Aziziye Belediyesi’nin ev sahipliğinde Polat Renaissance Erzurum Otel’de gerçekleştirilen panele Kırşehir Belediye Başkanı ve JKBB Başkanı Yaşar Bahçeci, Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, Aziziye Kaymakamı Zafer Öz, Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz, çok sayıda ilçe ve belde belediye başkanı ile meclis üyesi katıldı.
TÜRKİYE’NİN İLK JEOPARK’I KULA’DA
Panel, Manisa - Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın’ın Türkiye’de bir ilk olan Jeopark Projesi sunumu ile başladı. Önce görsel bir sunumla Kula’yı ve jeopark projesini anlatan Başkan Aşkın, daha sonra ilçesi hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Kula’nın İstanbul’un Fatih ilçesinden sonra Türkiye’den en fazla tescilli yapı barındıran ikinci ilçe olduğuna dikkat çeken Aşkın, birinci derecede tescilli binalarının bin civarında olduğunu ikinci ve üçüncü derece tescilli binalarla bu rakamın 2 bin 650’e ulaştığını kaydetti. Peri bacaları ve doğa turizmiyle Kula’nın merkez bir ilçe olduğunun altını çizen Aşkın, “Yüzlerce yıldır sevginin ve hoşgörünün sembolü olmuş, Yunus Emre ve hocası Taptuk Emre’nin şehridir Kula. Binlerce yıldır şifa dağıtan termal sularıyla, her çeşit el sanatı ve imalat çeşidini yaşatabilen, kendine has Türkiye’deki en zengin mutfaklardan birine sahip bir ilçedir Kula… Ciddi folklorik zenginliklerimiz var. Bizler bulunduğumuz beldelerin, ilçelerin veya şehirlerin tarihlerini değiştiremeyiz. Ama bizlerin yapabileceği yaşadığımız yerlerin tarihlerini değiştirebiliriz. 2023 için Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hedef koydu. Dünyada turizm gelirinde ilk beş ülke arasında girme hedefi… Şuanda bu hedeften çok gerilerdeyiz. Her yıl biraz daha ileri gidiyoruz, fakat bu hedefe ulaşmak için dünyadaki turizm çeşitliliğinden faydalanmak gibi bir sorumluluğumuz var. Jeopark 2000’li yıllarda Avrupa’da ortaya çıkmış bir kavram. 2004 yılında da Unesco tarafından kabul gördü. En son 2013 yılı itibariyle Avrupa’da 58 jeopark, dünyada da toplam 100 jeopark var.” dedi.
TURİZM, DENİZ, GÜNEŞ VE KUMDAN İBARET DEĞİL
Turizmin deniz, kum ve güneş üçgeninin dışına çıktığını ifade eden Başkan Aşkın, artık doğal, kültürel, jeolojik, arkeolojik ve termal mirasın tamamen korunduğu alanların ön plana çıktığını vurguladı. 2012 yılı itibariyle gelir seviyesi 70 bin doların üzerinde olan ve jeoparkları ziyaret eden turist sayısının yaklaşık 100 milyon olduğunun altını çizen Başkan Selim Aşkın, “Avrupa’da ve dünyada en küçük ve kötü jeoparkın ziyaretçi sayısı 600 binlerde bulunuyor. Bizim bu portföyden ciddi anlamda bir pay almamız gerekiyor. 2003 yılında böyle bir hayal kurmuştuk ve 2009 yılında çalışmalarımızı başlattık, 2012 yılında müracaatımızı yaptık. 6 aylık bir denetim neticesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve tek Avrupa ve UNESCO’nun jeopark alanına üye olduk. TÜrkiye’nin birkaç bölgesinde jeopark çalışmaları hızla devam ediyor.” diye konuştu.
JEOTERMAL MEVZUATINDAKİ YENİ GELİŞMELER SUNUMU
Panelde JKBB Danışmanı Dr. Toros Özbek tarafından Jeotermal mevzuatındaki yeni gelişmeler hakkında katılımcılar bilgilendirildi. Özbek, Erzurum’a 1966 yılında ilk defa geldiğini ve o günden bugüne de belirli aralıklarla şehri ziyaret ettiğini gelinen noktada turizm çeşitliliğinin artırılmasının şehrin gelişimini olumlu yönde etkilediğini ifade etti. Kış Turizmi, Termal Turizm ve Kültür Turizmi gibi turizm çeşitlerinin entegrasyonu için 30 yıldır çalıştıklarını kaydeden Dr. Özbek, son yıllarda bu birliğin sağlandığını görmenin mutluluk verici olduğunu ifade etti.
ERZURUM’DA 12 JEOTERMAL SAHA BULUNUYOR
İller Bankası Erzurum Bölge Müdürlüğü Teknik Uzmanı Zafer Aynalı da, panelde Erzurum’un jeotermal potansiyeli konulu bir sunum yaptı. Erzurum’da 12 adet jeotermal saha bulunduğunun altını çizen Aynalı, bunlardan 8’inin ruhsatlı, diğer 4’ünün de yerleşim alanına uzak ve ulaşım imkanı olmaması nedeniyle ruhsatsız olduğunu belirtti. Aynalı, Aziziye Belediyesi Ilıca Termal Tesisleri’nden başlayarak, Pasinler, Köprüköy Deli Çermik, Olur Ilıkaynak, Horasan Hızır İlyas, Erzurum merkez Özbek, Hamamderesi ve Kösemehmet jeotermal sahaları hakkında bilgi verdi.
