11 Temmuz 2013 yılında yazmış olduğum bir makale yazmıştım
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi İntaniye Servisi! Diye
Dile kolay Tam 5 yıl  hastanelerde yatan babamı en son olarak da yatırdığımız intaniye servisinde 14. günün sonunda yani,  07 Haziran 2013 de babamın sağlığının durumu hakkında hiçbir bilgi verilmeden, yerinden kalkacak durumu olmadığı halde Ambulansla bizi taburcu ettikleri günün akşamı babam Fahrettin Alim vefat ederek Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu. 
 
İntaniye servisine babamı yatırdığım ilk gün servisteki burnuma gelen o rahatsız edici koku ve dikkatimi çeken tüm hasta odalarının kapılarının kapalı olması..
 
O dönemde orada ilgimi çeken bazı sorunlardan bahs etmek istiyorum,
 
Gece nöbetçi hemşireye sordum bu serviste neden kapılar kapalı diye! Cevap bu   servisinde yatan hastalar KKKA,  Enfeksiyon, Bağışıklık, İmmünite, Dizanteri, Çiçek hastalığı, Kuşpalazı, Difteri, Grip, Sarılık, İshal, Kabakulak, Kuduz, Mantar, Şarbon, Tenya, Tifo, Tetanoz, Uyuz, Veba, Zona ve Domuz Gribi gibi enfeksiyon hastalıkları bölümü bakıyor...  
 
Onun için kapılar kapalı dedi, o halde bizi neden uyarmadınız diye sordum bilmem dedi, benim de içime bir ürperti bir tiksindi girdi... 
Buraya kadar her şey güzel...
 
Biz babamın böbreklerinde oluşan enfeksiyon için ordaydık, ama hastaların çoğunluğu 1. Dereceden ağır enfeksiyon hastaları yatıyor!
 
 1. Dereceden ağır bulaşıcı hastaların yatmasına rağmen hasta yakınlarının ve diğer ziyaretçilerin kontrolsüz giriş ve çıkışları inanılır gibi değil?
 
Diğer bir hususta ağır ve hafif enfeksiyonu olan tüm hastaların aynı serviste yatmaları dikkatimi çekti,
 
Kendi işimiz olduğu için ertesi gün işyerine giderek dezenfektan alarak babamın odasını güzel bir şekilde dezenfektan yaptım,
 
En son 07 HAZİRAN 2013 geldiği günün sabahı taburcu işlemlerini yaparken adını bilmediğim o serviste çalışan bayan doktora sordum... "Hocam siz burayı nasıl dezenfektan yapıyorsunuz?" Hoca, "temizlik malzemeleri ile" dedi.  "Nasıl olur." dedim, koskoca intaniye servisi sadece temizlik malzemesi ile mi dezenfektan yapıyor. "Evet" dedi. 
"İyi de yüzeyler tamam diyelim ya ortam dezenfektanını nasıl sağlıyorsunuz" dedim, Bir şey yapmadıklarını söyledi. Ben de bir dezenfektan ismi verdim kendisine bu hidrojen peroksit le ortam dezenfektanının sağlaması gerekmiyor mu dedim evet dedi neden yapmıyorsunuz dediğimde ise aldığım cevap çok ilginçti idare pahalı bulduğundan almıyor düşündüm biran insan sağlığından daha mı  pahalıydı dedim makinesi toplamda 350 tl ile 500 tl arasında değişiyor bir litre dezenfektan ise topu topu 12  tl bir litre ilaç ile buradaki bütün hasta kovuşları en az 2 defa dezenfektan yapılır dedim kendisinin yapabileceği bir şeyi olmadığını söyleyerek yanımdan ayrıldı.
 
Bilindiği üzere şuan domuz gribi gündem de acaba hastane eskiden olduğu gibi temizlik malzemesiyle mi dezenfektan ediliyor?
 
En önemlisi bütün hastalar gene aynı serviste mi yatıyor acaba? 
 
Bence intaniye servisinin tamamen hastane dışında kardiyoloji servisinin olduğu gibi tamamen bağımsız olması! Bütün hastaların aynı serviste yatmaları yerine Enfeksiyonun türüne göre farklı farklı servislerde yatırılması gerekmez mi?
Bununla birlikte özellikle intaniye servisinde her türlü dezenfektanın yapılması gerekmiyor mu?.
İntaniye servisinin hastaneden bağımsız bir yerde olması hem hastaneye giden hastaların hem de ziyaretçilerin için sağlıklı olmaz mı ?
 Yetkililere duyurulur.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hüseyin Avni KOTEVOĞLU 2015-11-15 16:22:57

bu memlekette mal allahin kul allahin olduğu müddetçe sikinti yok..böyle geldi böyle gider..