Cengiz DURULAR'ın haberi

İstanbul’da düzenlenen bir sergiyi gezerek bu sanata ilgi duyan Aysun Gemalmaz, 7 yıldır filografiyle uğraşıyor. Ahşap bir zemin üzerine çakılmış çiviler arasından teller geçirilip çeşitli desenlerin oluşturulduğu filografi sanatı gün geçtikçe onun vazgeçemediği bir tutkuya dönüştü. Orta Doğu'da vücut bulup Batı’ya ardından Uzak Doğu’ya yayılan filografinin Türkiye’de yeni tanındığını ifade eden Gemalmaz, sabır ve azim gerektiren sanatının inceliklerini anlattı. “Sabrı işlemek zordur” diyen Gemalmaz, “Ülkemizde pek tanımayan bu sanat, zorluk ve sabır gerektiren bir özelliğe sahiptir. Günümüzde bu sanatın ustalarından biri olan Saim Devrilmez, filografinin ruh dinlendirici bir özelliğinin bulunduğunu ifade eder” diye konuştu. Filografinin pek tanınmadığına vurgu yapan Gemalmaz, şöyle dedi:

“Filografi sanatı şuan ülkemizde tanınan bir sanat dalı değil. Çünkü aşırı sabır gerektiren bir sanat dalı olduğu için herkes filografiye dayanamıyor. Çünkü bir tablo üzerinde 5-6 bin tane çivi bulunuyor. Çivi kullanarak oluşturulan bu sanat dalında sabır en büyük etkendir. Filografiye ilgim İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki İSMEK adlı kurslarla başladı. Orada icra edilen bir sergiye duyduğum ilgiyle bu sanat dalına başladım.  Bir tablo gördüm. Nedir bu dedim? Yakından baktım. Çiviler çakılmış, tellere geçirilmiş. Bu yapı çok ilgimi çekti. Bunun kursuna başladım. Tahtanın üzerine kadife geriliyor. Gerilen kadifenin üzerine yerleştirilen şablonun çevresindeki çizgilere çiviler çakılıyor. Çiviler oksitlenmesin diye boyanıyor. Çivilerin aralıkları gümüş, altın kaplama ya da boyalı bakır tellerle örülüyor. 7 senedir bu sanatı icra ediyorum. Bu sanat dalı bende tutku gibi.”

“Gül’e Esma-ül Hüsna hediye edecek”

Filografi sanatçısı Aysun Gemalmaz, uzun bir süre İstanbul’da üzerinde çalıştığı Allah’ın 99 ismini taşıyan Esma-ül Hüsna’yı Reis-i Cumhur’a hediye edeceğini bildirdi. Gemalmaz, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Yüce Allah’ın 99 ismini taşıyan Esma-ül Hüsna tablomu hediye edeceğim. Şuan üzerinde çalışıyorum. Tablonun uzunluğu 1,80 X 1,10 ebadındadır. Üstünde Yüce Yaradan’ın 99 ismi yer alıyor. Nasipse eserimi bitirdiğim zaman Cumhurbaşkanımıza takdim edeceğim” diye konuştu.

Gemalmaz ailesinin sanat kimliği

Ailesindeki birçok kişinin sanatla uğraştığını, bunun en büyük örneği babası Necat Gemalmaz olduğunu anımsatan sanatçı, “Babamla fazla yaşayan bir insan değilim. Baba kelimesini fazla yaşayamadım. Babamın Erzurumspor formalı birçok resmi var. Necat Gemalmaz benim babamdır. Dadaşların bir zaman başlarına örttüğü kavuklu fotoğrafları da var babamın. Baş barı çeken bir dadaşmış benim babam. Babam ayrıca tiyatro sanatıyla da uğraşmış. Tiyatro oyunlarında şehirde sahne almış. Popüler hayatın son derece renkli olduğu dönemde babamla sanatın birçok dalıyla uğraşmış” diye konuştu. Gemalmaz ayrıca, sanatını Erzurum’da da yaygınlaştıracağını, öğrencilerinden üçünün kentte filografi sanatından ekmek yediğini sözlerine ekledi.