98. Erzurum Kongrenizi kutlar, selam ederim.

Bu yazımda İngiliz Başbakanı Lord Gürzon’un yeğeni, İngiliz devleti fahimesi/ yetkilisi asker mümessili ve Erzurum İşgal Kuvvetleri Komutanı Kolonel Ravlenson ile Mustafa Kemal Paşa arasında Erzurum Kongresi’nin yapılmaması için aralarında geçen hadiseyi Mazhar Müfit Kansu’nun “Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber” adlı eserinden (birinci cildinin 43-46 sayfaları) aynen vermeyi uygun buldum.

“Erzurum Kongresinin yapılmaması için yapılan itiraz: İki mangadan biraz fazla asker ile Erzurum’a yerleşen miralay Ravlenson kongrenin 10 Temmuz’da toplanacağını haber almış olarak 9 Temmuz günü öğleden sonra Paşa’ya evde ziyarete geldi.

Henüz öğle yemeğini yemiştik. Daha sonra yerini, şeklini iç teşkilatını anlatacağım bu evin methalinin /girişinin sağ tarafına tesadüf eden odada oturuyor, Paşa ile konuşuyorduk. Paşa’nın ordudan ve askerlikten çekilmesine rağmen Kazım Karabekir Paşa’nın gösterdiği dostluk ve nezaret eseri olarak emireri Ali evde alıkonulmuştu. Ali, odaya geldi:

  • Kolonel Ravlenson, sizi ziyaret etmek istiyor Paşam…

Haberini ulaştırdı. Paşa, bir saniye, çatık kaşlarının altında bir güneş gibi açan bol ışıklı gözlerini Ali’nin gözleri içinde dolaştırdıktan sonra:

  • Peki, buyursunlar….

    Dedi. Biraz sonra, Kolonel aramızdaydı. Paşa ile havadan, sudan, şundan bundan bahseden konuşmalar yaptıktan sonra:
  • İşittiğime göre, burada yarın bir kongre açacak imişsiniz?

    Dedi. Paşa; kesin bir sesle:
  • Evet, milletçe açılması takarrür(kararlaştırılmıştır) etmiştir.

    Dedi ve muhavere (görüşme) şöyle devam etti:

    Kolonel,- Açılmaması daha münasip olacaktır.

    Mustafa Kemal Paşa – Kongre muhakkak toplanacak ve gününde açılacaktır. Millet buna karar vermiştir. Açılmamasını tavsiye eden mütalaanıza hâkim olan sebepleri bile sormayı lüzumlu görmüyorum.

    Kolonel- Fakat, hükümetim, bu kongrenin toplanmasına müsaade edemez.

    Mustafa Kemal Paşa- Ne hükümetinizden ne de sizden müsaade istemedik ki, böyle bir müsaadenin, verilip verilmeyeceği bahis mevzuu olsun.

    Muhaverenin/ görüşmenin tam bu asabi ve çetin noktasında emir eri elinde kahve tepsisi olduğu halde odaya girdi. Paşa ile İngiliz miralayı arasındaki muhavereden tabii hiçbir şey anlamadığı halde Paşa’nın yüzünden, hareket tavrından, sesinden ve sesinin tonundan herhalde bir şeyler sezmiş olacak ki, o andaki jestini asla unutmayacağım. Bu saf, dürüst ve sadık Anadolu çocuğu gözlerimin içine bakarak, göz ve kaşlarıyla işaret ederek:
  • Koloneli kapı dışarı edeyim mi?

    Diye sordu. Ben de onun dili ile, yani kaş göz hareketleri ile:
  • Kahveyi ver, dışarı çık!

    İşaretini verdim. Ali kahveyi verip dışarı çıktıktan sonra, Paşa ile Kolonel arasındaki muhavere yeniden şiddetlendi.

    Kolonel:
  • Kongreden vazgeçmezseniz kuvve-i cebriye ile toplantının dağıtılmasına mecburiyet hasıl olacak.

    Dedi. Paşa da derhal aynı şiddetle mukabele etti.
  • O halde biz de mecburi ve zaruri olarak kuvvete kuvvetle karşı koyar ve herhalde milletin kararını yerine getiririz.

    Paşa çok sinirlenmişti. Hiddetli zamanlarında kaşları çatılır ve gözleri sağa ve sola çevrilerek ateş saçardı. Paşa yine bu halde idi.
  • Ne pahasına olursa olsun kongreyi açacağız.

    Diyerek yerinden kalktı ve Lord Gürzon’un yeğenine kesin bir şeklide:
  • Mülahazamız bitmiştir.
  • Dedi. Kolonel’in ters bir cevap verip Paşa’yı daha çok sinirlendirmesine mâni olmak için ben de hemen oda kapısını açtım ve:
  • Lütfen Kolonel..
  • Diyerek kapıyı gösterdim ve muhakkak ki, muhataplarını esir halinde tutan yüksek iradesini sevk ve tesiri altında Kolonel açtığım oda kapısından ağzından tek kelime çıkmadan ve sapsarı bir yüzle basıp gitti…”

Bu şartlarda vatanın kurtuluşu daha sonra da ebedi vatan kalması için bağışların en yüce bağışıyla can veren başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere şehit ve gazilerimizin önünde minnetle ve saygıyla eğiliyor, Türklükle ve Türk vatanıyla sorunu olan bölücü, sahte vatandaş ve emperyalizmin uşaklarını da lanetliyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hayri Beyaz 2017-08-07 14:15:32

O günkü Erzurum halkı, vicdanının verdiği görevle Mustafa Kemal'e sahip çıkmıştı.
O ruh ve vicdana saygı duyan her Türk evladını o ruhu diriltmeye davet eden yazınız için teşekkürler.