Hep de şunu derler:

- Sonunda üç puan aldık ya, siz ona bakın!

Evet, aldık almasına da; mevzu ya da mesele sadece 3 puan değil ki aga!

Ne mi?

İzah edelim…

Ligdeki neredeyse tüm maçları ve takımların mücadelelerini başından sonuna seyretmeye çalışırız…

Ama üzülerek ifade edelim; seyir zevki açısından listenin belki de en sonuna yazılacak maçların başında Erzurumspor’unkiler geliyor…

Diğer takımlara bakıyorsunuz, mücadele var, hırs var, iştah var, hücum var, atak var, pozisyon var, gol üstüne gol var…

Ama Erzurumspor’a bakıyorsunuz; bunun tam tersi!

Kendi aralarında top çeviriyorlar, o kadar!

Hücum deseniz tek tük, o da genellikle spontane gelişiyor… Pozisyon deseniz; sonuçsuz kaldığı için onun da pek bir önemi kalmıyor zaten…

Bastırmak varken…

Rakip takımın dengesini ve oyun planını alt-üst etmek varken…

Önde basıp, rakip kaleyi suyolu etmek varken, Erzurumspor ne yapıyor peki?

Ne yapacak, kendi yarı alanında top çeviriyor!

Sehiç Aykut’a, Aykut Hasan’a, Hasan Sehiç’e…

Ve öyle sinir bozucu bir hal alıyor ki bu top çevirmeler; rakip takımın yarı alanından bile geriye dönüşler oluyor bazen…

Şimdi…

Erzurumspor’un kadrosu öyle küçümsenecek bir kadro değil, bunu biz de dâhil herkes biliyor… Ve fakat ortaya koyulan oyuna bakıyorsunuz; ya bu oyun bu kadroya ait değil ya da hafife alınmaması gereken kadro, bu kadro değil!

Yani biz bunu anlayamadık gitti…

Geçen sezonu hatırlayın lütfen!

Erzurumsporlu olsun ya da olmasın; tüm futbolseverlerin mücadelesini izlemekten büyük keyif aldığı bir takım vardı sahada…

Öyle ki…

Futbol otoriteleri bile Erzurumspor için özel parantezler açardı sürekli…

Gelinen noktaya bakıyoruz; bırakın özel bir parantezi, futbol otoritelerinin dikkatini çekebilecek bir performans bile yok ortada…

İnanın haksızlık etmiyoruz!

Hele izleyin bir Adanedemirspor’un maçlarını…

Hele izleyin bir Bursaspor ya da Giresunspor maçlarını…

Bakın bakalım neler geçecek aklınızdan!

Adamlar maçı koparmak için canlarını dişine takarken, bizimkilere öyle bir hava hâkim ki, sanırsınız sahaların efendisi olmuş mübarekler!

Dolayısıyla iki ihtimal var:

Birincisi; Erkan Sözeri bu nitelikteki bir kadroyu doğru oynatamıyor…

İkincisi: Bu kadro, kendini Süper Lig’e giden yolun kayıtsız-şartsız tek müteahhidi zannediyor...

Ne dersiniz?

Hangi ihtimal daha ağır basıyor sizce?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.