Salgın sürecinde şunu öğrendik…
Aşısı ya da ilacı bulununcaya kadar Kovit-19 adı verilen bu illetle iç içe yaşayacağız vesselam!
Maskeydi, mesafeydi derken, yeni normallere yavaş yavaş alışacağız…
Lakin bazı belediyeler bu işe öyle bir kapıldılar ki, aşağı pandemi, yukarı salgın, sağda virüs, solda virüs…
E yeter da!
Tamam, tedbire devam, önleme devam, hizmete devam da, işin tadını bu kadar kaçırmaya gerek yok ki ama!
Hem insanların başka ihtiyaçları da var… Salgın süreci olsa bile kesintiye uğramaması gereken farklı hizmetler yani…
Yol gibi...
Asfalt gibi…
Kaldırım gibi ya da ne bilelim park gibi…
Hadi onu da geçtik!
Gına geldi artık…
Aynı şeylerden, aynı işlerden, aynı şovlardan…
Diyoruz ki, değiştirseniz artık şu gündemi; tabi birlikte kendi gündeminizi de… Zira bugüne dek battığınız yetmezmiş gibi, şimdi de düşmeye başladınız gözlerden…
Bizden söylemesi…
Gerisi size kalmış…
BİZ BİZE YETİYORUZ…
Biliyor musunuz?
Bizim aslında başka düşmana ya da engele ihtiyacımız yok ki!
Bize biz yetiyoruz nasılsa…
Eziyoruz… Üzüyoruz… Kızıyoruz… Kazıyoruz… Bozuyoruz… Sızıyoruz… Yazıyoruz… Çiziyoruz… Beziyoruz…
Sayalım mı daha…
Gerek yok…
Çünkü birbirimizi o kadar çok sevmiyoruz ki, elimizden gelse bir kaşık suda boğacak oluyoruz…
Hal böyle iken…
Allah bizi elin, elalemin, yabancının ve dil bilmez dağlının bile değil, asıl birbirimizin şerrinden korusun!
Nokta.
MİNAREYE KILIF…
İzmir’de bazı camilerin minarelerinden “Çav Bella” çalındı biliyorsunuz…
İddiaya göre; merkezi sisteme sızmak suretiyle yapılmış bu girişim; nitekim kimi CHP’li yöneticiler de bu durumu bir övünç meselesiymiş gibi paylaşmış…
Hayret ki, hayret!
Ne çok Haçlı artığı varmış meğerse memlekette…
Biliyor musunuz?
Bunlar aslında aynı tarlanın otu, aynı kafanın biti ve kesinlikle de aynı tasmanın iti…
Hadi onlar bu alçaklığı yapıyor da, bizim mahalledekiler ne yapıyor peki?
Ne olacak…
Minarelere kılıf elbette…
Yazık ki, yazık!
