Bu çoraklığın sebebini sorgulamaya çalışmaktan ziyade, radyoda çalan Ajda Pekkan'ın "Kimler geldi, kimler geçti" şarkısına kulak kabartmak daha bir keyifli olacaktır.
Şarkı eskiye dair güzel anılarımızı hatırlatıyor, nostaljik bir yolculuğa çıkıveriyoruz peşi sıra.
...
1995-2000 yılları arası... Şahsım adına da, arkadaşlarım adına da gazeteciliğin en hararetli yapıldığı dönem... Bu dönemde sadece gazeteciler değil, çok parçalı ülke siyasetinin Erzurum'daki temsilcileri de kıpır mı kıpır, diri mi diri...
Eleştiriler, taşlamalar, savunu ve karşı salvolar; söylevler, beyanatlar, iddialar; zaman zaman hakaretler ama daha çok ince ince dokunduruşlar...
İl Başkanları, ilçe başkanları, belediye başkanları, milletvekiller...
En dikkat çeken partiler arasında ANAP, DYP, Refah Partisi (97'den sonra Fazilet oldu), MHP ve CHP...
DYP'den Belediye Başkanı olan Mehmet Ali Ünal'a ucu ucuna yetişdik. Akabinde Ersan Gemalmaz geldi. Büyük bir sürpriz yaparak RP'den aday yapılmış ve kazanmıştı. Sessiz, sedasız, beyefendi bir kişilikti. Sorunu da buydu zaten; fazlasıyla beyefendi.
O dönem Muhyettin Aksak, Selahattin Parlak, Sıddık Polat ve Ensar Coşkun, 4 alt belediyenin başkalarıydılar. 4'lü arasında siyasette en iyi pişen Aksak olmasına karşın, hepsi de hatırı sayılır iyi işler yaptılar.
Bu arada Ensar Coşkun'un iyi bir masa tenisçisi olduğunu da söyleyelim. Çok iyi oynardı pinponu. Tabii benden sonra. Bir kaç kez yenmişliğim vardı da.
Oldukça curcunalı geçen bu dönemde RP/ FP İl Başkanlığını Mustafa Bilgen yapıyordu. Patrinin ilçe Başkanlığında ise Muhammet Emek vardı.
İlçe Başkanı demişken Sadullah Kaya ismine özel yer açmak lazım. DYP'nin en renkli simalarından biriydi. Özellikle zekice çıkışlarda bulunur, eleştirileri de, savunmaları da hep kendine münhasır yapardı. Sivri dili ve ilginç çıkışlarıyla biz gazetecilerin en iyi haber kaynaklarından biriydi. Biz onu kullanırken, o da bizi elbette.
Benzer bir siyasi figür daha vardı. ANAP İl Başkanlığı yapmış olan Faruk Terzioğlu. Sayın Kaya ile birbirlerine çok benzerlerdi. Terzioğlu da farklı, özgün ve sivri dilliğiyle dikkat çekip, bir şeyi tersten de okuma yetisiyle tanınırdı. Yani düz ve sıradan değildi.
O dönemler ANAP'a İl Başkanlığı yapmış olan Osman Yıldırım da vardı. İktidar partisiydi ANAP ve Yıldırım'ın başı alabildiğine kalabalıktı. Beyefendi ve işadamı duruşu daha bir baskındı.
DYP'nin İl Başkanlığında ise Kaya Arslan vardı. Arslan da oldukça etkin ve medyatikti.
MHP'de ise Cezmi Polat ile Süha Dengizek ikilisi en hatırda kalandı. İl Başkanlığı yapan Cezmi Polat 'ağır ağabeyi'di. Medyatik yanı da fazlaydı. Ama İlçe Başkanı Süha Dengizek'in gazeteciler arasındaki yeri tartışılamazdı. Doğal, içten ve sempatikliğiyle hepimizin ağabeyisiydi.
CHP'de ise ön plana çıkıp, kentin siyasi arenasında yer edinmeyi başarabilen İl Başkanı Sıddık Eren vardı.
Tabir yerindeyse tam bir 'kurtlar arenası' olan o dönemde CHP'den milletvekili adaylığına soyunan bir isim daha hatırımıza takılıyor. Erbaşar Özsoy. Bu kadar renkli figürün arasına Özsoy gibi bir rengin de dahil olması nasıl da zinde ve keyifli kılmıştı hepimizi.
Sonra milletvekili seçimlerine bağımsız aday olan Necdet Özdemir'i de hatırlamadan geçemeyeceğiz. Onu daha çok DSİ Bölge Müdürlüğünden tanısak da, kısa sürede Erzurum'un siyasi haritasında yer alabilmeyi başarmıştı. Toprağı bol olsun.
...
Milletvekilleri arasında üç isim özellikle dikkat çekerdi. İsmail Köse, Necati Güllülü ve Aslan Polat. Üçü de rakip partilerden. Biri DYP, biri ANAP, diğeri de RP / FP. İsmail Köse daha sonra MHP'ye geçse de, DYP'li yılları daha bir çekiciydi. Aslan Polat kuşkusuz en renkli milletvekilimizdi. Ve en sempatik.
Tabii Lütfü Esengün'ü de anmak gerek. Sayın Esengün Bakanlık da yapmış, deneyimli bir vekilimizdi.
...
Biz bu isimleri sıralarken, kuşkusuz belli bir zamanın geçtiğini de belirtip, örneğin Belediye Başkanlıklarının el değiştirdiğine de değinmemiz gerek.
RP'nin kapatılıp, FP'ye dönüşmesi ve bu partinin ülke genelinde ciddi bir oy kaybına uğraması Erzurum'un da bir gerçeğiydi.
Belediye seçimleri yapıldı ve kazanan MHP oldu.
O dönem hatırda kalan şeylerden biri Büyükşehir Belediye Başkanı ile alt Belediye Başkanlarının bir türlü uyuşamamasıydı.
Ve bir de tabii, 'küçük Gemalmaz' lakabıyla Ahmet Ergül. Dadaşkent Belediye Başkanı olan Ergül, beyefendi, sessiz, içe kapanık ve dürüst kişiliğiyle Ersan Gemalmaz'a fazlasıyla benziyordu.
Mahmut Uykusuz'u, Lütfü Koç'u, İsmail Hakkı Asiltürk'ü, Ebubekir Gülakar'ı da hayırla yadediyoruz.
...
Hatıralarımızda hep iyi, güzel ve olumlu imajlarıyla yer eden bir çok isim daha vardı kuşkusuz. Hüsnü Ömeroğlu, Nurettin Taşçı, Cemalettin Hınıslıoğlu, Turan Alp, Şemsi Kalaycıoğlu, Murat Evliyaoğlu, Süleyman Kaptan, Hikmet Uçgibi.
...
Alabildiğine hareketli, coşkulu, renkli ve sıcak geçen bu dönemi yeniden hatırlamak iyi geldi bana.
Kimbilir belki sizin de güzel anılarınıza kapı aralamışızdır.
İyi ki varsın Ajda Pekkan.
Editör
Son Güncelleme: 18.02.2013 15:16
