirimiz gelince alır gelirdi. Bizde sini derler orada yemeğimizi yerdik. O da gelen giden arasındaki muhabbet için çok önemli bir köprü. Babam çok güvenilir biriydi. bizim yetişmemizde onun yapısının çok çok büyük etkisi olmuştur. İsmail diye bir arkadaşım vardı.
 
KONUŞMA KABİLİYETİMİ ARTIRDI
Babam haftada 2.5 lira verirdi. Sirkeci'de keskin color diye bir kartpostal şirketi vardı. Balat'tan tramvaya biner akşam etüde yetişirdim. O arkadaşından ben ilk kaynak kitaplarımı almaya başladım. Aynı şekilde bir tefsir kitabı aldım. Bunu almışken babam benim bu teşebbüsümü görünce bana kitaplarımı saklayabilecek biçimde bir kütüphane yaptı. Teknik ressamlar cemiyeti kız sanat enstitüsünde düzenlediği yarışmaya katılmış ve ilk duvara monte edilen kütüphane ödülü almıştık. Bunlar bana kitleler karşısında konuşma kabiliyetimi arttırdı.
Kasımpaşa Osmanlı'nın denizcilikte müstesna olan kesiminin oturduğu yerdir. yani şu andaki hal Kasımpaşa'da değildir. Bizim biraz daha ileri gittiğimde eskiden dut bahçelerini görürdük. Bu dönemler daha sonra doğru bulmadığımız mafyanın içinden tipler çıkmaya başladı. Daha sonra onlar da değişime uğradı. Daha sonra özellikle romanlardan gelen arkadaşlarımız oldu. Mesela şu anda onlar hala orda oturur. Kasımpaşalılık karşıdan bir söz ister. Getirilmediği zaman bedeli ağır olur. Kasımpaşa bize sözüyle özü bir olmayı verdi. Kadir Bey de Kasımpaşa'nın eskilerindendir. Hala orada dostlarım hemşehrilerim var.
 
İMAM HATİPLERİ ÖTEKİLEŞTİRDİLER
İmam hatibe gidince "ölü mü yıkayacaksınız? Buradan rahat rahat her üniversiteye gidemezsiniz. Fark dersleri verdikten sonra normal üniversiteye gidecekseniz." dediler. Gittim altı dersi Eyüp Lisesi'nde bitirdim gittim, oradan üniversiteye girdim. Dışarıdan lise bitirdik oradan gidip üniversiteyi bitirdik. 28 şubatla birlikte tekrar imam hatiplerin önü kapandı. bizim dönemlerde diğer liseler 6 seneyken biz 7 sene okuyorduk. Böyle haksızlıklar karşısında buralara gelindi. Benim 4 çocuğunum dördünü de biz imam hatipe gönderdik. Üniversiteyi okumada erkeklere katsayı kızlara başörtü engeli. E şimdi inanç ayrımı yapmıyoruz derken başörtüsü kullanan çocuğa eğitim iş imkanı vermeyeceksiniz. Türkiye laik, laiklik ne demek, bütün inanç gruplarına eşit mesafede olmak demek . Burada bir ayrıma gidemezsin. Şimdi de bu aşılıyor. Biz şimdi hepsi aynı haklara sahip olsun bu toplum birbirini kucaklasın dedim. O şartları gerçekleştirdiler, gittiler yurt dışına okudular geldiler.
 
F.BAHÇE SEVGİM LEFTER'LE BAŞLADI
Lefter ile Fenerbahçe sevgim başladı. 15-16 yaşında amatörde İstanbul genç karmaya seçildim Statlara serbest giriş kartı aldım. Yıkılmış olan İnönü Stadı'na bedava girebildik. İmam hatipte futbol oynadığımdan babamın haberi yoktu, daha sonra oldu. Son yaşanan olaylardan sonra aile epeyce soğudu. Emine Hanım, Beşiktaş taraftardır.
 
BİZ BİR AŞIK OLDUK PİR AŞIK OLDUK
Kasımpaşa'da Tepebaşı Gazinosu vardı. Orada partimizin bir toplantısı var. hanımın tasarımcılık yanı güçlüdür. O dikkatimi çekti. Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Şimdi bazıları aşık oldum diyorlar da birçok kişiye de aşık oluyorlar. Bizimki öyle değil. Biz bir aşık olduk pir aşık olduk öyle devam ediyoruz. Sağ olsun bizim kahveye tuz gibi bir şey atılmadı.
 
