Çocukluğumuzda babamızın elinden tutup gittiğimiz bayram namazlarının ruhumuza nakşettiği o uhrevi coşkuyu, nadide bir mücevher gibi derunumuzda saklıyoruz.

Camilerinden  semaya yükselen tekbir seslerinin ilahi neşesinden nasiplenmeyen gönlün çorak bir topraktan, çiçek açmayan kuru daldan ne farkı var?

 

Yazımızı bu hafta bayram ile tezyin edeyim niyetiyle tam yukarıdaki girizgâhı yapmıştım ki...İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya yapılan vahşi saldırının haberiyle irkildim. Öyle derin bir hüzünle sarsıldım, öyle şiddetli bir öfkeye kapıldım ki  anlatamam!

Ramazan, oruç, kandil dinlemeyen 

İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa'da cemaate her zamanki gaddarlığı ile hücum edip 200'den fazla Filistinli kardeşlerimizi yaralamış. 

Türkiye her zamanki gibi hemen tepkisini gösterdi, dünyadan ses seda yok. Parmaklarına diken batsa velveleyi seyret, müslümanın bağrına füze yağsa istiflerini bozmaz bu insan hakları tellâlları...


Sadece Filistin değil ki kanayan yaramız. Bir yas ve hüzün coğrafyası haline geldi tümüyle İslam coğrafyamız. 

İsrail'in gayrimeşru babası ABD, Kuzey Irak 'ta, Suriye'de bekamıza kast eden, vatanımızı bölmeye çalışan hainleri besleyip üstümüze salıyor.

Türkiye canını dişine takmış çetin bir mücadele veriyor, yerli cephane ve silahlarla mücehhez ordumuz gerçekleştirdiği  operasyonlarla yeni destanlar yazarak göğsümüzü kabartıyor.

O hainlere ve içerdeki destekçilerine meydanı dar ediyor, ama gözümüz yolda, kulağımız seste. Her an gelmesi muhtemel şehit haberlerinin hüznüyle açtık kaç kere iftarımızı.

Bu koşullarda bayramı idrak edeceğiz.

Babamızın elini tutup koştuğumuz bayram namazlarındaki gönül pâklığı ve ruh coşkusuyla ellerimizi açıp Mevlâmıza şöyle yakaracağız:

Allah’ım! Şu mazlum milletler diyarı İslam coğrafyasını hakiki bayram iklimine dönüştür.

Asırlardır gardiyan devletlerin açık hava hapishanesine çevirdiği öz yurtlarında esaret hayatı yaşayan Müslümanları derin gafletlerinden uyandır.

Onlara şahlanış ruhu, direnme becerisi, birlik beraberlik kabiliyeti ihsan et.

Medeniyetlerinin aydınlık aynasını temizleyip zilletin kararttığı yüzlerine bakıp utanmayı hatırlasınlar, silkinsinler, uyansınlar, dirilsinler.

Kaybettikleri bilim ve hikmetle yeniden  tanışsınlar.

Buluşların, icatların öncüleri olsunlar.  Uyuşukluk, miskinlik gibi yüce dinlerinin reddettiği huylarından soyunsunlar.

Mücadele iman, ceht ve bilimsel üstünlükle kazanılır.

Düşmanın silahıyla düşmana galip gelmek ham hayal değil de nedir?

Baksın örnek alsınlar, Allah'ın son ordusu Mehmetçik, küresel patron beslemesi PKK/PYD teröristlerine, Ermenistan gibi müstevli, işgalci devletlere meydanı nasıl dar ediyor?
 
Yüksek teknolojide ileri adımlar atmak, bilimde çığır açmak, ulusal savaş sistemlerini üretebilmek, denizlere ve uzaya hâkim olmak yolunda ciddi adımlar atmadan İslam dünyasının küfre galip gelmesi nasıl mümkün olabilir?

Milletçe, muhkem kalelerine çekilen bahadırlar gibi evlerimize çekildik, sinsi virüse karşı canımızı sağlama aldık.

Allah devletimize zeval vermesin, ahalinin sağlığı için aylardır seferber herkes.

Halk olarak biz de hükümetimize, fedakâr sağlık çalışanlarımıza kurallara uyarak yardım edelim, destek verelim.

Bu önlemler ve halkın duyarlılığı ile canlı görüntü, telefon, mesaj ile tebrikleştiğimiz son bayram olacak inşallah bu bayram.

Hele bu sefer de sabredelim, Kurban Bayramına akraba, dost evlerinde yüz yüze bayramlaşmanın tarifsiz hazzını yaşarız inşallah! Bayramınız mübarek olsun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.