Kudüs'ün üç semavi dinin merkezi ya da yaşatıldığı kutsal bir yer olduğunu İslam, Yahudi ve Hristiyan olan herkes çok iyi bilir. Daha ötesi, dinlerin cemaatlere parçalanmış inanç gurupları ve bunların fanatikleri olarak da kendileri Kudüs sahasında topa girerek şikeli bir müsabakanın oyuncuları olduğuna inanlardanım.

Bu maç her zaman berabere biter.

Olan da üç semavi dine safça inanlara olur.

Filistin'de çocuklar ölür. İslam'dan yana olanlar, salya sümük ağlayarak ve İsrail'e beddualar ederek çocuklarını toprağa verir. Mağdurları oynarlar, "yardım edin" diye feryat ederler.

Peki, İsrail ne der!

Burası bizlerin kutsallığıdır, sizlere yer yoktur, diyerek katilliğine devam eder.

Bu yıllardır böyle geldi, böyle de gidecek gibidir.

İnançların hüküm sürdüğü bir dünyada ya da inançlarla devlet politikalarının şekillendiği bir düzende her zaman güçlüler kazanır ve zayıflar da o düzende düzülmeye devam eder.

Can veriler, kan verirler; gencecik bedenler bombalarla parçalanır, üç yaşındaki ceylan gözlü çocuklar yaşama veda ederler!

Niye?

Çünkü kutsallık var!

Kutsallık savaş nedendir!

Bu nasıl dindir anlamak zor be ya!

Bir taraf kutsallık için öldürürken, diğer taraf da kutsallık için ölmekteler!

Size garip gelmiyor mu?

Öldüren kutsallık için öldürüyor, ölen de kutsallık için ölüyor.

Ve bana sorarsanız, Tanrı da bu aptallara gülümseyerek bakıyor ve "bunların hiç biri beni anlamadı, o yüzden birbirlerini yesinler," diyerek bu savaşa karışmıyor.

Bu sadece kutsallığı önceleyerek Filistin halkına zulmeden İsrail; ya da İsrail zulmüne direnen Filistin halkı için mi geçerlidir.

Dini ve inançsal kutsallıklar her zaman savaşa götürmüştür. Karşı inançlar çarpıştırılmış ve cinayetler işlenmiştir. Peki, bunu Tanrı mı ister, yoksa Şeytan mı!?

Biraz düşünmek gerekmez mi?

Yaşadığımız bu yer kürede egemen ülkeler, dini ve inancı ülkeler bazında her zaman kullanmıştır. Uluslararasında Müslüman Kardeşler, Hamas gibi inançsal örgütleri kurdurup ve destekleyerek bulundukları coğrafyada anti güç yaratmışlardır. O da yetmemiştir, ülke içinde tarikatlar kurdurarak o ülkenin ülkü birliğini parçalamış ve kendi ağa babalarıyla o ülkeyi yönetmeye devam etmişlerdir. Ellerine geçirdikleri o dini erkle en azından ülkemizde saf inanca ters düşen fetvalar ve açıklamalar yaptırarak birleştirici olan dinimizi ve inancımızı parçalayarak siyaset alanında birbirlerine düşman etmişlerdir; etmişlerdir çünkü ancak düşünmeyen toplumlar inançla yönetilir, düşüncesini keşfeden emperyalist akıllar bunu çok iyi kullanmışlardır ve de kullanmaya devem etmekteler.

Bu kunduzlar var ya, bu lağım fareleri var ya! Bu ve buna benzer satırları yazan ben gibi düşünenleri ise vahşice, salakça, insafsızca, öküzce, düşüncesizce, "din düşmanı" olarak yaftalayıp, kendi keyiflerine ve düzenlerine bakmışlardır.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin'e gidip emperyalizmin gizli ağası olan İsrail' karşı savaşmışlardı. Filistin halkını çok sevdikleri için değil, mazlum ve güçsüz bir toplumu ,güçlü bir şeytana karşı savunmak istemişlerdi.

Dilerseniz, ister sabah ezanının saba makamıyla, dilerseniz İzmir ya da İstiklal Marşı'ya uyanalım.

Yeter ki uyanalım!

İsrail yani Musevi inanç Filistin'de katliam yapıyor!

Ne için!

Din için, değil mi ?

Elbet lanetleriz; ama sevgili dostum, senin ülkende senin dinin siyasetle katlediliyor, bırak Filistin'i sen kendi derdine ağla!

Ağla ki; belki ağlayarak imana gelirsin!

Kudüs, kumar masasıdır, bir oyun oynanır ve her zaman kasa kazanır, bunu asla unutma olur mu benim saf kardeşim!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.