ZORLAMA ÇIKARMADAN KIZI VERDİLER
Ömer Beyin oğluna kız istemeye gittik. O gün orada öyle bir sürpriz yaptılar. Kızımız oğlumuzun kahvesine tuzu fazla kaçırmış olacak ki oğlumuz kıvranıyor. Sağ olsun eşim bana öyle bir zulüm yapmadı. Halamın oğlunun arabası vardı onunla beraber gittik. Babam annem yengem, kakaolu çikolatalı baklava yaptırmıştım onu götürdük. isteme işlemini yattığımızda ben bayağı kızarmışım. Kayınpeder kayınvalide hiç zorlama çıkarmadan kızı verdiler ve uzatmadık bir yıl içinde nişan ve nikahı kıydık.
 
BEN GELİYORUM ONLAR YATIYOR
Emine Hanım evlendiğimiz andan itibaren sosyal hayatın içindeydi. Siyasi mücadelem içinde, bir gün olsun niye geç geldin sorusu ile karşı karşıya kalmadık. Büyük kızım bir kez serzenişte bulundu. Niye geç geldin serzenişi değildi. O bize hasret biz de onlara hasrettik. O zaman mücadeleler bugünkü gibi değil. Bir gece yatak odasının kapısına büyük kızım not asmış babacığım bir geceni de bize ayır diye. Onların da hakkı var. Ben geliyorum onlar yatıyor. Aynı istikamete bakış, aynı yolda yürüyüş, eşimin yükü taşıması işimizi kolaylaştırdı. Bu da bize siyasette güçlü kıldı.
Ben giyim kuşam konusunda çocuklara yük olmam.
 
EVLE İLGİLİ TAMİRATLARLA ÇOK UĞRAŞTIM
Kasımpaşa'da iken evle ilgili tamiratlarla çok uğraştım. Belediye başkanı olduktan sonra o işler bizim üzerimizden gitti. Başbakanlık döneminde zaten uğraşacak zaman yok.
Öğrencilik yıllarımızda arkadaşlar arasında bir menümüz vardı sadece onu yapardım. Evlendikten sonra bize iş kalmadı. Öğrenci yemeği, menemen, yumurta gibi şeyleri iyi yapardım. Eşim sağlıklı yemek konusunda çok titiz. Kendisi yediklerim içtiklerim de ileri derecede hassastır. Ama zaman zaman bunu bozduğum oluyor.
 
HAMUR İŞLERİNİ AZALTTIM
Arkadaşlarımın arasında öğrencilik dönemimde iyi yaptığım tek şey, menemen, sucuklu yumurta ve pastırmalı yumurtaydı. Eşim sağlıklı beslenme konusunda çok titiz. Kendisi yediklerim de içtiklerim de ileri derece hassastır. Hamur işlerini iyice azaltmaya başladım.
 
EN AZ 3 BEKLİYORUM
Evlat sevgisi bambaşka. Fakat torunlar evlatları bize aratmadı. O bambaşka bir sevgi bize getirdi. Hele hele ufak kızım onların sürekli yanımda olması, gittiğimizde hemen bakarım ki nerede işte yeğenlerin yayında. Allah onların muhabbetini eksik etmesin. Onlardan da en az 3 bekliyorum.
Torunlarım, biz çekildikten sonra siyasete girmesi neden olmasın. Eğer böyle bir kabiliyet varsa bu işte bir heyecan duyuyorlarsa olmasını isterim.
 
TORUNLARIMLA ÇİZGİ FİLM İZLİYORUZ
Zaman zaman beni zorladıkları için çizgi film seyrediyorlar. Ama anneleri limit koyuyor. Torunlarımla 15 dakika çizgi film izliyoruz. Parka gidiyoruz. Büyük torun topu çok sever çok da hırslı. Torunlarımı bize ayrı bir sinerji katıyor.
 
