Gazeteci yazar Oktay Akbal, 1946 yılında "Önce Ekmekler Bozuldu," dediğinde, 2. Dünya Savaşı'na girmemeyi başaran Türkiye bile, dünyadaki ve özellikle Avrupa'daki yıkıntıdan payını almış çiçeği burnunda bir ülke olarak sıkıntılara düşmüştü.

Yazar Oktay Akbal, genç yaşında yazdığı bu kitaba ad koyarken mutlaka çok düşünmüştür.

Gerçekten önce ekmekler bozuluyor; ama en önce ekmekleri bozanların ahlakı bozulmuş olmalı ki ekmekleri bozuyorlar.

Geçmişte ve günümüzde, kendi çıkarları doğrultusunda işgaller yapan devletleri yöneten siyasetçilerin ahlakının var olduğunu söyleyen olursa; ya savaş görmemiş ya da ahlaksızlık virüsü ona da bulaşmış demektir.

Fazla uzağa gitmeyelim, yakın geçmişte ABD gerçek dışı gerekçelerle burnumuzun dibindeki Irak'ı işgal etmişti. Bu işgal sırasında ABD askerleri Iraklı kadınlara, çocuk denilecek kızlara tecavüz ederken, Müslüman geçinen hangi ülke buna karşı çıkmış ve Irak'ı savunmuştu!?

Hiç biri!

Daha ötesi, ABD'ye destek veren ve başarıları (tecavüzleri-soygunları) için dua edenler bile oldu. Yani haksızlığa karşı gelemeyenler de bozulmuş ahlakla yaşamaya devam ettiler ve etmeye devam ediyorlar.

Savaş kararını kim alıyor? (Bu arada Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözünü tekrar hatırlatmak gerek. "vatan savunması söz konusu değilse, her savaş bir cinayettir.")

O ülkeyi yönetenler!

Peki, kim yönetiyor ülkeleri?

Siyasiler!

Demek ki önce siyasete yön verenler bozuluyor, sonra da kendi kararları ve elleriyle ekmekleri bozuyorlar.

Siyaset bozulduktan sonra, ticaretin bozulmaması, ahlaklı davranması beklenemez elbet. Kapitalizm, yani sömürü sistemi, yani güçlünün zayıfı sakız gibi çiğneyip tükürdüğü sistemin ağa babaları, ahlaksız paralarını ahlaksızca kullanarak, siyasetle birlikte inançları da bozmaya başlıyor.

"Bir toplumu ülkü ve inançları ayakta tutar."

O zaman ne yapmalı, diye düşünen küresel kapitalizm, ahlaksız emperyalist düşüncelerle göz diktiği ülkelerde, önce etnik ayrıştırmayı körüklüyor, ülkemizde olduğu gibi PKK'ya benzer örgütleri kurdurarak toplumu ahlaksızca bölmeye çalışıyorlar.

Bu da yetmez.

O ülkenin kurucusunu, birlik ve bütünlüğü sağlayan gerçek kahramanlarını hakaret ve iftiralarla toplumun gözünde itibarsızlaştırılmasının önemli olduğunu bilen aynı güçler, içerdeki maşalarıyla bundan da eksik kalmıyorlar.

Bu da yetmez.

Dinlerini de bozmak gerek!

Köklerinin dışarıda ve emperyalistlerin kasasında olan cemaat ve tarikatlar da kurmalı ve desteklemeli, diyerek emellerini gerçekleştirmek istiyorlar.

Hal böyleyken, bazı dallamalar da çıkıp kutsal din adına kutsal olmayan ve saçma sapan cümleler sallayarak ve de dini akıl dışına iterek, bozmaya çalışıyor.

Elbet bunlar yapılırken, adalet duygusunu örselemek ve medyayı kontrol etmek de gerek!

E, az da olsa bunda da başarılı olduklarını söylersek, bozuk ahlaklı dış mihraklar için, bozuk cümleler kurmuş olmayız yani!

..

Adım adım geldiğimiz noktaya, nokta koyalım bari.

Var olan beş milyon Suriyeli yetmezmiş gibi, gelecek olanlara da kapılar ardına kadar açık!

Kırıkkale Üniversitesi, düzenlediği bir etkinlikte İstiklal Marşı'nı Arapça okutuyor!

Suriye merkezli bir tarikat, tarikatları için Gaziantep'te dev bir külliye yaptırıyor!

Neden acaba!

Bizi, ekonomi, işsizlik, geçim sıkıntısı gibi şeylerle uğraştırırlarken, BOP'u dayatan emperyalizm emeline ulaşmasın sakın!

Ne bileyim, karşındakiler şeytan olunca, insanın aklına da şeytanca şeyler geliyor işte!

..

Cumhuriyet düşmanlarının İzmir Menemen'de bir Türk Subayı'nın başını kestikten sonra, o başı değneğin ucuna bağlayarak, sokak sokak gezdirmelerinden bu yana tam 89 yıl geçti.

Bu kesik baş 24 yaşındaki yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay'a aitti.

Kubilay'ın başını testereli bağ bıçağı ile bedeninden ayıran ise cumhuriyete ve cumhuriyeti kuranlara düşman olan güruhun başı Derviş Mehmet adında bir haindi.

Elbet cezalarını buldular.

Ve 189 yıl sonra da bu iki isim yine yazılacaktır.

Biri cumhuriyet ve vatan şehidi olarak, diğeri de cumhuriyet ve vatan haini bir it olarak hatırlanacaktır.

Hainlik düşünenlere itina ile duyurulur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.