Hani diyoruz ya sürekli:
- Bilgi kirliliği insanları olumsuz yönde etkiliyor, diye…
Bu süreçte gördük ki, doğru bilgi de bazen olumsuz bir takım sonuçlara yol açabiliyor…
Şöyle ki:
Türkiye’de salgın mücadelesine ilişkin verilen her gün düzenli olarak açıklanıyor ve Sağlık Bakanlığı gerek test ve gerekse vaka sayılarını, vefat edenlerle birlikte sürekli ilan ediyor…
Tabi bu döngü devam ederken, şehirlere ilişkin istatikler de açıklanmıyor değil hani!
Misal, Erzurum…
86 vakadan bahsedilmiş, hastalardan 20’si geçtiğimiz hafta, 30’u da önceki gün taburcu edilmişti biliyorsunuz…
Ne oldu peki?
Bu veriler medyada da yer bulunca, insanlara bir rahatlama gelmiş olacak ki, neredeyse yükünü tutan herkes soluğu dışarda aldı…
Sebep?
“Nasılsa Erzurum’da sorun yok!”
Evet, evet…
Son birkaç gündür Erzurum şehir merkezindeki hareketlilik çekiyor dikkatleri; araç sayısı, yaya trafiği, işler-güçler…
Tamam!
Önceki haftalara oranla maske ve eldiven kullanımı da artmış durumda ama bu demek değildir ki sorun kalmadı!
Dolayısıyla devam edeceğiz…
Tedbirlere uymaya, çok gerek duymadıkça sokağa çıkmamaya ve evde kalmaya devam edeceğiz…
Ne olursa olsun!
İsterse Erzurum’daki vaka sayısı 3’e ya da 5’e düşse bile, dikkatten ve dikkatli olmaktan vazgeçmeyeceğiz…
Bakınız!
Bir hekim dostumuz şöyle dedi:
“Bu süreçte hepimizi korkutan şey, bir başkasından virüs kapma ihtimali!.. Halbuki düşünce tarzımız bu olmamalı!.. Tam tersine, herkes kendisini virüsü kapmış, yani enfekte olmuş hissetmeli ve bedeninde taşıdığını düşündüğü virüsü bir başkasına bulaştırmamak için mücadele etmeli!.. Meseleye eğer bu yönden yaklaşırsak; Koronavirüs’ü işte o zaman alt edebiliriz!...”
Doğrusu dostumuz çok haklı…
Hal böyle iken; gelin bugün itibariyle bakış açımızı bu yönde değiştirelim gitsin!
Yani?
Yanisi şu?
Virüsü başkalarından kapmaktan değil; asıl hasta olduğumuzu düşünerek, başkalarına bulaştırmaktan korkalım!