KEPİ FIRLATTIM
Milli Türk Talebe Birliği'nin bizim yetiştiğimiz dönem için özel bir yeri var. İsmail Kahraman ile birlikte MTTB büyük bir dönem yaşamıştır. MTTB içinde çalıştığım dönemde Beyoğlu İlçe Gençlik Kolu başkanlığı teklifi geldi orada seçildim. İETT'de futbol oynadığım dönemde siyaset de devam ediyordu. 12 Eylül hadisesi üniversiteyi bitirmemize katkısı oldu. Tuzla'da kuramızı çektik. Hasdal diye kura çıktı. Hasdal'ın İstanbul'da neresi olduğunu bilmiyordum. Hasdal neresi diye sordum. Kağıthane'nin üstü deyince kepi fırlattım. Eve yarım saatlik mesafedeydi. Kantin subaylığını üstlendim. Bir süre o görevi sürdürdüm.
Neden siyaset dendiğinde, hem insanlık için hem de ülke için siyaset. Üniversite öncesi hem üniversite sonrası verilen mücadele nedeniyle bu noktaya tesadüfen gelmedik. Tabandan tabana çalışarak bu noktaya geldik.
 
REFAH PARTİSİ O ORANDA KALACAK PARTİ DEĞİLDİ
89'da İl Başkanıyım aynı zamanda partinin merkez karar yönetim kurulu üyesiyim. Belediye Başkanlığı için Beyoğlu'na aday olmak istedim. Bunu genel başkanıma söyledim. Bizde bir anlayış var görev istenmez verilir. Birşeyin ispat edilmesi gerekiyor. Refah Partisi o oranda kalacak bir parti değildi. Bunun değişmesi lazımdı. 89'da aday olduğumuzda 1.5'luk oy oranı ile kaybettik. Ancak 3.7'lik oy oranından yüzde 21'lik oy oranına çıktık.
 
ANKARA VE İSTANBUL ÖNEMLİYDİ
Ankara ve İstanbul'un alınması bizim için çok önemliydi. Ankara'da Melih bey İstanbul'da bendim. Ankara İstanbul Türkiye'nin özeti. Bu iki ili alan parti büyük noktaya gelirdi. Hanımlar 40 gramlık kahveler yapılarak ev ev dolaştılar. "Tamam İnşallah" afişi 500 bin adet İstanbul'a asılan afişlerin ifadesiydi.
 
HAZIRLIKLARIMIZI ÇOKTAN YAPMIŞTIK
İktidarda CHP vardı, CHP, susuzluğu kirliği getirmişti. İşe başladığımızda 2.5 milyar dolar borçla işi devralmışız. 180 km uzaktan dağları delerek İstanbul'a su getirmiştik. Veysel Eroğlu benim İSKİ müdürümdü, Adem Baştürk'de genel sekreterimizdi. Hazırlıklarımızı çoktan yapmıştık. O zaman yerel siyaset akademisi diye akademi kurduk. Orada belediye başkan adayları ve meclis üyesi adayları yetiştiriyorduk.
 
ÇOCUKLARIMIZ İSTEDİĞİ HAYATI YAŞAYAMADI
O seçimlerden de onların ummadığı bir şekilde sonuç aldık. Sayımlar yapılıyor, tüm teşkilatlarda online sistemi kurmuşuz. Resmi tutanak neticesini alıp anında merkeze getiriyorduk. Sonuçtan çok emindik. Sabah gazetesinden muhabir geldi bize geçmiş olsun dedi kaybetmişsiniz demişti. Biz de yarın sabah tekrar Anavatan'a gidersiniz dedim.
O dönemde yazılı ve görsel medya vardı bugün de sosyal medya var. yaşam alanımıza karşılıyor deniyordu. Neyine karışmıştık merak ediyorum. Ülkemde kişisel özgürlüğün teminatı olduk. Herkes istediğini yiyor içiyor giyiyor. Ama buna rağmen bizim ailemize çocuklarımıza büyük müdaheleler oldu. Çocuklarımız kızlarımız istedikleri hayatı yaşayamadı.
 
