Bir çay ocağında masanın üzerinde unutulmuş bir kağıt ve bu kağıtta yazılıp çizilenler ilişti gözümüze…
Sağında-solunda “Mehmet Akif Demirci” isminin karalandığı bu kağıtta yazılanlar o kadar çok hoşumuza gitti ki, sizlerin de ilgisine sunalım istedik…
Altını çizelim hemen!
Birkaç dakika daha geç otursaydık masaya, kim bilir o kağıt parçası çoktan çöpü boylamış olacaktı…
Kağıdı aldık, çay evinin işletmecisine de telefon numaramızı bıraktık…
Olur ya!
Mehmet Akif Demirci, belki unuttuğu bu kağıdı gelip geri almak ister diye düşündük…
Her neyse…
Bakın bakalım ki neler karalamış Mehmet Akif Demirci…
“HAKİKATLERİN HUYU”
Ne demişler:
“Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” diye…
Bu yüzden hiç kimse hakikatlerin gün ışığına çıkmayacağı yanılgısına düşmesin sakın!
Hele bu devirde!
Hele herkesin elinin kolunun bir şekilde her yere uzanabildiği bu zamanda…
Fırıldakmış…
Alavere-Dalavereymiş…
İnce hesapmış, kalın kitapmış…
Gizli ajandaymış, deftermiş falan hepsi hikaye… Zira hakikatler hiç umulmadık zamanda öyle bir çalar ki kapınızı; apışır kalırsınız orta yerde…
Hal böyle iken…
Siz, siz olun!
Sakın ha eşinizi, dostunuzu, yol arkadaşınızı; kısacası hiç kimseyi kandırmaya kalkışmayın!
İnsanları ahmak yerine de koymayın, aptal yerine de koymayın!
İp olun, düz olun, dümdüz olun!
Kıvırmayın, kazları çevirmeyin!
Menfaat, çıkar ve üç kuruşluk kazanç uğruna karakterinizi ayak altına paspas etmeyin!
Çalmayın!
Çırpmayın!
Hak yemeyin!
“Çalma” eylemini sadece cepten ya da kasadan para aşırmak olarak da, sakın algılamayın!
Ha kasadan para çalmışsınız, ha yalan söyleyip kazandığınızı sanmışsınız; aynı şey…
İzin vermeyin!
Vicdanınızı kirletmeyin!
Düz kalın!
Öz kalın!
Hoşçakalın!
