Doğu illerimizin genelinde olan batı illerine göç etmek, Erzurum’dan da hissedilir boyutlardadır.
Tarihin ilk çağlarından itibaren göç hareketi vardır. Tarihin ilk çağlarındaki göçün sebebini genelde doğal afetler, vahşi hayvanlara karşı tedbir olarak ve daha sonra da diğer insanların, savaşların tehditlerinden kaçmak için göç yapılmıştır.
Erzincan’dan göçü bu sebeple anlamak daha kolaydır; çünkü birinci derece deprem kuşağıdır ve depremle ilgili insanlarının çok acı hikâyeleri vardır! Deprem sonrasında büyük göçler olmasına rağmen nüfus azalması Erzurum kadar değildir. Erzincan çok fazla göç vermez!
Daha doğudaki ve güneydeki illerimiz ise güvenlikten, işsizlikten,  ya da daha çok konfor isteyerek mevcut durumlarından şikâyetçi olarak göç etmektedirler.
Erzurum niye göç etmektedir?
Yarı göç etmiş birisi olarak bu konu beni epey düşündürmüştür.
Hava soğukluğu mu, güvensizlik mi, belediyelerin çalışmaması mı, merkezi olmaması mı, merkezlere uzak oluşu mu? Bence direk sebep değil!
Modellemek diye bir kavramı düşündüğümüzde; Erzurum’da yaşayan insanlar göçle giden insanları modelleyerek göç etmişlerdir. İçi yansa bile birçok göçle giden arkada kalanlara “Ne var Erzurum’da?” diyerek göçü tetiklemektedir.
Geride kalan ”Gittiğin yerde ne var?” diye sorsa, gidenin söyleyecek bence çok bir şeyi yoktur! Erzurum’da evinde oturmaya alışmış insan gittiği yerde birden bire çok sosyalleşip de hep dışarılara mı çıkıyor; hayır, sanmıyorum!
Erzurum’da her gün birkaç tane ayrı ayrı olan sosyal çevremden fırsat bulup eve giremezken, şimdi dışarı çıkmak için sebep (dost, ahbap, arkadaş, akraba vs.) bulamıyorum. Bu arada lütfen “vs” yanlış yorumlanmasın(!).
Çok iyi şartlarda Erzurum’dan göç eden birisi değilse; birçok insanın pişmanlığını yakından bilerek ifade ediyorum ki; çoğusu pişmandır!
Ne var ki; memleketi yaşanmaz diyerek yaşanmayacakmış hale getiren bizleriz; kimse değil!
“Satıp- savıp gitmek” Erzurumlunun bir âdeti haline gelmiş. Giden gemileri yakarak gidiyor! Ucuz pahalı demiyor satıp savıp gidiyor ve ne yazık ki mülkler en fazla da bu sebeptendir ki; dışarısı kadar değerlenmiyor!
Ardahan’da Ecz. Yener beyle konuşuyorum. “Ardahan’dan her dışarı giden Ardahanlının Ardahan’da genelde bir evi vardır” diyor! “Ben yılın yarısından fazlasında Ardahan’da yaşıyorum” diyor!
Her Trabzonlunun Trabzon’da ev sahibi olma rüyası gibi!
Birinci dereceden şahit olduğum bazı Erzurum aleyhine konular da vardır. Mesela; Erzurum’da oturup yatırımını dışarı yapanlar çoğunluktadır. Sonra Erzurum’da mülk değerlenmiyor diye yakınan ve ağlayan da en fazla bu kesimdir!
Başka bir şahitliğimi de Erzurum’un bazı ilçeleri ve köyleri için yaparım! Bu ilçe ve köyleri oldukça yakından tanıyorum ve oldukça da sık ziyaret ve sohbet imkânı buluyorum. Erzurum’un ilçe ve köyünde yaşayan insanlarımız genelde hayvancılıktan para kazanmaktadırlar.
Ancak kazançlarını dışarıda(Ankara, Bursa)  ev alarak değerlendirmektedirler. Halen oturdukları evlerine on beş- yirmi bin lira harcamıyorlar, evler adeta harabeye dönmüş ama maalesef yatırımlarını dış illere yapıyorlar!
Köylerde kalan orta yaş ve üzeri insanlar oralara göç eden yakınlarına “bir gün biz de geleceğiz” ümidiyle ev alıyorlar! Gene ne kötü ki; bu kesim de evlerini Erzurum’dan almıyorlar. Bu ifade kendilerine aittir.
Köylerden de insan göçümüz hızlıdır. Onlarca boş ev görüyorsunuz! Nasıl bir tezat ki gidenlerin ekonomik desteği bu köylerden karşılanıyor. Köyünde zengin olan, zengin sayılan şehirde asgari ücrete bile razı! Bence bu daha çok hanımlardan kaynaklanıyor!
Birçok bayan toprağına, akrabalık bağına, eşinin işine önem vermiyor! Şehirde, batıda yaşamayı yeğliyor. Birçok göç eden bayanla konuşmuşumdur; aynı sözleri duymuşumdur; geriyi hatırlamamak, kurtulmak, geriye dönmeyi düşünmemek vs. Bir ağabeyimiz eşi için “vatansız” derdi; sebebi budur işte!
Bir gün kimin kime muhtaç olacağını kimse bilemez! Ve kimse de bir gün yalnız kalabileceğini hiç düşünmez! Gurbette isen genelde yalnızsın demektir! Bazen bütün şehir üstüne gelir, kalabalıklar ortasında yalnızsındır!
Bu düşünenler, toprağına bağlı olanlar, dostu, arkadaşı, akraba bağı olanlar için böyledir.
Ne yazık ki; tabiatın kuralı olan her boş yeri doldurma kanunu Erzurum için biraz da şanssız işlemektedir. Her çıkan Erzurumlunun yeri daha doğudan, güneyden doldurulmaktadır. Bu Erzurum için ilerlemenin, gelişmenin yavaşlaması anlamı taşımaktadır.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
çetin türkoğlu 2013-02-11 16:46:07

sayın tevit bey sana her yazdıklarında kadılıyorum gel gelelim bu erzurum da hayat şartlari çok ağırdır hele kış şartları insanı bitiriyor sanayi yok yatırım yok iş yok insanlar ondan dolayı göç ediyor bu şartlar altında hala erzurumda yaşamaya devam ediyoruz bu bir gercek.batı efendi doğu köle

Avatar
osman üçkan 2013-02-05 11:50:06

öncelikle göç adına güzel bir yazı kaleme almışsınız tşk ederim tevhit bey ...yanlız memleketimizin iklim şartlarına baktığımız zaman batıda 500 kilo odun kömürlen yazı getiren esnaflan erzurumda 10 ton kömürlen yazı getiren esnafın verdiği vergi ödediği bağkur primi v.s bunlar karşılaştırıldığı zaman göç etmeyi tetikler bende erzurumda oturan bir vatandaş olarak bu mukayeselerin içine girdimmi beyinde bir göç fırtınası oluşuyor bu konuda siyasetçilerimizin bunu gündeme taşıması lazım ....