Sosyal medya öyle bir mecra ki; her türden, her telden ve her daldan insanla dolu…
Dün denk geldi birisi, yazmış ki:
- Belediye, tarım aletleri filosu kurana kadar fabrika açsın!
Efendim, bilenler zaten bilir de, biz bir kez daha hatırlatmış olalım!
Büyükşehir Belediyesi, Erzurum’daki çiftçilerin üretim sürecine katkıda bulunabilmek amacıyla bir filo oluşturdu… Bu filoda silaj makinalarından römorklara, taş toplama makinalarından ot balyalamaya varıncaya kadar birbirinden farklı tarim makinaları var... Dileyen çiftçiler gidiyor, bu tarım araçlarından istifade etmek suretiyle tarlasını ekiyor, biçiyor, hasat ediyor…
Neyse…
İşte bu vatandaş mealen diyor ki; böyle bir filo oluşturmak yerine Büyükşehir Belediyesi bir fabrika kursaydı da, insanlar iş sahibi olsaydı…
Siz ne düşünürsünüz bilmiyoruz ama “fabrika” denilince bizim aklımıza 1960-1970’li yıllarda çekilmiş olan siyah-beyaz Türk filmleri geliyor nedense…
Fabrikada çalışan mahallenin gençleri…
Fabrikada çalışan iplikçi bir kızın patronun oğluyla yaşadığı aşk…
Yahut fabrikada çalışanların verdiği hak mücadelesi, falan filan… Yani o dönemlerde fabrikalar sosyal ve ekonomik hayatın vazgeçilmezleri olduğu gibi, sinemalar ve hikayeler için de olmazsa olmaz mekânlardı…
Sonra ne oldu?
Sanayimiz geriledi/geriletildi, üretim azaldı/azaltıldı ve gel zaman-git zaman üretimden ziyade tüketim ekonomisinin hakim olduğu bir yapı çıktı karşımıza… Tabi süreçte teknoloji girdi devreye ve fakat biz teknolojiye de gerekli özeni gösteremedik, ayak uyduramadık!
Sonra özelleştirmeler falan derken, kamunun elinde fabrika da kalmadı, üretime has yapılar da…
Kaldı ki, kamu eliyle çalıştırılan çoğu fabrika ve tesis, bugün bazı kurumlarda olduğu gibi “Ali Baba’nın Çiftliği”nden de farksız değildi hani… Devletin sırtına kamburdu, yüktü…
Ve günümüz…
Sahada artık özel sektör var; yapılacaksa üretimi de o yapıyor, kurulacaksa fabrikayı da artık o kuruyor…
Bu yüzden bazı kesimlerin ısrarla kurdukları şu fabrika hayalinden artık vazgeçmesi lazım!.. Devletten fabrika kurmasını beklemek gibi içi boş ve hiçbir zaman da gerçekleşmeyecek bir beklentiye kapılmamak lazım!
Ha!
Bu saatten sonra kamu ne yapar?
Kamu, üretim yapması ve istihdam sağlaması için özel sektörü ancak ve ancak destekleyip, teşvik eder… Nitekim, bunu bugün çeşitli yol ve yöntemlerle de zaten yapıyor devlet…
Teşvik veriyor, muafiyet getiriyor, prim indirimi yapıyor, vesaire, vesaire…
Şimdi!
Bu gelişmeler ışığında Büyükşehir Belediyesi’nden fabrika kurmasını (!) beklemek mi daha doğru, üretimi canlandıracak adımlar atmasını beklemek mi?
Bunu şunun için sorduk:
Erzurum’da bugün deseniz akşamdan sabaha teknoloji üretemezsiniz ama tarımsal üretimi hem de babalar gibi yapabilirsiniz!..
İlaveten…
Erzurum’da hayvancılık faaliyetlerini pekâlâ geliştirebilir ve eskiden olduğu gibi Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına ihracat da yapabilirsiniz!..
Yani?
Yanisi şu:
Üretimi öngören ve amaç edinenleri desteklemezsek; bizim en başta bir beyin fabrikasına ihtiyacımız olacak demektir…
Tamam, belki beyin üretemeyiz ama hiç olmazsa kullanmasını öğreniriz, öyle değil mi?
