Yazımın başlığı iki eserin başlığıdır. Eserlerin sahibi Erzurum İmam Hatip Lisesinde 3 yıl beraber çalıştığım coğrafya öğretmeni Reşat Çoşkun arkadaşımındır.

Erzurum Tema Vakfı gönüllüsü olarak kentimizin yeşillenmesi ve toplumum bilinçlenmesi için vakıfta ve okullarda zaman zaman konuşmalar ve görsel bilgiler verdik. İmam Hatip Lisesi kantininde uzunca konuşmalarımız oldu. Kitaplarını hediyeye etmek için odama geldiğinde meslek dersleri öğretmenlerinden bazılarının kendisine benimle bu kadar sıkı dost olmamalarını tavsiye ettiklerini itiraf etti. Reşat hocam onları dinleyecek değildi ama meslek dersleri öğretmenleri onun fikirlerine de itibar etmiyorlardı. Onlar her şeyi biliyorlardı! İman ölçer metreleri ellerindeydi. Sözüm ona Reşat hocayı benden koruyorlardı.

Her neyse Reşat Coşkun hocamız kentinin, ülkesinin ve medeniyetinin derdiyle dertlendiği için düşüncelerini şiirle ve gazete yazılarıyla ve bir yerlerde yayınlanmamış yazılarıyla kendini ortaya koydu. İyi de etti. Söz gider yazı kalır.

Güneş Saati eseri 154 sayfa, 50 başlıktan oluşmaktadır. Yazılarına başlıktan sonra kendi şiirleriyle girmektedir. Eserin editörlüğünü dostum Şahin Torul yapmış ve “Bir de Medeniyet Ufkunda Bir Saati Arayıcısı Reşat Coşkun” başlıklı bir takdim yazısı yazmış.

Coğrafyacı gözüyle toprağa, taşa ve insan bakmak ve hayatı bu gözlükle görmek eserde öne çıkmaktadır. Eseri okurken Rahmetli Remzi Oğuz Arık’ın Coğrafyadan Vatana adlı eserini hatırladım. Sizlerin de bir çırpıda zevkle okuyacağınız bir eser.

294 sayfadan oluşan Façete eser ise yayınlanmamış 16 hikâyeden oluşmaktadır. Esere takdim yazısını Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ver Edebiyatı Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Dursunoğlu yazmış. Kitabın editörlüğünü dostum Mehmet Emin Alper yapmış.

Coşkun hocamız cumhuriyetimizin güzelliklerini fazla öne çıkarmamış, hep geçmiş özlemi içerisinde olmuş. Yine de gelecekten umut ve ümidini yitirmemiş olacak ki, Güneş Saati eserini “Güneşin doğudan yükseleceğine inancını yitirmeden bekleyenlere…” ithaf etmiş.

Falçata eserini ise hayatta kendisi ve ülkesi için hiçbir sorumluluk almayan acımasızca uluorta laf olsun cinsinden konuşanlara yani; “İş yapar görünmeyip, iş yapıp görünmeyenlere..” ithaf etmiş.

Yazmak çok zor, okumak kolaydır. Okuyarak çabuk tüketiyoruz. Ancak emeği takdir etmek gerek. Yazarımızın aklına, gönlüne ve eline sağlık iyi ki yazmış.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.