“Öldüğümde yaptıklarınızı Allah’a söyleyeceğim”; unuttunuz mu, ben unutmadım!

Korona virüsü dünyanın başına bela oldu. Tıp ile ilgili bilgileri uzmanlardan alarak, tavsiyelerine maksimum seviyede uymak zorundayız. Benim evde canım sıkılıyor, yok bunalıyorum, benim imanım beni korur, abdestliye bir şey olmaz gibi densiz sözlere yer vermemek lazım; çünkü dünya artık daha medeni, daha saygın, daha nazik ve daha çok bilgiyle kurtulabileceğini anladı! Aslında anladı mı sorusunun cevabında tereddütler zirvede! Keşke öyle olsa olabilse sadece ütopik bir temenni!

Olaylar zincirinde havada on binlerce soru uçuşmaya başlıyor. Sorular cevaplarını bulduğunda daha teknolojik, daha derin, daha uzman soruları cevap aramaya başlıyor! Fazla cevaplar yerine oturmuyor; çünkü akut ve bilgi eksikliği bilgi kirliliğine karışıyor!

Çoğu insan belki hafife alıyor belki önemsemiyor ama uzmanların korona belası için ciddi ve gerçek endişeleri olduğu muhakkak! Hani bilen korkar, bilmeyene her yer tekne gibi bir duvar yazısı vardır ya!

Bir bela geldiğinde ki bu korona bir bela gibi görünüyor; üzerinde her birey gibi düşünmek gerekiyor, ben de düşünme cesaretimi “her fert düşünmeli, anlamalı” tezinden alıyorum.

Korona virüsü belki laboratuvardan zavallı insanla buluşturuldu; bu bir ihtimal! Servis yapıldı, yapanın elinde patladı; buda bir ihtimal tabii! Bu iddiada bulunanların komplo teorisi yazdıkları da başka bir demagoji olabilir. Belki hijyene dikkat edilmedi, belki yenilmemesi gereken yarasa, kedi, fare, maymun yenildi belki de hepsi bir araya geldi. Bildiğim bir şey var ki; doğada doğaya aykırı, inadına, yaratılmışa aykırı uç işler yapmak bazı ciddi sıkıntılara yol açabiliyor, bunu AİDS, SARS gibi salgınlardan öğrendi dünya!

Bu belki de İlahi bir ceza!

Kendi inancımla ilgili bazı düşüncelerim var elbette!

İlme bilgiye aykırı yaşamak bir intihardır, toplum buna uygun yaşamazsa sonu toplu intihar olur; sanırım burada mutabıkız! İşin bir de manevi yönü var!

Kuran; Ad, Semud, Nuh, Lut kavimlerini Allah’ın yaptıkları işler yüzünden helak ettiğini anlatıyor!

İnsanlar günümüzde Allah’ın sevmediği ne kadar iş yapıyorlar diye sorsanız; inanın bu satırlara sığdıramam!

Çin Doğu Türkistanlı Türkleri haksız yere katlediyor, diğer emperyalist ülkeler savaşlara son vermek yerine masum insanları işgal, soymak ve katletmek peşindeler!

Müslüman ülkelerin çoğu emperyalist ülkelere hizmet ve suç ortaklığı yapmaktalar.

Müslüman ülke vatandaşlarına bakıyorum; medyada Lut kavminin İlahi gazabına sebep olan dönmeler, yumuşaklar, homoseksüeller başköşede yer alıyorlar. Birçok yerde çocuk istismarları, tecavüzler ve cinayetleri, gene medya programlarında çarpık, ensest ilişkiler, kadınlara yasak olan yerden yaklaşma fantezileri (TV programında doktora soruluyor, çok soran varmış), gıda terörüne, tefeciliğe, yolsuzluğa, adaletsizliğe, ranta, hırsızlığa, kul hakkına bulaşmış Müslümanlar; kimsenin kimseye itimadı kalmamış; ne bekliyoruz; rahmet mi?

Burada hastalığa yakalananların, kaybettiğimiz hastaların suçlu oldukları için gazaba uğradıklarını asla söylemiyorum. Bela müşterektir; hastalık ve ölüm kader ve doğal sonuçtur!

“Öldüğümde yaptıklarınızı Allah’a söyleyeceğim”, “Küçük çocukları küçük kurşunla mı vuruyorlar anne”, “Cennette bize yemek verirler mi anneciğim” bunlar ağır trajedi içeren gerçek çocuk konuşmaları! Taş zemin üzerinde tebeşirle çizdiği anne resminin koynunda kıvrılıp gözyaşıyla yatan annesi katledilmiş çocuk! Dünya sizi bu kadar sahipsiz bıraktı; ÇOCUK! Sizden özür diledi mi? Sanmıyorum! Dünya bu ağır ve elim derin yaralara sebep olan katilleri ve savunucularının karşısına dikilmeliydi! Dünya aldırmadı! Demek ki Gayretullah’a dokundu!

Fedakâr, vefakâr, çalışkan, insancıl, özverili doktorlarımız; lütfen bizi bağışlayın, hakkınızı ödeyemeyiz! Alkışlıyorum!

Zerre kadar iyilik yapan ve zerre kadar kötülük yapan karşılığını görecek; bu dünyada veya ahrette; bu Allah’ın vaadi! Hepimiz maddi manevi çok çok temiz olmalıyız; çok temiz! Temizlenmeliyiz; arınmalıyız ki Allah da bizi arındırsın, merhamet etsin! Dua edelim diyorlar, mesaj olarak hazır dualar geliyor; temizlenmeden, nedamet gözyaşları olmadan ne duası, hani duanın adapları; belki de daha duanın adaplarını bile bilmiyoruz; belki din adamı dediğimiz kişiler de bilmiyorlar!

Haccacı Zalim, ordusuyla Bağdat’a ilerlerken Hasani Basri’ye koşarlar ne yapmak gerektiğini sorarlar! Hasani Basri “Savaşırsanız sizi öldürür, kaçarsanız gene sizi yakalar ve öldürür, tövbe edin” diyor.

Herkes kendisini ve günahlarını biliyor, herkes tövbe etmeli bence!

İlim, tıp, uzmanlar ne diyorlarsa harfiyen uymamız gerekiyor! Bilgiye, ilme aykırı yaşamak; kabul edilebilecek bir şey değildir!

Takdir elbet yerini bulacaktır; ama deveyi bağlamadan tevekkül etmek zavallılık ve kör ve kara cehaletin belirtisidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.