Panel, plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
TÜRKİYE’NİN İLK JEOPARK’I KULA’DA
Panel, Manisa - Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın’ın Türkiye’de bir ilk olan Jeopark Projesi sunumu ile başladı. Önce görsel bir sunumla Kula’yı ve jeopark projesini anlatan Başkan Aşkın, daha sonra ilçesi hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Kula’nın İstanbul’un Fatih ilçesinden sonra Türkiye’den en fazla tescilli yapı barındıran ikinci ilçe olduğuna dikkat çeken Aşkın, birinci derecede tescilli binalarının bin civarında olduğunu ikinci ve üçüncü derece tescilli binalarla bu rakamın 2 bin 650’e ulaştığını kaydetti. Peri bacaları ve doğa turizmiyle Kula’nın merkez bir ilçe olduğunun altını çizen Aşkın, “Yüzlerce yıldır sevginin ve hoşgörünün sembolü olmuş, Yunus Emre ve hocası Taptuk Emre’nin şehridir Kula. Binlerce yıldır şifa dağıtan termal sularıyla, her çeşit el sanatı ve imalat çeşidini yaşatabilen, kendine has Türkiye’deki en zengin mutfaklardan birine sahip bir ilçedir Kula… Ciddi folklorik zenginliklerimiz var. Bizler bulunduğumuz beldelerin, ilçelerin veya şehirlerin tarihlerini değiştiremeyiz. Ama bizlerin yapabileceği yaşadığımız yerlerin tarihlerini değiştirebiliriz. 2023 için Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hedef koydu. Dünyada turizm gelirinde ilk beş ülke arasında girme hedefi… Şuanda bu hedeften çok gerilerdeyiz. Her yıl biraz daha ileri gidiyoruz, fakat bu hedefe ulaşmak için dünyadaki turizm çeşitliliğinden faydalanmak gibi bir sorumluluğumuz var. Jeopark 2000’li yıllarda Avrupa’da ortaya çıkmış bir kavram. 2004 yılında da Unesco tarafından kabul gördü. En son 2013 yılı itibariyle Avrupa’da 58 jeopark, dünyada da toplam 100 jeopark var.” dedi.
TURİZM, DENİZ, GÜNEŞ VE KUMDAN İBARET DEĞİL
Turizmin deniz, kum ve güneş üçgeninin dışına çıktığını ifade eden Başkan Aşkın, artık doğal, kültürel, jeolojik, arkeolojik ve termal mirasın tamamen korunduğu alanların ön plana çıktığını vurguladı. 2012 yılı itibariyle gelir seviyesi 70 bin doların üzerinde olan ve jeoparkları ziyaret eden turist sayısının yaklaşık 100 milyon olduğunun altını çizen Başkan Selim Aşkın, “Avrupa’da ve dünyada en küçük ve kötü jeoparkın ziyaretçi sayısı 600 binlerde bulunuyor. Bizim bu portföyden ciddi anlamda bir pay almamız gerekiyor. 2003 yılında böyle bir hayal kurmuştuk ve 2009 yılında çalışmalarımızı başlattık, 2012 yılında müracaatımızı yaptık. 6 aylık bir denetim neticesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve tek Avrupa ve UNESCO’nun jeopark alanına üye olduk. TÜrkiye’nin birkaç bölgesinde jeopark çalışmaları hızla devam ediyor.” diye konuştu.
JEOTERMAL MEVZUATINDAKİ YENİ GELİŞMELER SUNUMU
Panelde JKBB Danışmanı Dr. Toros Özbek tarafından Jeotermal mevzuatındaki yeni gelişmeler hakkında katılımcılar bilgilendirildi. Özbek, Erzurum’a 1966 yılında ilk defa geldiğini ve o günden bugüne de belirli aralıklarla şehri ziyaret ettiğini gelinen noktada turizm çeşitliliğinin artırılmasının şehrin gelişimini olumlu yönde etkilediğini ifade etti. Kış Turizmi, Termal Turizm ve Kültür Turizmi gibi turizm çeşitlerinin entegrasyonu için 30 yıldır çalıştıklarını kaydeden Dr. Özbek, son yıllarda bu birliğin sağlandığını görmenin mutluluk verici olduğunu ifade etti.
ERZURUM’DA 12 JEOTERMAL SAHA BULUNUYOR
İller Bankası Erzurum Bölge Müdürlüğü Teknik Uzmanı Zafer Aynalı da, panelde Erzurum’un jeotermal potansiyeli konulu bir sunum yaptı. Erzurum’da 12 adet jeotermal saha bulunduğunun altını çizen Aynalı, bunlardan 8’inin ruhsatlı, diğer 4’ünün de yerleşim alanına uzak ve ulaşım imkanı olmaması nedeniyle ruhsatsız olduğunu belirtti. Aynalı, Aziziye Belediyesi Ilıca Termal Tesisleri’nden başlayarak, Pasinler, Köprüköy Deli Çermik, Olur Ilıkaynak, Horasan Hızır İlyas, Erzurum merkez Özbek, Hamamderesi ve Kösemehmet jeotermal sahaları hakkında bilgi verdi.
Panel, plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Editör
Son Güncelleme: 06.10.2013 16:07
