İş güvenliği açısından büyük bir ihmal olduğunu, kurtarma çalışmasında ihmal olduğunu belirten avukat Mutlu, "Dosyanın tahkikatı devam ediyor. TEDAŞ görevlilerinin ifadeleri alındı. Bir kişi tutuklandı. Diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu buzun görünen kısmı, bir de görünmeyen kısmı var. Mutlaka o konuda da soruşturma yapılacaktı. Ben olay anında Mustafa Bey'in oğlu Arif'i aradım. Saat 19.00 civarıydı. 'Arif bir şey duydum. Doğru mu?' dedim. O da 'Abla doğru. Şu an hala yaşıyorlar.
Bize Allah rızası için bir hava ambulansı lazım. Gelse kurtarırız bunları' dedi. 'Kimse yok mu' dedim, 'Yok' dedi. Ben de bunun üzerine 112'iyi aradım. 112 bana 'Avukat hanım oraya göndereceğim ambulansın gece görüşü yok. Ayrıca o yerde elektrik telleri olduğu için iniş güvenliğimiz yok' dedi. 'Orada 5 kişi kurtarılmayı bekliyor. Sizden yardım bekliyorlar' dedikten sonra helikopter buraya geldi. Fakat Arif'i aradım, o da dedi ki 'Abla geldi ama suyun yüzeyinde dolaşıp gitti'. Tekrar aradım bir şeyler dedim, onlar da 'Helikopterin inerken bir basıncı var. O basınç nedeniyle göletin yüzeyinde bulunan 5 kişi belki daha dibe vurur diye inemiyoruz. Gece görüşü olmadığından böyle bir imkan yok'. Askeri helikopterle bağlantıya geçildiğini söylediler. Gece 11.30'da geldi. Gelen helikopterde bir takım arama yapıldı ve ara verildi. Saat 16.30'da bu olay olmuş. 19.30'a kadar ciddi bir kurtarma çalışması yapılmamış. Sonra oraya gelen kurtarma ekiplerinin teknik ekipleri de yetersiz. Sivil savunma AKUT orada ama imkanlar ne kadar. Teknik donanımları yetersiz. AKUT'un elinde bir su botu varmış. Olay yerinde kriz masası kurulmuş mu? Kimlerle bağlantıya geçilmiş. Geçilmesi gereken kurumlarla zamanında neden irtibata geçilmemiş. Bunların hepsi irdelenmesi gereken konular. İş güvenliği çok önemli. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ne kadar uygulanıyor" dedi.
Ölenlerin 4'ünün taşeron firmada, birinin ise TEDAŞ'da çalıştığını söyleyen Mutlu, "Yani oraya gönderilen işçilerin üzerinde güvenlik koruyucu hiçbir elbise yok. Bu konuları bilirkişi tespit edecek. Biz buna hukuk gözü ile değil, vatandaş gözüyle de baktığımızda bu insanlar 2 saat boyunca kurtarılabilirdi. Bu olayın tek bir açıklaması var. Maaleseflerle başladı, keşkeler ile devam etti. Bir varmış bir yokmuşla sonuçlandı. Gökten bir elma düşmedi. Yani bir helikopter gelemedi. Bu olay bana göre bir cinayet. Ailelerin acısı çok taze. Olay hakkında gerekli soruşturma devam ediyor. Aile kendisini toparladıktan sonra olaya müdahil olacaktır. Biz de bu konuda elimizden geldiğince hem hukukçu hem bir Aşkaleli olarak, özelinde bir insan olarak en kutsal hakkımız olan ve anayasa ile teminat altına alınmış olan yaşam hakkımızın bu kadar basit ihmallere feda edilmemesi adına gerekli mücadeleyi yapacağız. Kazayı görüp, izleyen, olay yerinde bulunan herkes her zaman kendine 'Kurtarabilir miydik' ya da 'kurtarabilirdik' diye soracak. Ölene kadar bu düşünce ile yaşayacaklar. Bu toplumsal bir olay. Olayı yaşayıp fakat bir şey yapamayanlar vicdanen çok rahatsız" diye konuştu.
Bize Allah rızası için bir hava ambulansı lazım. Gelse kurtarırız bunları' dedi. 'Kimse yok mu' dedim, 'Yok' dedi. Ben de bunun üzerine 112'iyi aradım. 112 bana 'Avukat hanım oraya göndereceğim ambulansın gece görüşü yok. Ayrıca o yerde elektrik telleri olduğu için iniş güvenliğimiz yok' dedi. 'Orada 5 kişi kurtarılmayı bekliyor. Sizden yardım bekliyorlar' dedikten sonra helikopter buraya geldi. Fakat Arif'i aradım, o da dedi ki 'Abla geldi ama suyun yüzeyinde dolaşıp gitti'. Tekrar aradım bir şeyler dedim, onlar da 'Helikopterin inerken bir basıncı var. O basınç nedeniyle göletin yüzeyinde bulunan 5 kişi belki daha dibe vurur diye inemiyoruz. Gece görüşü olmadığından böyle bir imkan yok'. Askeri helikopterle bağlantıya geçildiğini söylediler. Gece 11.30'da geldi. Gelen helikopterde bir takım arama yapıldı ve ara verildi. Saat 16.30'da bu olay olmuş. 19.30'a kadar ciddi bir kurtarma çalışması yapılmamış. Sonra oraya gelen kurtarma ekiplerinin teknik ekipleri de yetersiz. Sivil savunma AKUT orada ama imkanlar ne kadar. Teknik donanımları yetersiz. AKUT'un elinde bir su botu varmış. Olay yerinde kriz masası kurulmuş mu? Kimlerle bağlantıya geçilmiş. Geçilmesi gereken kurumlarla zamanında neden irtibata geçilmemiş. Bunların hepsi irdelenmesi gereken konular. İş güvenliği çok önemli. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ne kadar uygulanıyor" dedi.
Ölenlerin 4'ünün taşeron firmada, birinin ise TEDAŞ'da çalıştığını söyleyen Mutlu, "Yani oraya gönderilen işçilerin üzerinde güvenlik koruyucu hiçbir elbise yok. Bu konuları bilirkişi tespit edecek. Biz buna hukuk gözü ile değil, vatandaş gözüyle de baktığımızda bu insanlar 2 saat boyunca kurtarılabilirdi. Bu olayın tek bir açıklaması var. Maaleseflerle başladı, keşkeler ile devam etti. Bir varmış bir yokmuşla sonuçlandı. Gökten bir elma düşmedi. Yani bir helikopter gelemedi. Bu olay bana göre bir cinayet. Ailelerin acısı çok taze. Olay hakkında gerekli soruşturma devam ediyor. Aile kendisini toparladıktan sonra olaya müdahil olacaktır. Biz de bu konuda elimizden geldiğince hem hukukçu hem bir Aşkaleli olarak, özelinde bir insan olarak en kutsal hakkımız olan ve anayasa ile teminat altına alınmış olan yaşam hakkımızın bu kadar basit ihmallere feda edilmemesi adına gerekli mücadeleyi yapacağız. Kazayı görüp, izleyen, olay yerinde bulunan herkes her zaman kendine 'Kurtarabilir miydik' ya da 'kurtarabilirdik' diye soracak. Ölene kadar bu düşünce ile yaşayacaklar. Bu toplumsal bir olay. Olayı yaşayıp fakat bir şey yapamayanlar vicdanen çok rahatsız" diye konuştu.
Editör
Son Güncelleme: 06.04.2012 14:39
