Bazen hayret etmiyor değiliz… Çevremizde oksijeni boş yere tüketen ne kadar da çok insan var diye…
Takip edenler bilir…
Salgınla mücadele sürecinde elimizden geldiğince evlerimizde kalıyor, sokağa çıkma kısıtlamaları mucibince de, bazen günlerce dışarıya çıkamayabiliyoruz…
Şimdi!
Bu süreçte dışarıda bulunmaları icap eden çeşitli meslek grupları var; sağlık çalışanları, güvenlik güçleri, eczacılar, elektrik-doğalgaz arıza ekipleri falan, filan…
Elbette bu meslek gruplarından birisi de gazetecilik…
Peki, biz ne iş yapıyoruz?
Gazetecilik yapıyoruz, öyle değil mi?
*
Gelin görün ki…
Sokağa çıkma kısıtlaması sürecindeki gözlemlerimizi paylaşmışız; fırınlarda olup biteni anlatmışız, hak edeni taltif etmiş, aksaklığa ise dikkat çekmişiz…
Adamın sorduğu soru şu:
- Senin dışarıda ne işin var?
Hadi buyurun, buradan yakın!
*
Kısıtlama dışındaki günler; şehrin muhtelif noktalarındaki araç ve yaya trafiğini görüntülemiş, aşırı kalabalık yüzünden endişemizi dile getirmiş, hem ilgili makamlara ve hem de vatandaşlara “evde kal” çağrısında bulunmuşuz…
Adamın verdiği tepkiye bak:
- Bize evde kal diyorsun da, sen niye evde kalmıyorsun?
Biliyor musunuz?
Böylelerini gördükçe ve bu kafadakilerin var olduklarına tanıklık ettikçe, gerçekten de Corona’yı bile kucaklayası geliyor insanın…
Yani bilmiyoruz da…
Bir insan akıldan ve fikirden bu kadar mı yoksun olur?
Yani bir insanın beyni bedenini bu kadar mı terk etmiş olur?
Bir insan hakikaten de bu kadar ahmak ve izansız mı olur?
Diyor ki:
- Senin dışarıda ne işin var?
Aslında böyle bir yazıyı kaleme alma niyetimiz yoktu; ancak baktık ki, düşünmeye yarayan organını kullanamayanlar hayli çoğunlukta, bu yüzden biz de onlara toptan yardımcı olalım istedik…
Öğretmek iyidir zira…
