Tanıdığım günden beri nazik, ince ruhlu, tebessüm yüzlü birisi olarak görmüşümdür Atatürk Üniversitesi Rektörü Hikmet Koçak Hoca'yı. İyi bir Erzurumlu, dürüst bir insandır. Şimdiye kadar kimsenin ağzından kendisine yönelik kötü ve iğneleyici bir söz çıktığını duymadım. Belki herkesin yarasına merhem olamamış, ama kimseyi de bilerek ve isteyerek yaralamamış. Seveni kadar sevmeyeni de vardır mutlaka. En azından ben, kendisini sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
***
Toplam 8 yıllık rektörlük görevini, yaklaşık beş ay sonra noktalayacak olan Hikmet Hoca, geçen gün kaleme aldığım "Ata döner, keser döner, sap döner" başlıklı yazımı, biraz da alınganlık göstererek okumuş.
 
ODASINDA BİRARAYA GELDİK
Telefon açtı. Sitemi vardı. Haklıydı belki. Yazmadan önce konuşmalı, dertleşmeli, gerekiyorsa tartışmalıydık! Yapmamıştım bunu. Çay içmeye davet etti, söyleyecekleri vardı. Zaten niyetimiz de bu değil miydi? Severek kabul ettim,yaklaşık bir saat sonra da rektörlük binasında, makam odasında biraraya geldik.
***
Yine babacan haliyle, tebessüm ederek karşıladı beni. Selamlaştık, tokalaştık, öpüştük.
***
Kaç zamandan beri diş sorunu yaşıyorum. Allah, Palandöken Devlet Hastanesi Diş Hekimi Yaşar Koşan'ın eline düşürmesin kimseyi! (Şaka yapıyorum tabiki. Rabbim kimseyi eşsiz, dostsuz bırakmasın.) Ağzımda diş kalmadı, çekti. O gün bugün konuşma sorunu da yaşıyorum.
***
Ne olursa olsun, ister ağzımda diş olsun, ister olmasın! Öyle ya da böyle sormam lazım gelen konular vardı, ben de Atatürk Üniversitesi Kalkınma Vakfı'ndan başlayarak sormaya başladım...
 
YA YETİNECEK, YA ARAYACAKSINIZ!
Bir üniversite açısından meğer ne de önemliymiş vakıflar. Sonuçta devletin size gönderdiği para belli. Kaynakları kıt olan bir ülkede eğitim adına çaba gösteriyorsanız, izleyeceğiniz iki yol var:
Ya devletin gönderdiği ile yetinecek, ya da yeni kaynaklar bulacaksınız!
***
Hani yeni kaynak bulamasanız, ya da böyle bir arayışa girmez de "ne yapalım, devletin bize tanıdığı imkanlar bu kadar" deyip de "işgal ettiğiniz makamı bir ikbal aracı olarak görürseniz", size arkadan arkaya sitem edenler, belki kötü söz söyleyenler de olur. Ama gelip sizden hesap soranı olmaz, hesap soramaya bu anlamda kimse cesaret bile edemez!
***
Çoğu insan gibi, duyduğunuz sorumluluk anlayışı, mutlaka bişeyler yapma isteği, dolayısıyla içten gelen bir dürtü, belki vicdanınızın rahatsız eden sesi, ister istemez sizi yeni kaynaklar bulmaya zorlar.
 ***
İşte Atatürk Üniversitesi Vakfı da çok önceleri bu amaç doğrultusunda kurulmuş.
 
