Haberiniz muhakkak olmuştur…

Sağlık eski Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın verdiği müjdeyle güne uyandık dün… Erzurum’a ikinci tıp fakültesi kuruluyor, üstelik de Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde…

Şimdi!

Sağlık Bakanlığı’nın böylesine eşsiz bir adımı Erzurum için de atmış olması, hakikaten kayda değer bir gelişme… Bu bakımdan emeği geçenleri elbetteki tebrik ve takdir edeceğiz…

Ama sürece katkısının hayli fazla olduğunu bildiğimiz çok özel bir isim daha var ki, kendisinin gayretlerini sadece Erzurum değil, Türkiye de unutmayacak…

Kuşkusuz o isim Prof. Dr. Recep Akdağ’dır…

Türkiye’deki sağlık sisteminin sağlıklı işler hale gelmesinde ve “Sağlıkta Dönüşüm Projesi”nin tüm dünya için örnek teşkil etmesinde çok emeği geçmiş bir siyasetçidir kendisi…

İnanın abartmıyoruz!

Salgınla mücadele döneminde ülkemizin kaydettiği başarıyı göz önünde bulunduran istisnasız herkes, bugün sağlık altyapısından bahisle hep Recep Akdağ ismine vurgu yapıyor…

Öyle değil midir yani?

Devasa hastaneler, gelişmiş imkanlar ve çok yakından takip edilen tıp teknolojileri gibi daha sayamayacağımız birçok hamlenin altında Recep Akdağ’ın imzası yok mudur?

Evet, vardır…

İşte bu yüzdendir ki, Recep Akdağ; sadece doğup büyüdüğü, ilim tahsil ettiği ve de yıllarca hekimlik yaptığı Erzurum için değil, Türkiye’nin tamamı için kıymetli bir isimdir…

Ve zaman hep göstermiştir ki; bir insanı değerli kılan oturduğu koltuk, iştigal ettiği makam yahut elindeki güç ve yetkiler değildir… İnsanı değerli kılan; makamlara dahi asıl anlamını kazandıran becerisi ve üstün kabiliyetidir…

Recep Akdağ da, işte bu değerlerden birisi ve dahi hem de ta kendisidir…

Hal böyle olunca şükranız…

Prof. Dr. Recep Akdağ başta olmak üzere emeği geçen herkese tabii ki…

ÇOR MU YİYELİM YANİ?

Dün mealen dedik ki:

“Düşen kredi faizleri değil, karakterdir!” diye…

Bir okurumuz yorum getirmiş, demiş ki:

“…Maliyet denilen bir şey var, ne yapalım yani, çor mu yiyelim?”

Şimdi bu çorluya şunu demek lazım; o nasıl bir maliyet ki öyle, haftada 100 bin lira birden artıyor?

Her neyse…

İş bahane bulmaya gelirse, hırsızın bile kendi çapında bir gerekçesi vardır muhakkak…

O da der ki:

“Ne yani, çalmayıp da açlıktan mı ölelim?”

Aynı şey…

Ha çor yemişsin, ha da çalmışsın, ne farkeder ki!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.