Çocukluk ve gençlik yıllarımdı. Varlıkla yokluk arasında geçen hayatımızdı. Daphan Ovası deniz seviyesinden 1700-1800 metre yükseklikte düz ve susuz bir alandı. Buğday, arpa, çavdar ve yeşil mercimek hububat ekimlerinin yekununu tutuyordu.
Tazegül, Alaca, Ergamansur, Meymansur, Şegav, Zuvans, Ermecik ve diğer köyler bu ovanın çalışkan köylüleri ile doluydu. Nisandan Kasım ayına kadar boş adam, çalışmayan adamın olmadığı köylerdi. Kadınıyla erkeğiyle genciyle ihtiyarıyla çalıştığı, alın teri, el emeği göz nuru döktüğü yıllardı.
Yeşil Mercimek dedim. O kadar önemliydi ki.... Tazegül Köyü 200 haneydi. Her hane Nisan ayı içinde öküzler, atlar ile seksenlere doğru traktörlerle Mercimek ekerdi. Her ev arazi durumuna göre beş kile, on kile, 20 kile mercimek ekerdi.
Mercimeğin ekimi için sulu arazi gerekmezdi. Yağmur suyu yeterdi. Mercimekler ekilir, temmuz ayı beklenirdi. Temmuzun ortalarında yeşil mercimekler olgunlaşır, kurumadan tüm köylü seferber olur biçime başlardı. Mercimek elle biçilir, horum haline getirilir, güneş altında kuruması beklenir , bükülerek tarlada günlerce kalması sağlanırdı. Sonra toplanır part yapılır ve araç durumuna göre harmanlara taşınırdı.
Harman da tüm mercimek horumları dağıtılır, tekrar güneşte kurutulur ve öküzlerin çektiği cem veya gemle ezilirdi. Bu işlemden sonra tığ yapılır rüzgârın esmesi beklenirdi.
Bursalı tüccarlar gelir köylerdeki odalara misafir olur, ellerindeki telislerle tığların başına gider savrulan mercimek teclerinin başında bekler eleme işlemleri bitince mal sahibiyle el tutuşarak pazarlık yaparlardı.
Mercimeğin godu (kilesi) 60-66 lira arasındaydı. Mercimek tanelerini büyüklüğüne göre fiyatta anlaşılınca artık yarımlıklar devreye girer çuvallara mercimekler doldurulurdu. Bu işlem tamamlanınca Bursalı Tüccar cebinden deste parayı çıkarır ve köylü vatandaşın eline peşin olarak sayar helalleştikten sonra kaldıkları odaya taşıtırlardı.
Mercimeğini satan her hanede artık bayram vardı. Çünkü bütün ümit buradan elde edilecek paraya kalmıştı. Oğlan evlenecek, kızın düğünü yapılacak, çeyiz alınacak, bilezik yapılacak... Hepsi bu mercimek parasıyla olacaktı.
1972 yılında çeyrek altın 22 lira bir god mercimek 66 liraydı. Yani 30 kilo mercimek üç çeyrek altın ediyordu. Bugünün parasıyla 3000 lira ediyordu. Yani mercimeğin kilosu 100 lira civarında idi. Günümüzde bir kile mercimek 250-300 lira arasında satıldığını düşünürsek geldiğimiz noktayı da gözler önüne sermiş oluruz.
1980 sonrası köylerden şehirlere başlayan büyük göç dalgaları mercimek üretimini de etkiledi. Artık Mercimek ekmek lüks oldu. Buna karşılık 1990 yıllarında Daphan Ovasından Kanada'ya götürülen Yeşil Mercimek ekimini artıran Kanada dünyaya yeşil Mercimek satar hale geldi. Ne yazık ki günümüzde ülkemiz yeşil mercimeği Kanada'dan ithal eder duruma gelmesi ayrı bir üzüntü kaynağımız oldu.
Sonuçta yeşil mercimek ihraç eden Erzurum, yeşil mercimek ithal eder hale geldi.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.