Dergipark’ta okuduk…

Erzurum, hayvancılık faaliyetlerine olanak sağlayan fiziki ve coğrafi yapısıyla Türkiye’nin en şanslı şehirlerinden birisiymiş…

Özellikle de küçükbaş hayvancılık için biçilmiş kaftanmış…

Deniliyor ki:

Erzurum meralarında bir kuzu, mevsimsel nedenlerden dolayı otlama dönemi sona erdiğinde pazarlanabilir canlı ağırlığa ulaşabiliyor…

Yani?

Yanisi şu:

Bir kuzudan bile sadece bir yaz sezonunda kazanç elde edebilmeniz mümkün…

Peki, bu imkana rağmen Erzurum’da küçükbaş hayvancılık ne durumda?

Hemen söyleyelim:

Misal, meşhur cağ kebabında kullanmak için gerekli olan et bile dışarıdan geliyor Erzurum’a…

Anlayacağınız durum o kadar vahim işte!

Unutmadan!

Aynı bilimsel makalede önemli bir hatırlatma daha yapılıyor:

“Erzurum için en uygun küçükbaş hayvan ırkı ise, Morkaraman…”

Geçmişte bu türle ilgili olarak Atatürk Üniversitesi’nin bazı çalışmalar yaptığını hatırlıyoruz; şu anda böyle bir çalışma olup olmadığını bilmediğimizi de özellikle belirterek elbette…

Varsa güzel…

Ama eğer yoksa hem Erzurum ve hem de Atatürk Üniversitesi adına üzülmek icap eder ki; böyle bir durum herkesi üzer…

Neyse…

Bir yanda durum bu iken; diğer yanda bizi umutlandıran gelişmeler yok mu peki?

Var elbette…

Örneğin, bundan 5 yıl öncesine göre küçükbaş hayvan sayımızda artış kaydedilmiş…

Bize sorarsanız bu seyir korunmalı ve hatta katlanarak artması için ekstradan adımlar da atılmalı…

Kooperatifçilik gibi…

Profesyonel üretim teknikleri gibi…

Önceden ne deniliyordu?

“Erzurum’da canlı hayvan borsası yok!”

Ama şimdi var…

Önceden ne deniliyordu?

Pazar ortamı yok…

Ama şimdi var…

Şehir dışına hayvan sevkiyatını çok daha kolay ve maliyetsiz hale getirebilecek lojistik imkanlar da var, buna yönelik teknik altyapı da var…

Belki çok basit gelebilir; ama aklımıza ne geldi, biliyor musunuz?

25 yıl olmuştur; Hakkari Çukurca’da vatani görevimizi yaparken Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yöredeki köylülere yönelik bir takım sosyal destek uygulamaları olurdu…

Köylülere dişi ve erkek olmak üzere herhangi bir ücret beklemeden birer çift küçükbaş hayvan verilir, hayvancılık yapmaları istenirdi…

Hiç unutmayız…

O köylülere çift çift hediye edilen o küçükbaş hayvanlar, zaman sonra koca sürülere dönüşmüş ve o yörenin insanı terörün oyuncağı olmaktan kurtarılmıştı…

Yani devleti aliye dememiz o ki; küçükbaş hayvancılığa kısa vadede ivme kazanırmak istiyorsanız; üreticiye bu tür projelerle gelin…

Deli düze, çorak tarlaya ve araziye üstelik de üretime yansımayan paralar ödemeyin artık…

Gerçekleri görün, öyle gelin!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.