Müslümanlar, genel olarak; manadan çok, maddeci ve anlamdan çok şekilciliği ön plana koymuşlardır!
Roger Graudy; “Gökyüzü ile yeryüzünü birleştiren İslam nerede peki? Hiçbir yerde! Bir kitabın içinde ve milyonlarca insanın kalbinde yaşıyor! Hıristiyanlık da aynı” diyor, Graudy!
Bu konuşmayı Cezayir’de bir konferansta yapmış, konferansta Müslümanlar ve Hıristiyanlar var!
Kuran, bir kitap olarak duvarda asılı değil, bütün bir insan hayatında yaşamalı; Müslümanın! Güzel okumak, dinlemek, güzel yazmak; yetmez, anlamak, uygulamakla hayat bulur!
Graudy, İslamın Hz. Adem’den, (AS) Hz. Muhammed’e (SAV) kadar aynı din olduğunu ve gelen kitaplarda süreklilik bulunduğunu, İlahi emirler kesintisiz, aynı usul ve aynı kalemle yazılmış, olduğunu söylüyor. (Roger Graudy / Hatıralar)
İslam, gökyüzü ile yeryüzünü birleştirmesi beklentisi yüksek olan fakat bunu Müslümanların Kuranı terk etmesiyle başaramamış; dini yaşayanlardan çok dini yönetmek isteyenler kendilerince yaptıkları nefsi ve Kurana sadık kalmayan yorumlarla birleştirici olamamışlar, olamıyorlar!
Allah kelamı olan Kuran’ı Kerim bir kitabın içinde yaşıyor. Hayatımıza geçmiyor. İbadetlerimizde, boşanmalarımızda, miras mevzularında, ticaretimizde, siyasetimizde, sosyal, içtimai, aile hayatımızda, yakınlara bakmamız konularında, akraba ilişkilerinde hatta inançlarımızda kendimize rehber etmiyoruz; çünkü okumuyoruz. Müslümanlığımıza toz kondurtmuyor ama Kuran’ın emirlerine uymuyoruz.
Müslümanlar, genel olarak; manadan çok, maddeci ve anlamdan çok şekilciliği ön plana koymuş!
Çünkü kendi nefsimizin çıkarlarına göre ayar yapıyoruz, (=Tağut). Kuran’ı kitaptan çıkarmadığımız sürece de orada; bir kitabın içinde yaşayacak, bizim dini hayatımıza rehber olmayacak.
Oysa Allah’ın istediği Kuran’ın böyle yaşaması değil!
Kuranı kendi dilimizde anlamaya çalışarak okumayan Müslümanlar; ilk emrin “Oku” olmasına rağmen okumamışlar, okumaya da niyetli değiller!
Fatr Suresi 29. Ayet anlamaya çalışarak okumamızı emrediyor. Anlamaya çalışarak okuyanların, Müslümanlar içindeki oranı yüzde bir veya iki ile sınırlı olduğunu düşünüyorum.
Tevbe Suresi 31. Ayet din adamlarının her söylediklerine değil, açıp Allah’ın sözlerine bakmamızı emrediyor. Kitabı açıp bakmanın aklımıza gelmediğini söylüyor. Hıristiyanların hep din adamlarının sözlerine uyduğu için Hz. İsa’yı tanrı edindiklerini söylüyor, Allah, İslamları bu yöndeki tehlikeye düşmemeleri konusunda uyarıyor.
Okuduğumuzda “Anlamamız için Kuran’ı kolaylaştırdığını” buyuran Allah’ın sözüne (Kamer 17, 22, 32. Ayetler) karşı siz okumayın, “okuduğunuzda anlamazsınız” diyen din adamları mevcut”.(!)
İnsanların Kuranı anlamayacaklarını düşünen ve alternatif kitaplar yazıp bununla dini yaşamasını isteyen cemaatler ve aynı siyaseti iddiayla sürdüren hocaları var!
Açık ve net olarak anlaşılacak bir ayet söylüyorsunuz, “O öyle değil, o ayet hakkında peygamberimizin hükmü var ve böyle anlamalıyız diyen din adamlarına şahit oldum (!)
Örnek; Cuma Suresi 9. Ayet “Ey iman edenler” diye başlayarak, kadın, erkek ayırmadan Camiye Allah’ın zikrine koşun diye Allah emrediyor, din adamlarımızın bir bölümü Cuma namazı kadınlara farz değildir diyebiliyor.
Bir nesil Cuma namazından, camiden böyle koparıldı. Kadınlarımız gitselerdi yanlarında kızlarını da götüreceklerdi. Bunu din adamlarının anlamsız yorumları engelledi.
Enam Suresi 159. Ayet gruplara ayrılmamamızı emrediyor, mezhep ayrılıklarının yanına cemaatleri, tarikatları ilave olarak eden Müslümanlar! Tefsirlerde bu ayetin Yahudi ve Hıristiyanlara geldiğini iddia eden din adamlarımız mevcut(!) ki bu ayetin üzerinde düşünmeyerek Yahudi ve Hıristiyanlara geldiğini iddia etmekten amaç; sorumluluk almamak içindir.
Allah, Kuranda üç ay (Bakara 197. Ayet) (Şevval ve Zilkade aylarıyla Zilhicce ayının ilk on günü) içinde hacca gidebileceğimizi buyururken, hac ibadetimizi sadece kurban bayramına endekslemişler! Allah’ın bu üç ayda hac ibadetinizi yapın emri; bu aylarda umre bile yapmanın yasak edilmesiyle Müslümanlara engellenmiştir.
Ama Kuran okumazsanız bunları asla göremez, bilemezsiniz!
*Ayeti kelimelerin mealleri her okuyucunun kendisinin bakmasını arzuladığım için yazılmamıştır.
iyi diyorsun da değerli abi nerede o anlayarak okuyanlar