Okullar başladı…
Göçebe düzen yerini yerleşik hayata bıraktı.
İş yükü, mesai sıkıntısı, pazartesi sendromu ne ararsan artık bol miktarda piyasada mevcut olacak.
Elbet ülkenin sorunları da konuşulacak ama ailelerin gündemini en fazla mutfak masrafları, yakacak giderleri, kira, elektrik, su oluşturacak…
Bir de eğer yazın ağustos böceği gibi denizlere, yaylalara pikniklere açılmış, hepsini kredi kartından taksit taksit çektirmişseniz, herkesin bir “OFFF!” çekişine sizin yazdan kalma taksitlerin “OOOOFFFF!”unu da eklemeniz gerekir ki, durum feci demektir.
Şimdi size karıncayı örnek gösterip yaptığınız yanlışı anlatacak değilim ama yanlış yaptığınızı kabul etmek sizi seneye kışın aynı “OFFFF!”larla karşı karşıya kalmaktan kurtarabilir.
Bu stresli ve ekonomik olarak aşılması zor durum sadece kesenize dokunmayacak, ailenizin huzur ve mutluluğunu da derinden etkileyecek bir ruh haline sokacaktır sizi isteseniz de istemeseniz de!
Geçen yaz denizlerde, havuzlarda, hepsi dahil yemeklerde yediğiniz, içtiğiniz, gezdiğiniz dert olup üzerinize yapışacak.
Pişman olacaksınız, bir daha mı aslaaaaa! diyerek sakinleşmeye çalışacaksınız, lakin nafile…
Geçen kış da aynı şeyleri yaşadığınız aklınıza gelecek ya da getirilecek.
Sonrasını da anlatayım size bu huzursuz ev ortamı sizi meşrebinize göre kahveye, arkadaş buluşmalarına, günlere ya da spor karşılaşmalarını bir mesaiymiş gibi takibe sürükleyecek.
Eve geç kalmalar rutin haline gelecek…
Evde olsanız bile televizyon karşında dizinin son bölümü bütün vaktinizi alacak…
Arkasından bir de maç olmazsa olmaz!
Eşinizle yan yana oturmak yerine televizyonla bir gece geçirmeyi tercih edeceğiniz için çiftlerden biri hemen mutfaktaki televizyona doğru adeta buhar olacak.
Siz arkadaşlarınızla konuşurken dert yanacaksınız; akşam evde birlikte çay bile içemiyoruz, herkes bir yerde, hanım mutfaktaki televizyonda dizisini izlerken dikkatini dağıtmayalım diye mutfağın kapısını bile kapatıyor.
Eeee sizin de bir maçlık şöyle keyifli bir zamanınız olmasın mı?
Akşama kadar aileniz için çalışıyorsunuz, sonuçta iki saat stres atmak da hakkınız!
Çocuklar mı?
Demek hatırladınız ne mutlu size!
Onlar ders çalışıyorum diyerek odalarında internetin, bilgisayar oyunlarının ve sosyal medya denilen belanın içine gömülmüş durumdalar.
Size ders çalıştıklarını söylüyorlar ve siz de karne gününe kadar aslında ne yaptıklarını anlamak için ayıracak zaman bulamıyorsunuz.
Hakkınızı yemeyelim bir iki denemeniz oluyor onları da öylesine yaptığınız için çocuklar tarafından kolayca savuşturuluyor.
Bütün bunların yaşandığı evlerin bireyleri hiç sıkılmadan sağda solda biz bir aileyiz diyerek övünüyorlar.
Ardından daha samimi ortamlarda çocukların özellikle okulda başarısız ve çok hırçın olduklarından şikayet edip, herşeyleri tamam anlamıyorum ki neden böyleler diye sorarak içlerini rahatlatmaya çalışıyorsunuz.
Kitap okumayan çocukların evleri kitap dolu…
Ders çalışmayan çocuklar özel okullara gönderilerek başarılı olacakları düşünülüyor…
Aile şefkatine muhtaç çocukların ceplerine para doldurarak eksikleri kapatıldı sanılıyor.
Ve mutsuzluk çığ gibi büyüyor!
Okullar açıldı…
Ailelerin aynı evde birbirleriyle yüzleşme zamanları yeniden geldi.
Tıka basa eşyayla dolu evlerde mutsuzluk, bütün aile bir aradayken bile yalnızlık yaşanıyorsa bunun sebebi sizin oturduğunuz yeri yuva, bir arada bulunma durumunuzu aile şekline getirememiş olmanızdır!
Bundan daha derin sorun, aile için daha büyük bir facia olamaz.
Çözümü mü? Elbette var…
Egoları, kibirleri, hırsları dizginleyip, sadece kendiniz için yaşamanın aşağılık zevkinden temizlenmeye çalışarak, aile olduğumuzu yeniden hatırlamak.
Nasıl becereceğimizi soranlara da son cevap bizi meşgul eden şeylerin düğmelerine basıp, yeniden bir araya gelerek.
