101’inci yılını coşkuyla kutladığımız Erzurum Kongresi bize bir gerçeği daha hatırlattı. O gerçek de; yaşadığımız dünyaya aklımızı, gönlümüzü, gözümüzü ve kulağımızı kapatarak yaşarsak bu körlüğün bedelini ağır öderiz.

Medresede verilen eğitimde; tarih, coğrafya, iktisat, fizik, kimya biyoloji, ziraat, siyaset, matematik, astronomi, felsefe, mimarlık, hukuk ve tıp gibi hayati dersleri yer almıyordu. Hatta yazı tahtası ve haritanın sınıflara asılmasına karşı bir direniş vardı.

Mektepler açılınca eğitimde ve bilimde yüzümüzü Batıya döndük. Uzun yıllar medreseli-mektepli çatışması her alanda gün yüzüne çıktı. Mektepli dünyaya aklını, gönlünü, gözünü ve kulağını açmak istiyordu. Ancak uzun yıllar böyle bir eğitim almadığı için yine gidip aynı kapalılığa düşüyordu.

Derslerime uzun yıllardır dünya haritasıyla giderim. Öğrencilerime sorarım: Kaç kent gezdiniz? Kaç müze ziyaret ettiniz? Erzurum Kongre Binası’nı gezdiniz mi? Yurtdışına çıkanınız var mı? Evinizde gazete okunur mu? En son okuduğun kitabın adını söyler misin? Küçük de olsa bir kitaplığınız var mı? Hiç fabrika, üretim yeri gezdiniz mi? Bu sene daldan hangi meyveyi kopardınız?

30 kişilik sınıfta Malezya devletiyle ticaret yapmak istiyoruz. Malezya’yı Dünya haritasında gösterecek olanınız var mı dediğimde bir tek kişinin bile çıkmadığı sınıfları üzülerek müşahede ettim. Erzurum’a 4 yıl üniversite tahsili için gelen gençlere Erzurum’u tanıyor musunuz? Erzurum Kongre binasını gezdiniz mi dediğim de cevap hiç de istenen düzeyde değildi.

Demek ki en ufak bir dünya nimeti için yapamayacağımız gaddarlık yokken dünyadan da bu kadar uzak eğitim almak işimizi oldukça zorlaştırmaktadır.

Bakınız Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Thomas Woodrow Wilson (1856-1924)’un adına; 8 Ocak 1918’de “On dört maddelik Barış Şartları ve Önerileri” yayınlandı. Kısaca Wilson Prensipleri diye adlandırılıyordu. Bu prensiplere göre Erzurum nerede kalacaktı. 17 Haziran 1919’da toplanan Vilayat-ı Şarkıye Müdafaa-ı Hukuk-ı Milliye Cemiyeti tarafından organize edilen Vilayet kongresinde Erzurum ve çevresinde Türk-Müslüman nüfusunun çoğunlukta olduğuna dikkat çekmişlerdir. “Vilayat-ı Şarkıye Ermenistan olamaz” diyordu Erzurumlular. Asla da olmadı, olmayacak da. Amerika neresi Erzurum neresi demeyin. Dünyanın öteki ucundan yurdunuzun kimlere nasıl pay edileceği kararları veriliyor. Dünya siyasetinde etkin olmak böyle bir şey.

Savaş öncesinde Türk milletini yok etmek isteyen karşıt yayınlar emperyalist ülkelerin kamuoyunda yer alıyordu. İstanbul’daki ABD’nin Büyükelçisi H. Morgenthau N.York’da 1918’de Hatıralarını yayınlar. Burada Ermenilerin masum, Türklerin ise cani rolünde olduğunu Amerika’ya gönderdiği raporlarda gerçeği örtbas ederek yazıyordu.

İngilizler ve Fransızlar Çanakkale’de hüsrana uğradıklarında Amerika’nın savaşa girmesinin gerekliliği üzerine çalışılıyorlardı. Avusturyalı Von Erich FIGEL’in ifadesiyle; “İki çok zeki hokkabaz, ( Özür dilerim: Her sahtekârlığa hazır bir tarihçi ve bir İngiliz lordu) Arnold Toynbee (188-1975) Beyefendileri The Treatmen of Armenians in The Ottoman Empire /Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere Muamele) adlı bir bestseller/çoksatar yazdı. Bu kitap sayesinde Amerikan Protestanları Osmanlı’ya karşı Amerika’yı savaşa sokmayı başarmışlardı.”

Yine Amerika’da “ Turkey and The Armenian Atrocities/ Türkler ve Ermeni Mezalimi adlı kasıtlı ve tarihi olayları örtbas eden eserler yayınlanıyor, kamuoyu oluşturuluyordu.

Fransa’da Les Volontaires Armanians Sous les Drapeaux Français/ Fransız Bayrakları Altında Ermeni Gönüllüler” adlı kitap propaganda amaçlı yazılıyordu.

101’inci yılını kutladığımız bu günlerde kentimizde fotoğraflarıyla, hatıra eserleriyle, tiyatrosuyla, müziğiyle, edebiyatıyla bizim bugün bir savaş müzemiz olsaydı ne de güzel olurdu. Maalesef çok konuşan ancak az iş yapanız. Dünya haritasında kendi yerimizi ve yurdumuzu bulmada zorlanan olunca haklılığımız dünya siyasetinde haksızlığa dönüştürülüyor. Bugün de ister bölücü, ister dini görünümlü terör hakkında dış destekler nasıl anlatılmaz, görsellerle ortaya konmaz!

Sonuç olarak insanımızın aklını, gönlünü, gözünü ve kulağını açmak istiyorsak ilkokuldan üniversite son sınıfa kadar öğrencilerimize kentimizin tarihi mekânlarını ve Kongre binamızı gezdirelim. Kongre binamızı tarihi dokümanlarla daha da zenginleştirelim. Diyanet İşleri Başkanlığı, müftülüklerimiz kongre haftası nedeniyle Erzurum Kongresi’ni camilerimizde coşkuyla anlatsınlar.

101’inci yılını kutladığımız Erzurum Kongresi kutlu olsun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.