Taa çocukluktan tanıdığım bir isimdir Murat Kılıç.
Yıllar önce caddede ve Erzurum İş Merkezindeki Kılıçoğlu'nu açtıkları günden beri babası rahmetli Servet ağabeyi ile sohbet ederken görürdüm hep.
İlk tanışmalarım da oradan başlamıştır.
Efendiliği kadar zeki ve aynı zamanda da 'cin' gibiydi.
Daha o günlerden gözümde büyütürdüm.
Müteşebbis ruhunu daha o zamanlar farketmiştim.
İlerleyen yıllarda babasından devraldığı bayrağı zirveye çıkarmasını başardı.
PADO'yu keşfediyordu, illerde şubeler açıyordu, süt ürünlerinde dev adımlar atıyordu..
O istiyordu, Allah da veriyordu..
***
Bilgisi, becerisi ile Kılıçoğlu'nu marka yaptı
Yanında yüzlerce çalışanı olan bir kurumun sahibiydi artık o ve o başarıları onu ERGİAD'a taşıyordu.
İlk kurulduğu gününü ve kurucu yönetimini hatırladığım ERGİAD, daha çok Gülen cemaatine yakın işadamlarından oluşan insanların birarada olduğu bir kuruluştu.
İşte o ERGİAD'a başkan oluyordu Murat Kılıç ve artık kamuoyu onu daha yakından tanımaya başlıyordu.
Kılıç ile birlikte işbaşında çok genç, müteşebbis, kafası çalışan, eğitimli işadamlarından oluşan bir yönetim ordusu da görev almıştı.
Ahmet Küçükler ikinci dönem Belediye Başkanlığına talipli olurken, ne yalan söyleyeyim ben onun Belediye Başkan adayı edileceğini sanıyordum.
Açıktan bir adaylığı filan yoktu ama duyumlarım o gün için aday edileceği yönündeydi.
Hatta ben Fırfırik'i çıkarttığım ilk yıllardı, bu konuyu kendisiyle de zaman zaman konuşur, muhabbetini yapardık.
Sanıyorum o da herhangi bir faaliyette bulunmamıştı ama bir şekilde adaylığı bekliyordu, olmadı.
Ahmet Küçükler ikinci defa aday ediliyordu, Murat Kılıç'ın adaylığı bir başka bahara kalıyordu.
***
İşadamı Murat Kılıç, işine gücüne bakmaya devam etti.
Kardeşi Mesut Kılıç ile gayet uyumlu bir çalışma sayesinde önce PADO, sonrasında da ARZEN efsanesine imza attı.
İşler tıkırında gidiyordu.
Allah daha da var etsin.
Halen daha öyle ya.
Ama aynı Murat Kılıç, rahmetli babasının da çok sevdiği siyasete girdi.
AK Partisi İl Başkanı oldu.
Recep Küçükoğlu ile girdiği yarışta birinci olup, daha önce atama usulü oturduğu koltuğa bu defa tam kuruluyordu.
Derken mahalli idareler genel seöçimi gündeme geldi.
O çok istediği Büyükşehir adaylığına bu defa biraz daha yakındı.
Bu defa olabilirdi.
Yanına kurt politikacı dediğimiz bir siyasiyi, Muhyettin Aksak'ı da almıştı.
Üçüncü dönemi de isteyen Büyükşehir Başkanı Ahmet Küçükler'e belli etmese de karşıydı.
Nihayetinde aday edilmeyi bekliyordu ama aday edilmedi.
Ankara, çok güvendiği Genel Merkez, başka bir ismi, Mehmet Sekmen'i görevlendiriyordu.
Ve Murat Kılıç siyasette ilk mağlubiyeti tadıyordu.
O iktidar ve dahi muktedir İl Başkanı Murat Kılıç, bunu da sineye çekti.
***
Ama Gülen cemaati ile iktidarın giriştiği kavga, o belli etmese de ben biliyorum, moralini bozdu.
Emin olun bu yazıyı yazarken, onunla herhangi bir görüşmüşlüğüm filan olmadı.
O malum kavga konusunda ne düşünüyor filan, bilmiyorum.
Emin olun, nedense bilmek de istemiyorum.
Zira sıkıntılı bir durum olduğundan bal gibi eminim!
İki arada bir derede kaldı gibime geliyor.
O yüzden de bu günlerin onun için hiç de iyi gitmediğini düşündüğüm günler gibime geliyor.
O yüzden de herkes gibi ben de şahsen hep o başarılı işadamı Murat Kılıç'ın yerinde olmayı isterdim.
Ama derseniz ki İl Başkanı Murat Kılıç'ın yerinde olmak.
I-ıhh!
Ne bileyim.
Hele bu aralar, hiç mi hiç, istemezdim!
----
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.