Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüz yüze bir ülke olduğu gerçeği, Elazığ depremiyle birlikte yeniden gündeme geldi…
Tabi bu gerçekle her seferinde yüzleşiyor; ancak yüzleştiğimizle kalıyor ve tedbir noktasında deyim yerindeyse ağır-aksak adımlarla ilerliyorduk…
Ne ki, bu kez durum değişti galiba!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan bir karar, depreme karşı tedbirli ve hazırlıklı olunması noktasında atılmış önemli bir adım oldu…
Karar mealen şöyle:
Elazığ'ın Merkez ilçesine bağlı Abdullah Paşa (Sürsürü) ile Mustafa Paşa mahalleleri sınırlarında bulunan alanların "riskli alan" ilan edilmesine karar verildi. Ankara'nın Akyurt ilçesine bağlı Atatürk, Beyazıt ve Yıldırım mahalleleri ile Erzurum'un Yakutiye ilçesi sınırlarında yer alan Aşağı Yoncalık, Ayazpaşa, Bakırcı, Camii Kebir, Caferiye, Emirşeyh, İbrahim Paşa, Lalapaşa, Mehdi Efendi, Mirza Mehmet, Harmanlı, Şeyhler ve Yukarı Yoncalık mahallelerinde bulunan bazı alanlar da "riskli alan" ilan edildi.
Yani?
Yanisi şu:
Erzurum’da hangi bölgelerin deprem açısından riskli olduğuna dair elimizde sağlam bir kaynak var artık…
Hal böyle olunca da…
Yerel yönetimlere bu bölgelerle ilgili olarak şöyle adam akıllı bir eylem planı hazırlamak ve bu planla belirlenen adımları da, teker teker atmak düşer…
Bizden söylemesi…
SİYASET ANLAYIŞINIZI SEVEYİM!
Cumhurbaşkanı demişken…
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un edepten, ahlaktan, onur ve haysiyetten uzak açıklamalarına da değinmek gerek!
Şimdi…
Eleştiri yapabilirsiniz, bu sizin en doğal hakkınızdır… Kaldı ki, bu ülkede hiç kimsenin ağzına kilit vurulmuş da değildir…
İsteyen, istediği şeyi çıkar konuşur!
Amaaa!
İş, düşünce ve ifade özgürlüğünden çıkar da, bir milleti temsil makamına ve o makamda oturan Cumhurbaşkanı’na yönelik hakarete dönüşürse, olayların rengi de değişir, ahengi de elbette…
Hayır, Engin Özkoç’la aynı yolu yürüyenler, eğer ki bu girişime “muhalefet” diyorlarsa, kimse kusura bakmasın, bunun adı muhalefet falan değildir!
Hele hele!
“Suriye ile savaşsak, banko Esad’ın yanında olurum” diyenlerin…
“En tiksindiğim cümle: ‘şehitler ölmez, vatan bölünmez’ şeklindeki cümledir” diyenlerin güya siyaset yaptıkları partinin grup başkanvekili ise, eğer bu şekilde muhalefet ettiğini düşünen…
O halde bize de şunu demek düşer:
Sizin var ya sizin!
Siyaset anlayışınızı seveyim!
