Eskiden yani yirmi yıl kadar önceki seçimlerde, siyaset bugünkünden çok daha renkli, çok daha coşkulu ve çok daha çekişmeli geçerdi...

Kabul; kimi adaylar akla ziyan vaatleriyle akıl tutulmasına yol açardı belki, lakin yine de siyaset adına bir çeşni ve bir farklılık yaratırlardı.

O vakitlerde, en iddialı olan bir aday, en iddiasız bir adayla aynı tartışma programına çıkmaktan yüksünmez, hatta zayıf adayı asla küçümsemezdi.

O yıllarda, hemen her partinin (iddialı olsun olmasın) mutlaka bir belediye başkanı adayı olurdu ve o aday da, sanki seçim kazanacakmış gibi iddialı cümleler kurarak, adam akıllı seçim propagandası yapardı.

Bugün öyle değil işte cancağızım; hem de hiç öyle değil...

Misal; Erzurum özelinde bakalım seçim fotoğrafına...

Hangi partinin adayı kim, hangi parti uzak ara ilerde, hangi parti yarışta rakiplerini zorluyor?

CHP'den başlayalım!

Kinaye yapmıyorum, yeminle söylüyorum ki bir gazeteci olarak ben bile CHP'nin bu şehirdeki büyükşehir adayının kim olduğunu ne duydum, ne de biliyorum!

Anladığım kadarıyla CHP'nin kağıt üzerinde bir adayı var, bu tamam da; ama o kişi kimdir ne bilen ne de duyan var!

Keza HADEP...

Terör örgütü PKK'ya yaranmaya çalışmak ve PKK ağzıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tehdit etmekten fırsat bulamamış olacaklar ki, Erzurum adayına dair bir tanıtım çalışması yapmıyorlar!

Görebildiğim kadarıyla pratikte olmasa bile kağıt üzerinde bir adayları var!

Sahi bir de bu ittifakın dördüncü, ama en küçük ayağı olan Saadet var, değil mi?

Bir ara Cezmi Polat ismi üzerinde gidip geldiler, sonra Cezmi Polat ismi birden bire unutuldu.

Fakat Saadet Partisi'nin Erzurum büyükşehir belediye başkan adayı var mı yok mu doğrusu bilmiyoruz!

Halbuki aynı Saadet, zannedersiniz ki her seçimden galip çıkmış muzaffer bir partidir!

Toplumda neredeyse hiç bir karşılığı yok, oy oranı sıfır bilmem kaç; buna rağmen siyaset dünyasında kendisine öyle bir özgül ağırlık hissi oluşturuyor ki, CHP de bu numarayı ziyadesiyle yutuyor.

Peki geriye ne kaldı o halde?

Evet geriye bir tek Meral ablamızın İYİ Parti'si...

Hani bazıları onun için "İP" diyor!

Hayır; biz ne "İP" diyeceğiz, ne de İYİ Parti'ye dair istiskalde bulunacağız...

Çünkü...

O, bu ülkenin bir partisidir, Meral Hanım da o partinin bir lideridir.

Fakat be muhterem, aynı İYİ Parti'nin Erzurum'da en azından büyükşehirde seçime girip girmediğine dair siyaset meydanında en küçük bir emaresi yok ki, oradan hareketle bir yorumda bulunalım...

Artık kesinleştiğine göre, anladığımız kadarıyla İYİ Parti'nin büyükşehir belediye başkan adayı Mahmut Uykusuz...

Hani şu "ben seçilirsem belediyenin ne kadar şirketi varsa kapatacağım, orada çalışanları da kapıya koyacağım" diyen, bir de yine "ben partiler üstü bir ismim" şeklinde konuşan Mahmut Uykusuz...

Besbelli ki kin, nefret ve öç duygularıyla yanıp tutuşan bir isim...

İstiyor ki her yeri yakıp yıksın!

Erzurum'a nefretle bakıyor, kendince hesap gününü bekliyor!

Mahmut Uykusuz, MHP'ye dair ne kadar iddiası varsa hepsini illa da aday olma uğruna silip attı.

Başka bir ifadeyle, esen rüzgar önünde bir o yana bir bu yana savrulan solmuş bir gül...

MHP'de iltifat göremeyince, dümeni İYİ Parti'ye kırdı!

Hoş o da, "ben partiler üstüyüm" derken, aslında niye İYİ Parti'den aday olduğuna cevap bulamadığı için böyle konuşuyor!

Ve...

Geriye bir tek AK Parti adayı Mehmet Sekmen kalıyor...

Bir avuç çok bilmiş sözde entelektüelin zıp çıktı zırvalarını saymayacak olursak, memleket Mehmet Sekmen'i de yaptığı hizmetleri de tasvip ediyor. Hele hele de ortaya çıkan siyasi manzaraya baktıktan sonra diyor ki, "Ya AK Parti aday göstermeseydi, ya Mehmet Sekmen aday olmasaydı, bu şehir kimlere kalacaktı?"

Evet haklısınız eğer bu şehrin bir belediye başkanı olmasaydı bu şehir, içinde kin, nefret ve öç alma duygularından başka bir şey olmayan ve esasında İYİ Parti'ye de inanmayan bir Mahmut Uykusuz'a kalırdı ki, işte o vakit herkesin yandığıdır.

Çünkü Mahmut Bey, belediye başkanlığı yapmaya değil, incinen gururunu tamir etmek, on beş yıl boyunca kendisine selam vermeyen adamlardan intikam almak üzere ve şehirle hesaplaşmak adına geliyor olacaktı ki; Allah muhafaza, yedi büyüklüğünde bir deprem ancak Erzurum'a bu kadar zarar verebilirdi!

Boşu boşuna içlenmeyin; belli ki muhalefet Erzurum'da seçime girmiyor, baksanıza Mahmut Uykusuz yaptığı her açıklama ile adeta "ben bu seçimi nasıl kaybederim" sorusuna cevap arıyor!

Hiç yorulma Mahmut Bey, 31 Mart orada öylece sana cevap veriyor olacak.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.