CEZAEVİNDE BAZI GRUPLARLA GÖRÜŞTÜM
Halkımız bizi kucaklıyorsa onlar dışlanmışlıklarına inandıkları için bizi kucaklıyor. Diğerleri halkı kucaklayamadığı için oyu alamıyor.
Cezaevine girmeden önce İsviçre'den çağırdığım Tevfik Aydeniz vefat etmişti. Onu kabre uğurladık. Beni de bütün sevenlerimiz Pınarhisara uğurladılar. Kabir ve Pınarhisar cezaevi, Pınarhisar'da binlerce sevenimiz geldi. Bütün Pınarhisar süreci benim dolu dolu geçti. Yaklaşık 10 bine yakın mektup geldi.
Cezaevinde iken çok farklı gruplar vardı. Savcının müsaadesi ile o gruplardan bazıları ile görüştüm. Bu görüşmeler sırasında yeni bir Türkiye şekillenmeye başlandı. O dönemde hakkımızda yazılan 'Muhtar bile olamaz' ifadelerini bir kenara bıraktık. Şu anki yol arkadaşlarımın ciddi bir kısmı da o zaman birlikte adım atma kararı aldık. Darbe üstüne darbe tokat üstüne tokata rağmen biz ilk seçimde, yüzde 34.8 ile iktidara geldik. O günden bugüne de sürekli yükselen bir trendimiz var. Bunda da o yol haritamızın bize getiren zenginliği var.
 
AHMET KAYA KARDEŞİMİZ
Ahmet Kaya kardeşimiz o gün seve seve oraya geldi. Veda töreninde Ahmet Kaya'yı dinledik. Sanatçıyı sanatı sevdiklerini söyleyenler o gün onun karşısında dikilenlerdir. O gün o tablonun içinde yer aldı. Ben kendisine rahmet diliyorum. Ben aslında o gün çok farklı şeyler yaşadım.Teyfik Akdeniz kardeşim o gün vefat etti.Onu kabre yolladık beni de tüm sevenlerimiz Pınarhisar Cezaevine yolladılar. Pınarhisar süreci dolu dolu geçti. Her gün yüzün altına düşmeyen ziyaretçi. Bu arada yoğun bir şekilde mektuplar geliyor. Gündüz gelenlerle konuşuyorum. Gece gelen metuplara yanıt yazıyorum.
 
DİYARBAKIRLININ SÖZÜ İŞARET FİŞEĞİ OLDU
Cezaevinde söylemekten ziyade dinlerdim. Ama zaman zaman söylediğimiz de olurdu. şarkılar türküler, dini müzikler de dile getirilirdi ama enstrümanlar yoktu. O dönemde Yemen türküsü çok gündemdeydi. Ada bizim için gündemdeydi. Bunları terennüm eder söylerdik. Cezaevinde gelen mektuplar arasında Diyarbakırlının söylediği "geleceğin başbakanısız" sözü işaret fişeği oldu. Kuracağımız parti kapatılacak olsa yenisini kuracaktık. Biz yine de partilerin kapatılmasını kabul edemem.
Bizim hedefimiz mazlumların, mağdurların sevgilisi olabiliyormuyuz. Sadece Tayyip Erdoğan olarak değil Türk milleti olarak bunu yapabilirmiyiz derdindeyiz. Hangi dinden hangi dilden olursa olsun onların sevgisi olabilmek hedefimizdir. Bugün dünyanın her yerine uzanan Türkiye var. Milyarlarca doları dünyanın bir ucundaki ülkelere, fakir fukaralara, hastane yardım olarak gidiyor. TİKA diye bir kurum var o kanalla bunları yapıyoruz.
Yunanistan bizimle komşu, komşu aşağı komşu yukarı sözü gibi onlar bizi iyi tanır biz onları iyi tanırız. Onların yaşadıkları sıkıntılar bizdeki değişimi daha iyi anladılar. Bizim dedelerimiz Endonezya Ace'ya kadar atalarımız gitmiş bunu bizden önce onlar yapmışlar.
 
ABDULLAH GÜL HAKKINDA ÇOK ŞEY YAZILIYOR
Başbakan Erdoğan da AK Parti'nin kuruluşun çok önemli olduğunu, öncesinde ve sonrasında Cumhurbaşkanı Gül ile kardeşlik hukukunun çok önemli olduğunu, kendisi ve Gül hakkında çok şeyler yazıldığını, bu ilişkiyi bozmadıkları için kahrolanlar var. Kendisene da sağlık sıhhat uzun ömürler diliyorum.

Editör

USTANIN HİKAYESİ 1. BÖLÜM İZLE USTANIN HİKAYESİ 2. BÖLÜM İZLE USTANIN HİKAYESİ 3. BÖLÜM İZLE
Son Güncelleme: 04.09.2013 02:49
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.