Dr. Ateşsaçan, “Makrobiyotik diyeti uygularken yediklerinizin %50 ile 60’ı kadarının tam tahıllı gıdalardan oluşuyor olması gerekir. Makrobiyotik diyetin en önemli parçası çorbadır. Her gün 1 tabak sebze çorbası içilecek ve içine mutlaka ya yeşil mercimek veya nohut veya kuru fasulye katılacak. Günlük besinlerin %25 ile 30’ı kadarı sebzelerden oluşmalıdır. Bu miktarın yaklaşık üçte biri pişmemiş yani çiğ sebzelerden oluşmalı. Diğer kalan kısmında ise sebzelerin haşlanarak, kaynatılarak, fırında ya da tavada pişirilerek tüketilmesi gerekir. Balık ve deniz ürünlerini , kümes hayvanlarını gün aşırı veya her gün 1 kez tüketebilirsiniz” diye konuştu.
Makrobiyotik diyette peynir , yoğurt ve sütün çok az yenilebileceğini düzenli olarak tüketilmeyeceğini anlatan Dr. Ateşsaçan şunları kaydetti; “Tahılların pişirilmeden tüketilmesi gerekiyor. Ekmek , makarna, pilav yenilmeyecek, yerine salata , çorbalara yulaf ezmesi tüketilecek. İstisna olarak bulgur pişirmeden sadece kısır olarak tüketilebilecek. Haftada 2 kez kuru bakliyat tüketilecek. Şeker ve tatlı yerine az şekerli meyveler tercih edilmeli. Kırmızı et 15 günde 1 kez ; tavuk, balık ve hindi var. Sebze çok değil ,buharda veya az haşlanacak, istenirse çiğ tüketilecek. Gıdaların taze ve doğal olması gerekmektedir. Beyaz, kepekli, tam buğday fark etmez hiçbir ekmekten yenmemesi gerekmektedir. Bu diyet programı esnasında dışarıdan yediklerinizi ve yapılışlarını kontrol edemeyeceğinizden ötürü restoranlardan da uzak durmanız gerekecektir.”
Beslenme Danışmanı Dr.Gönül Ateşsaçan, Makrobiyotik Beslenme konusunda şunları söyledi; “Makrobiyotik diyeti uygularken belli miktarlarda olmak şartıyla kuru yemiş serbesttir. Elma, armut, üzüm, şeftali, kayısı ve kavun gibi meyveleri düzenli olarak tüketilebilir. Ancak mango, papaya ve ananas gibi tropikal olan meyvelerden uzak durulması gereklidir. Tatlıyı da haftada 2 ile 3 kez olmak şartı ile yiyebilirsiniz. Tercihinizi de çikolata ya da pekmez gibi yüksek miktarda kalori içeren tatlılar yerine daha çok kurutulmuş meyve gibi yapay tatlandırıcı içermeyen tatlılardan yana kullanmanız önerilmektedir.”
Makrobiyotik diyette peynir , yoğurt ve sütün çok az yenilebileceğini düzenli olarak tüketilmeyeceğini anlatan Dr. Ateşsaçan şunları kaydetti; “Tahılların pişirilmeden tüketilmesi gerekiyor. Ekmek , makarna, pilav yenilmeyecek, yerine salata , çorbalara yulaf ezmesi tüketilecek. İstisna olarak bulgur pişirmeden sadece kısır olarak tüketilebilecek. Haftada 2 kez kuru bakliyat tüketilecek. Şeker ve tatlı yerine az şekerli meyveler tercih edilmeli. Kırmızı et 15 günde 1 kez ; tavuk, balık ve hindi var. Sebze çok değil ,buharda veya az haşlanacak, istenirse çiğ tüketilecek. Gıdaların taze ve doğal olması gerekmektedir. Beyaz, kepekli, tam buğday fark etmez hiçbir ekmekten yenmemesi gerekmektedir. Bu diyet programı esnasında dışarıdan yediklerinizi ve yapılışlarını kontrol edemeyeceğinizden ötürü restoranlardan da uzak durmanız gerekecektir.”
Beslenme Danışmanı Dr.Gönül Ateşsaçan, Makrobiyotik Beslenme konusunda şunları söyledi; “Makrobiyotik diyeti uygularken belli miktarlarda olmak şartıyla kuru yemiş serbesttir. Elma, armut, üzüm, şeftali, kayısı ve kavun gibi meyveleri düzenli olarak tüketilebilir. Ancak mango, papaya ve ananas gibi tropikal olan meyvelerden uzak durulması gereklidir. Tatlıyı da haftada 2 ile 3 kez olmak şartı ile yiyebilirsiniz. Tercihinizi de çikolata ya da pekmez gibi yüksek miktarda kalori içeren tatlılar yerine daha çok kurutulmuş meyve gibi yapay tatlandırıcı içermeyen tatlılardan yana kullanmanız önerilmektedir.”
Editör
Son Güncelleme: 09.09.2014 08:55
