İsrafı ihtiyaç gibi algılamamalıyız, gerçekçi ve çok gerekli olmayan ihtiyaçları israf gibi görmeye başladığımızda durumu doğru anlamaya başlamış, sayılabiliriz!

İhtiyaçlar sınırsızdır; sözü durmadan kendisini yenileyen bir dünya görüşü, israfın önündeki bir engel! Masaya konan sürahi bir ihtiyaçtır; bunu cam şişeden, pet şişeden tutun da elmas kakmalı, altın çerçeve ile çevrilmiş kristalden oyulmuş bir sürahiye kadar pek çok sürahi çeşidiyle ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Mesela; hediye almak bir ihtiyaçtır! Aslında insanların bir çoğu herhangi bir hediye alırken; muhatabının her zaman kullanacağı daha doğrusu sıkıştığında kullanabileceği hediye almak ister. Bu yüzden altın daha fazla tercih edilir. Bir pırlanta alırsanız, satarken, verdiğiniz paranın büyük bir kısmının havaya uçtuğunu görürsünüz. Sadece görüntü verir, tat vermez!

İhtiyaçları karşılamaya çalışırken iki ana yol vardır; birisi nakit veya ödeme planı yapılmış ihtiyaçları almak, ikincisi de kredi ile ihtiyacı karşılamaya çalışmak. Kredi ile ihtiyaçları karşılamak aslında oldukça uzman işidir. Bir sürü insan profesyonel satış teknikleri geliştirmiş şirketler karşısında ileri derecede tahrik edilmiş durumda ve elinde ödeme planı yapılmamış kredi kartlarını kullanarak alış veriş yaparak; altından bir daha kalkamayacağı bir ekonomik krize düşüyor.

Ellerdeki kredi kartlarının aslında anlamı, üzerinde para taşımadan bankadaki para karşılığında alış veriş imkanı sağlamak. Gelecek aylardaki gelmesi muhtemel olan veya gelme ihtimali çok düşük olan gelirimize harcama yapmak ise ekonomik olarak krize düşmemizin ana sebebidir. Birçok arkadaşımdan duyduğum; mecburuz artık bir kere batmışız sözüyle kredi kartı kullanmak akıl dışıdır. Mesela sigara, içki alarak, kredi kartına borçlanırken bu tür masrafları ana ihtiyaçtan sayan zihniyetlerin ekonomik krizlerinin bitme ihtimali çok düşüktür.

İhtiyaçlarımızı nefsimizden gelen “ama mecbur” sözü ile “başkaları ne der” sorusu belirlememelidir. Mecbur olduğumuz bir şey aslında ödememiz gereken kredileri ödemektir.

İhtiyaçlar muhakkak ki gerçek ve gerçek olmayan ihtiyaçlardır ve gerçek ihtiyaçları karşılanamıyorsa, diğer gerçek olmayan ihtiyaçlardan kısıtlamalı yada bir kere oturduğumuz yerden kalkarak şikayetten vazgeçerek; para kazanmanın yolu aranmalı. Rahmetli Babaannem; “oturmakla civciv çıkmaz” derdi! Nasıl olur derseniz; herkesin durumuna göre ya bir iş bulup çalışmalı, ya bir sürü insanın yaptığı gibi limon, su, süt herhangi bir şeyi satmalıdır. Basit hesapla günde yirmi lira kazansak; ayda altı yüz lira eder ve boş oturarak da yüz lira harcamış olsak aylık sekiz yüz lira bir gelir artışımız olur.

İsrafı ihtiyaç gibi algılamamalıyız, gerçekçi ve çok gerekli olmayan ihtiyaçları israf gibi görmeye başladığımızda durumu doğru anlamaya başlamış sayılabiliriz!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.