BAĞIŞ YAPAN KİMSE ÇIKMADI!
Tabi sadece vakıf kurmakla iş tamamlanmış olmuyor. Mutlaka vakfa kaynak lazım. Ancak, gelin görün ki, evdeki hesap çarşıya pek de uymamış. Vakfa kaynak temini noktasında ciddi sıkıntılar yaşanmış.
İsterseniz bundan sonrasını Hikmet Hoca'dan dinleyelim:
***
"İlk seçildiğim dönem, vakfımıza bağışta bulunacağını tahmin ettiğim işadamlarının listesini çıkarttım. Gidecek, her birinin kapısını çalacak, destek isteyecektim. Çünkü üniversitemizin marka değerini yükseltmenin başka yolu yoktu. Öğrencilerimize burs vermeli, akademik çalışmaları mutlaka desteklemeli ve yeni yatırımlarla altyapımızı güçlendirmeliydik. Üzülerek söylemeliyim, olmadı. Sıtkı Hoca'nın (Prof. Dr. Sıtkı Alp, çankaya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı) dışında bağışta bulunan kimse çıkmadı. Hepimizin tanıdığı bir Erzurumlu işadamı, 'Hocam yarın gel de 50 bin lira verelim' dediğinde, beynimden vurulmuşa döndüm. Kendisine, 'Yarın birisini gönderin de size 50 bin lira ben yardım edeyim' diyerek sitemde bulundum.
Erzurum'dan kimse elimizden tutmadı. Ama, hastam olan Borusan'ın rahmetli Yönetim Kurulu başkanı Asım Kocabıyık, bir milyon dolar bağış yaptı. O parayla, kendisinin ismini de verdiğimiz ikinci anjiyo ünitesini kurduk.
Bağış yoluyla destek bulamayacağımız anlaşıldığında, bu kez kendi kaynaklarımızı kullanarak vakfa gelir sağlamanın arayışına girdik. O ara hem teknokentte proje ofisi kurduk, hem de Ata Döner markası oluşturduk. Ama zarar ettik. Proje ofisini kapattık. Ata Döner'in vakfımıza ait olan yüzde 50 hissesini de sattık. Sonuçta zarar eden bir yeri, bizden sonra işbaşına gelecek olan rektör arkadaşın kucağına atamazdım. Sorunu kendimiz çözmeli, görevi yüzümüzün akıyla devretmeliydik. İhale yapmadık. Ama çok daha iyi bir fiyata alıcı bulunca, üyelerimizin de onayı ile Ata Döner'i sattık."
***
Ata Döner'e, ilk başlarda Atatürk Üniversitesi'nde görev yapan 106 profesör hissedar olmuş. Önce üniversite camiasına hisse satışı anlamında bir duyuru yapılmış. 106 öğretim üyesinden talep gelmiş. "Sınırlama yoktu" dedi Hikmet Hoca. Bugün o hissedarların 75 kadarı da hissesini devretmiş. Geride kalan 30 profesörün Ata Döner ile olan ortaklığı devam ediyormuş.
***
Hazır Hikmet Hoca'yı bulmuşken, Kırkıncı Cemaati ile olan ilişkisini ve bu ilişkinin üniversiteyi olumsuz yönde etkileyip-etkilemediğini de sorayım istedim ve sordum. Cevap kısaydı:
***
"Her insan gibi, benim de siyasi tercihlerim var. Ancak bu tercihlerimi, hele de cemaatle olan ilişkimi işime yansıtmadım."
***
"Hocam, dışarıdan bakıldığında böyle görülmüyor, böyle değerlendirilmiyor" dediğimde, "Bugüne kadar yaptığım atamalara bakın. Rektör yardımcılarımı gözden geçirin. Atamaları veya görevlendirmelerimizi cemaatle ilişkilendiremezsiniz. Liyakati esas alarak adımlarımızı attık, atamalarımızı yaptık. Bizim için aslolan üniversitemiz ve geleceğidir" cevabı aldım.
 
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ÇOK ÖNEMLİ
Atatürk Üniversitesi'nin sadece Erzurum açısından değil, bölge ve hatta ülke açısından çok önemli bir kurum olduğunun altını özenle çizen Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, yeni seçilecek rektörün mutlaka "kucaklayıcı" bir yöntem izlemesi ve bütün fakültelere "eşit uzaklıkta"durması gerektiğini söyledi.
***
Ülkenin çoğu üniversitesinde görev almış rektör, rektör yardımcısı ve dekanların Atatürk Üniversitesi menşeli olduğuna dikkati çeken Hikmet Hoca, "Her şeye ragmen güvenli bir şehrimiz ve güvenli bir üniversitemiz var. Atatürk Üniversitesi'ni korumak, kollamak ve büyütmek hepimizin önde gelen görevi olmalı. Biz, teslim aldığımız hizmet bayrağını çok daha yukarılara taşıdığımız inancındayız. Rakamlar ve geldiğimiz nokta bunu gösteriyor. Hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. 8 yılda neler yaptık, hangi projeleri hayata geçirdik, tüm bu soruların cevabını düzenlediğimiz bir toplantıyla sizlerle ve kamuoyu ile paylaşacağım" dedi.
***
Ben de Hikmet Hoca'ya gösterdiği incelik ve hassasiyetten dolayı teşekkür ederek sohbeti noktaladım. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
erzuruma yazık 2016-02-12 10:12:36

insanların aklıyla dalga geçmeyin . olay bu zaten : idarecisi , aydını , yazarı bu memlekete uzak . oturduğunuz yerden göründüğü gibi değil bu şehir

Avatar
Mehmet Metin Mutlugül 2016-02-09 15:48:58

buna gerçekten inanıyor ve inanılmasını bekliyor musunuz? denildiği gibi sen de de...