Türkiye’de en çok eleştirilen sektörlerden birisi tarımdır.

Özellikle tarım alanlarının daralması, ürün rekoltelerin düşüklüğü ve dışa bağımlılık bu eleştirilerin odağında ki konulardır.

Ülke genelinde olduğu gibi Erzurum’da da tarım ve hayvancılık eleştiri konusu olagelmiştir hep. İyileştirmeye yönelik bir takım uygulamalara rağmen bu eleştirilerin ardı arkası kesilmemektedir.

Şahsen bana da sorsan, bu hükümetin en başarılı olduğu alan nasıl sağlıksa en başarısız olduğu alanlardan birisi olarak tarımı da gösteririm.

Gerçi bu düşüncemi geçen hafta bizatihi Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar’a da ilettim.

Bir defa eleştirilere karşı hoşgörüsü ve sakinliğiyle taktir de ettiğim İl Müdürü Osman Akar’ı da dinlediğimde acaba yanlış mı düşünüyorum diye tereddüte düşmüyor da değilim.

Bakıyorum da ben gibi Osman Akar’ı dinleyen çoğu kişi de özellikle tarım ve hayvancılık konusunda haksızlık mı yapıyoruz acaba düşüncesine sahip oluyoruz.

***

Geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar’ı aynı gün iki defa farklı yerlerde dinleme imkanına sahip oldum.

Doğrusu Müdür bey ile tanışıklığım da yeni sayılır.

ŞEHİRDER’in davetlisi olarak katıldığı bir proğramda dinlediğimde öyle bir tarım ve hayvancılık anlattı ki, şaşmamak mümkün değil.

Gerek hayvan varlığı konusunda ve gerekse üretim anlamında bambaşka şeyler anlatıyordu Müdür bey.

Rakamlar vererek öyle bir profil çizdi ki Akar, neredeyse ağzı açık dinledik.

Zira ona göre tablo hiç de kötü değil ve bir çok konuda çağ bile atlanmış.

Öyle ki, programdan sonra Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün kesinlikle kamuoyunu bilgilendirme gibi bir sorunu olduğu kanaatine vardığımı söyledim ve bu konuda kendilerine haksızlık edildiğini, yanlış algı ile karşı karşıya oldukları sıkıntılarını dile getirme mecburiyetinde bile kaldım.

O kadar yani!

Bugün tarihe karışmış. 30 yaş ve altı pek de hatırlamaz, bilmez.

Eskilerin, bizlerin çocuk oyunlarındandı aşık oynamak.

Hemen hemen her mahallede küçüklerin vazgeçemediği çocuk oyunlarından olan aşık oyunu, en bilinen ve sıklıkla tekrarlanan oyundu da.

..Ve ve. Galip gelene ‘yenen’, mağlup olana ‘yuduzan’ denirdi finalde.

Arkadaşımız Nihat Kılıçoğulları hatırlattı yeniden.

Hem o oyunu hem de o oyunun çok güzel bir adı olduğunu anlattı.

Haksız da değil hani.

Şöyle diyor Nihat: Şimdi hangi oyuncağın adı bu kadar güzel olur çocuk dilinde ; KINALI ENEKEM!

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bitti diye üzülme. Yaşandı diye sevin!

DUVARIN DİLİ: Her dün, eski bir yarın

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.