Cengiz DURULAR haberi...
Bir dönem hayvancılığın merkezi konumunda bulunan Erzurum’da tarım ve hayvancılıkta uygulanan bilimsel yöntemler, bölgenin sosyo-ekonomik gelişimine olumlu katkılar sağladı. Ata ve deden kalma yöntemlerin yanı sıra modern ve organik tarımı uygulayan kentte bilimsel metodlar, Doğu çiftçisini bilinçlendirdi. Bu konuda önemli çalışmalara imza atan Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü (DATAE), bünyesinde barındırdığı uzman kadroyla bölgedeki bitki ve hayvan genlerini koruma altına aldı. DATAE Bölge Müdürü Şerafettin Çakal, bitki ve hayvan varlığının korunması noktasında gen kaynaklarının korunmasına çok önem verdiklerini söyledi. Çakal, “Dünyada artık bitki ve hayvan gen kaynaklarının korunması çok önemli bir konudur. Bu kapsamda DATAE de bölgedeki 16 ilde hem bitkisel hemde hayvansal gen kaynaklarının korunması noktasında önemli çalışmalara imza attı. Hayvan gen kaynaklarının korunması kapsamında bölgede binlerce yıl yaşayan hayvan ırklarının kaybolmaması için bu genleri koruma altına aldık. Daha karlı bir hayvancılık yapabilmek için hayvan ıslahı da yapıyoruz. Enstitüde süt sığırcılığı çalışmamız da var. Bu da örnek işletmeler oluşturma, yatırım yapacak özel sektör ve çiftçilere tarım ve hayvancılığı anlatmak amacıyla bir tesisimiz de mevcuttur” dedi.
Bir dönem hayvancılığın merkezi konumunda bulunan Erzurum’da tarım ve hayvancılıkta uygulanan bilimsel yöntemler, bölgenin sosyo-ekonomik gelişimine olumlu katkılar sağladı. Ata ve deden kalma yöntemlerin yanı sıra modern ve organik tarımı uygulayan kentte bilimsel metodlar, Doğu çiftçisini bilinçlendirdi. Bu konuda önemli çalışmalara imza atan Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü (DATAE), bünyesinde barındırdığı uzman kadroyla bölgedeki bitki ve hayvan genlerini koruma altına aldı. DATAE Bölge Müdürü Şerafettin Çakal, bitki ve hayvan varlığının korunması noktasında gen kaynaklarının korunmasına çok önem verdiklerini söyledi. Çakal, “Dünyada artık bitki ve hayvan gen kaynaklarının korunması çok önemli bir konudur. Bu kapsamda DATAE de bölgedeki 16 ilde hem bitkisel hemde hayvansal gen kaynaklarının korunması noktasında önemli çalışmalara imza attı. Hayvan gen kaynaklarının korunması kapsamında bölgede binlerce yıl yaşayan hayvan ırklarının kaybolmaması için bu genleri koruma altına aldık. Daha karlı bir hayvancılık yapabilmek için hayvan ıslahı da yapıyoruz. Enstitüde süt sığırcılığı çalışmamız da var. Bu da örnek işletmeler oluşturma, yatırım yapacak özel sektör ve çiftçilere tarım ve hayvancılığı anlatmak amacıyla bir tesisimiz de mevcuttur” dedi.
Karlı bir hayvancılık nasıl yapılır?
DATAE’nin çiftçilere her konuda yardımcı olduğunu ifade eden DATAE Bölge Müdürü Şerafettin Çakal, karlı bir hayvancılıkla ilgili çiftçilere şu bilgiyi verdi:
“Karlı bir hayvancılık yapmanın en önemli yolu şöyledir. Yapılacak hayvancılık için ırkın belirlenmesi gerekir. Süt sığırcılığı yapılacaksa ona uygun hoştayn cinsi inek kullanmak gerekir. Bakım ve beslenme şartlarının çok iyi yapılması gerekir. Sadece iyi bir ırk hayvanı aldığınızda yüzde 30’luk bir verim artışı sağlanabilir. Ama bu ırkı iyi bir şekilde besler ve bakarsanız verim yüzde 100 artar. Sadece hayvan almakla karlı bir hayvancılık yapılmaz. Bizim asıl burada vurguladığımız şey şudur; karlı bir hayvancılık yapmanın iki yolu vardır. Birincisi ırkınız, ikincisi de bakım ve beslenme şartlarınız çok iyi olacak. Aksi takdirde bunlardan biri eksik olursa karlı bir hayvancılık yapmak maalesef mümkün olmuyor.”
“Et ve süt verimi geçmişe göre arttı”
DATAE Bölge Müdürü Çakal, günümüzde uygulanan bilimsel ve modern metodlar sonucu et ve süt veriminin geçmişe nazaran daha da arttığını bildirdi.
Çakal, şöyle konuştu:
“Önceki yıllarda hayvan sayısı fazlaydı. Şuanda hayvan sayısında azalma olmasına rağmen hayvanın birim başına et ve süt verimi arttı. Önemli olan da budur. AR-GE kısmıyla ilgili baktığınızda Doğu’da 1950’li yıllarda büyükbaş hayvandan ne kadar kargas et alınıyordu, ne kadar süt alınıyordu şimdi ne kadar alınıyor? Bizi ilgilendiren kısım budur. Bunu böyle kıyaslamak gerekir. 1950’li yıllarda 150-160 kilo kargas et alınıyordu büyükbaş hayvandan şimdi ise 240-270 kilo alınıyor. Yani birim hayvan başına verim artırıldı. Yapılması gereken budur. Dünyadaki gelişmelere göre ülkemiz ve bölgemiz bu yansımalardan ve gelişmelerden olumlu yönde etkileniyor. Yani et ve süt verimi geçen yıllara göre arttı.”
Editör
Son Güncelleme: 14.11.2012 10:28
