“Medyanı seyredeyim; ne olduğunu söyleyeyim” diye bir atasözü yok, ben duymadım.
“Medyan neyse, sen osun” diye de bir atasözsü de yok!
Medya toplumun aynasıdır, toplum medyanın yönlendirdiği bir şekilde hayatını sürdürür!
Toplum ne seyretmek istiyorsa; nasıl olmak istiyorsa; medya ona göre şekillenir!
Yukarıdaki ifadelerden yola çıkarak bugün toplumumuzu ikinci dereceden tehdit eden şiddet terörünün ilerleyiş hızı tanımlanabilir!
Kontrolden çıkan görsel medyadaki şiddet biraz da kaynağını bayılarak seyrine doyamadığımız Türk Filmi denen rezaletlerden alarak belki gelişti.
Şak şamar, hop kadın yerde; dudaklarında iki damla kan; son sahnede erkeğe sarılan bir kadın(!)
Kadın itiraz ediyor, çırpınıyor; bir dakika geçmeden esas oğlanla sevişmeye başlıyor. Demek ki diye düşündük; önce sert davran sonunda nasıl olsa yumuşayacak!
Keşke bu rezaletlerin başında Türk kelimesi olmasaydı!
Mısır’da yerin dibine girdim; “Türkiye’de hayatlarınız Türk filmleri gibi mi?” diye sordu bir geri zekâlı. Aslında geri zekâlı bu filmlere Türk filmi adını koyanlardı.
Rusya komünist ihtilalından sonra Türkiye’de bu filmleri çektirtmiş ve Türk ülkelerinde; “İşte sizin ırkdaşlarınız” diye defalarca bu filmleri izlettirmiş*. *(Türkistan; Türkistan / Y. Bülent Bakiler)
Öyle ki filmlerde adı tecavüzcüye çıkan figüranı işi iyi bildiğinden, kahraman yaptık!
Esprilerimize bile girdi; “tecavüzcü Coşkun” diye!
Töreleri batsın, törelerle ilgili kadına şiddeti, dayağı, öldürmeği dizilere monte ettik; gerçek oldu! Yapımcılar eminim seviniyorlardır!
Mafya filmleri çektik; o kadar enteresan tiplerde katiller icat ettik, o kadar şekil cinayetler işlettik ki ve o kadar insan öldürdüler ki o kadar tavuk öldürülseydi; dünya hayvan hakları savunucuları kapımıza gelip “artık yuh be yeter derlerdi”.
Sonra o katillerin gıyabi cenaze namazlarını kıldık; gama yasa battık.
RÜTÜK ne işe yarar, gerçekten merak ediyorum?
 
 
Ve Anneler Nereye Koşuyorlar?
 
 
Şimdilerde ise dizilerden daha başka bir konuya el attılar; konu ahlak! Ahlak katliamı başladı.
Defile, manken olabilmek ve giyim tarzı, ses sanatçısı olabilmek duyguları üzerinden insanlar harcanmaya başladı.
Ne yazık ki; anneleri, babaları, kardeşleri yarışmalara getiriyor ve hakaretleri, aşağılamaları seyrediyorlar; kimi sırıtıyor, kimi sevinçten veya kahırdan gözyaşlarına boğuluyor!
Kızlarını bu tür yarışmalara sokan anneler; acaba nasıl bir sonuç bekliyorlar; para mı, koca mı, şöhret mi? Sonuçta para; o zaman daha kestirme yolu az kafalarını çalıştırsalar daha kolay bulabilirler.
Hem eski anneler kızının dizi açılsa kendi rengi kaçardı; doktora bile utana sıkıla götürdüğü kızını şimdi kendi elleriyle davranış ve hayat tarz ve felsefeleri normal insanlar tarafından kabul edilemeyecek insanlara teslim ediyorlar!
Toplumu ahlaken iyice zayıflatıp, özgüveni, kişiliği yerle bir eden yarışma programları düzenleyenler; toplumu başka bir dönüşüme başka bir ahlak yapısına teslim ediyorlar!
Katil sayımız çoğaldı, bu gidiş daha da çoğalacağını gösteriyor. Yedi yılda 4.500 kadın!
Genç kızlarımızı podyumlara çıkarıp hakaret ediyor, dalga geçiyor; aşağılıyorlar! Kimler; toplumun doğru dürüst bir mertebesinde yer bulamamış ahlak yoksulları!
Bakalım podyumdan düşenlerle ne kazanmış olacağız; hayırlısı!
Oysa Türk Milleti tarihi sorumluluğu olan bir millet. Tarihi omurgası, davasıyla, onuruyla var olan bir millet! İki kendini bilmez, edebini bilmez, cinsiyeti bile belli olmayan ve aslında ne oldukları belli dört kişinin karşısında kendilerini harcayabiliyorlar!
Yeni toplumun aydınlarını cinsiyet sıkıntısı olanlar mı belirleyecek; Türk Milleti anaları bunu mu istiyorlar? Seyredenler, beğenenler kadar sıkıntılı değil mi? Seyrederek, pirim vermiş olmuyorlar mı?
Yazık ki ne yazık!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.