Yüksek dağların bir çanak gibi çevirdiği ovanın kırağında kuruludur Erzurum. Palandöken eteklerine yakın bir yükseltide ihtişamlı edasıyla binlerce senedir ovayı gözetleyip durur Erzurum kalesi. Kalenin eteklerine tutunmuş baharı gözleyen toprak bacalı taş evler ve derelere çıkan sokaklar ovadaki musikiyle mest olur, sermest olur.
 
Göğün musikisini ovaya indirip sazlıkta bin türlü raksla taganni eden kuşlar dağların sert rüzgârlarla terbiye ettiği delikanlıları kendilerine çağırdılar tarih boyunca… Şehrin delikanlıları sazlıkta öğrendikleri nağmeleri, mey olup kaval olup yürek kafeslerinde özenle büyüttükleri yavuklularına çığırıp söylediler. Erzurum ovasının yiğitleri musikişinas talebeleridir, sazlıktaki kuş cennetinin. Erzurum türkülerinin, ağıtlarının asıl kaynak kişisi ovanın asil kuşlarıdır…
Sazlığı bilmeyen ne bilir musikimizi, türkümüzü…
 
Elbet kargadan başka kuş bilmez, kulağı sağır olan göğe…
 
Bilmez elbet Ağadede’yi, Seyfettin Sığmaz’ı, Suat Işıklı’yı, Muzaffer Yöndem’i, Müslüm Abay’ı…
Bilmez heybesinde kitaplar satan ve cami avlularında yahut bir dergâhta ney üfleyen Cemal Emi gibi derviş yüreklileri…
 
Modern insan pozları dağıtanlar elbet bilmez. 1950’lerde NATO’nun uçakları için katledildiğini Erzurum sazlığının. Erzurum’un DNA’sıyla oynandığını bilmez.. Ekololojik dengesinin bozulduğunun…
 
Birkaç sene evvel bir yazımda önemli bir noktaya dikkat çekmiştim:
Ovanın ekolojisini bozmak için ovayı imara açmanıza gerek yok; eğer ki ortasından bir karayolu geçirmişseniz! Şehirlerarası karayolları evvelden dağların eteğinden giderdi. Misal, Aşkale yolu Cinis, Kandilli taraflarından; Tortum yolu Müdürge, Kösememmet, Dumlu, Köşk taraflarından…
Ovanın ortasından yol geçirdiğinizde, yol boyunca önce depolar ve akaryakıt istasyonları sonra başka yapılaşmalar başlar.
 
Tarih boyunca Erzurum ovası Akdeniz-Karadeniz ve Doğu Afrika-Batı Asya kuş göç yollarının kesişim koridoru üzerinde yer almıştır. Bu özelliği nedeniyle Erzurum Ovası, her iki göç yolunda hareket eden farklı türlerin konakladıkları bir alan durumunda.
 
Erzurum sazlığı katledilse de kuşlar on binlerce yıllık hafıza ve içgüdüleriyle konakladıkları ve yumurtalarını bıraktıkları ovayı  bir müddet yine kullanacaklar. Ovadaki bataklığı kuruttuğunuzda belki evlerimizin çatılarında, üniversitelerin kampusunda, sağda solda savrulup gidecek kuşlar.
 
Dünyada ve Türkiye’de nadir bulunan birçok kuş türü Erzurum’da yaşamaktadır.  Bilim adamlarımız Erzurum ovasında 230’un üzerinde kuş türü tespit etmişlerdir. Kuş türü her geçen gün artmaktadır.
Kuşlar Erzurum’u göç yolunda bir konaklama ya da üreme merkezi olarak kullanmaktadır.
Erzurum, bu kuş çeşitliliğinin ve ekolojik zenginliğin sağladığı turizm imkânlarından yararlanmamaktadır.
 
Peki, şimdiden sonra neler yapılabilir:
1-Erzurum ovasından karayolu geçirmek zaten ovayı imara açmak anlamına geliyor. Bugünden sonra herkesin Erzurum sazlığı ve kuş cenneti konusunda daha hassas ve bilinçli olması gerekir.  
2-Yapımı iki senedir yılan hikâyesine dönen ve kuş turizmi için çok önemli olan kuş gözlem kuleleri bir an evvel yapılmalıdır.
3-Hâlâ köylü bilinçsiz biçimde ovanın otunu biçmek için ovadaki suyu yazları kanallarla daha derine vererek ovadaki sazlıkları ve bataklıkları kurutmaktadır. Sulak arazi aşırı yıkanmadan dolayı yüksek tuzluluk oranıyla zaten verimsiz arazidir. Köylü bu konuda bilinçlendirilmeli ve bu kurutma alışkanlığından vazgeçmelidir.
4-Kuşlar Erzurum ovasında ve şehir merkezinde savrulmuş durumda. Kuşların yerleşim yerlerine savrulmaları kuş gribi gibi hastalıkları da tetiklemektedir.  Hem uçakların uçuş güvenliği hem kuşların güvenliği açısından ovanın rakımı en düşük tarafı, Müdürge ve Kösememmet bataklığı kuş cenneti haline getirilmeli ki şehre savrulmuş kuşlar burada toplansın.
 
6-Erzurum sazlığının şehrin tanıtımına katkı sunması için Kuş turizmine açılması gerekir. Kuş gözlemine katılan fotoğraf meraklıları en iyi kuş fotoğrafı almak için büyük çaba sarf etmektedirler.
7-Bahsi geçen saha kuş cenneti ilan edilmelidir. Bilhassa Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında potansiyel kuş turizminden yararlanılmalıdır. Sahanın girişine içinde fotoğrafların, belgesellerin olduğu turistlere dürbünlerin temin edildiği tanıtım binası yapılmalıdır.
 
Evet, miskinliğimizi, hantallığımızı üzerimizden tez vakit atmazsak; ovayı, bu nadide ses orkestrasını kurtaramazsak, merhum Reyhanî’nin mısraları hakikat olacak, Sadece güzün ve kışın değil ilerleyen zamanda dört mevsim vefakâr bir karga kalacak ovada:
 
Bu dağdan bir yolcu ermez menzile
Bu dağın derdi çok, her günü çile
Güz gelince kuşlar gider sahile,
Vefakâr bir karga öter bu dağda.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.