Çoğu da eskiden tanıdığım, selam ve sabahımın olduğu arkadaşlardır. Her birisi ile de ayrı ayrı görüşür de, sohbet de ederim. Halen daha da öyledir. Allah için severim de hepsini. Biraz sonra isimlerini de söyleyeceğim bahsettiğim bu arkadaşlarımın tadları da tarzları da ayrıdır. Ama ortak bir özelliği vardır. Çoğusu ticaretin içerisinden gelmiştir, başlarına sıcak da soğuk da değmiştir. Hepsi de radyocudur. Dediğim şahsiyetler Erzurum'da yayın yapan radyoların sahipleri. Sırasıyla İrfan Gürkan Çelebi, Recep Kapucu, Cem Atmaca ve Mesut Gülrenk'tir..
***
Özellikle radyo yayıncılığının daha çok popüler olduğu dönemler, isimlerini zikrettiğim bu arkadaşların radyoları da gerçekten dinlenen radyolardı. En azından ben biliyordum dinlendiklerini. Ama ne zaman onlardan birisi ile biraraya gelsem, her birisi en çok dinlenen radyonun kendi radyosu olduğunu söylerdi. Bunu mütemadiyen yaparlardı. Aslında yaptıkları çok saçma bir şey değildi. Kendilerine göre haklı sebepleri vardı elbette. Bir yerde en çok dinleniyor olmanın en çok reklam almak anlamına geldiğini bildiğimden dolayı bu söylemlerine tebessümle karşılık verir, güler geçerdim. Çünkü bana bu tür yaklaşımları eğlenceli gelir, işin gırgırında olurdum hep. Bir keresinde dördünü değil ama üçünü biraraya getirmiştim, 'Şimdi söyleyin bakayım, gerçekte hanginiz birincisiniz?' diye sormuştum. Tabi gırgır şamata, biraz da mahçup yüz ifadeleri ile karışık yine hepsi de hep bir ağızdan 'Benim radyo' demişlerdi! Gülmüş, gülmüş, yerlere yatmıştık. Sanıyorum Mesut'un Ritm FM'deydi o görüşmemiz, bayağı bir eğlenmiştik!
***
Kuşkusuz şu anda gündemde seçim olduğu için de Erzurum'da kimi görseniz kafasındaki ismi 'aday' diye gösteriyor. Ya bu isim gönlündeki isim olmasından ya da çok konuşulduğundandır. Onlara göre radyolar örneğinde olduğu gibi adaylarda da birinciler sorarsanız kendi adaylarıdır. Yoksa adaylığı düşleyen o isim de benim gibi bilir ki bu işi ancak ve ancak 'Engara' bilir. Ben bu konuda dün nerede duruyorsam ordayım yine. 'Genel merkezler kimi derse aday odur' diyorum yine. İlla şu veya bu olur diye bir isim dayatmam sözkonusu olamaz. Olmadı da. Evet, genelde sadece çay ve çorba içtiğim, başka pazarlıklar içerisine girmediğim siyasi dostlarımla da her görüşmemiz sonrasında 'Filan aday olur' diye demedim, demem de. Belki basın sektöründe olmam sebebiyle çayını çorbasını içeceğim çok dostum olmuştur da bu 1 yıl içinde öyle bir yazım da olmadı zaten. Hatta size bir şey daha söyleyeyim. Benim bir yurttaş ve de seçmen olarak nasıl bir belediye başkanı aradığım kriterleriyle bellidir ama Allah sizi inandırsın bir isim bende şu an yoktur! Kimsenin ne yanında ne de karşısında olmuşluğum mevcut değildir. İlerisinde olsa da, emin olun şu an için yoktur.
***
Fırfırik'i şu veya bu sebeplerden dolayı çıkartamıyorum. Ne siz sorun ne de ben söyleyeyim, bu aralar çıkartamıyorum. Ama görüyorum ki bazı 'kerameti kendinden menkul' kişiler kendi Fırfırik'ini çevirmekte zorlanır olmuşlar. Bunların tekerine çomak sokmuşuz zaar! Herhalde yeşil sahalarına da girmiş olacağım ki bana açıkça, 'Bu işi ucuzlatma. Bu işler öyle çay ve yemekle olmaz. Oynayacaksan büyük oyna' demeye getiriyorlar. Belli ki parada pazarlık ederek 100 liraya kadar(!) düşebilen o acuzeler, akıl hocalarından da 'Bel altı, bel altı' diye talimat almış, böyle saldırıyorlar. Onu da bıraktım, her gün yazmamdan rahatsızlığını ifade etmiş bu kuş beyinli zavallılar. Günlük yazı yazmanın suç ve ayıplı bir iş olduğunu bile söyleyecek kadar ileri giden silik sülükler, aklınca basın dünyasına da kendine anlamlar yükleyerekten 'ayar' vermeye de çalışıyor, bana da 'Sen emekli oldun. Bırak daha bu yazı-cızı işlerini' diye 'aradan çekil' diyor terbiyesizce. Ben bu denileni, bu enbesillerin kıskançlıkta sınır tanımamazlığa veriyorum! Beni daha fazla konuşturmasınlar, onlara acımıyorum yoksa. En çok bunların çalıştığı kuruma acıyorum. Canım çıka Erzurum. Hele kimlere kalmışsın.
 
NOT: 1- Ben önceleri pek bilmezdim. Benim bu Face işleri yeni yeni oldu. Belki iki yıl oldu ya da olmadı. Bu Face aslında sevgili Serap Durmazpınar'ın da dediği gibi iyi kullanılsa çok hayırlı bir hizmet aracı. Yüzde yüz doğru. Bu Face sayesinde de insan dostunu düşmanını daha iyi tanıyor. Onu bu kısa zamanda öğrendim. O açıdan bana pek de dost gibi gelmeyen bazı isimleri listemden sileceğim. Ağırlık yapıyorlar artıkın. Orada tutmanın, suratlarını her gün görmenin manası yok.  Buradan hatırlatayım, temizlik var, giden gitsin, kalan sağlar bizimdir inşallah!
NOT: 2- Büyükşehir Belediyespor ile hiç bir maddi ve manevi bağım yoktur. Kaldı ki benim hiç bir kulüple alavereli işim hiç olmadı, olanları da sevmem..
---
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Serap Durmazpinar 2013-10-04 16:56:42

ben pes diyorum, hayretler içerisinde kaliyorum. Iyi ki orda yasamiyorum. Ama sunu sakin unutmayin. Sizin gibiler memlekete olan sevgimi asla koreltemezler ama maalesef ki memleketin gelisimine dair umidimi tuketiyorlar..!
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France

Avatar
Serap Durmazpinar 2013-10-04 16:55:50

vedat abi'nin yazida kiskanç diye tarif ettigi o birkaç basin mensubu ile ayni meslegi icra ediyor olmaktan allah'a siginirim!
ben basin mensubu oldugumu hiçbir zaman soylemedim. 5 yil birfiil erzurum'da, 2 yil da istanbul'da çalistim. yaklasik 15 yildir bu meslekle alâkam yoktur. diyelim ki uç-bes ay çalismisim! aradan geçen bunca zamana ragmen iz birakmis olmak, halâ unutulmamak niye sizi rahatsiz ediyor?:) ayrica maydanoz faydalidir. iste rahatsizliginizda bundandir. sizin gibi zihniyetler memlekete faydali olabilecek hiç kimseyi istemez yoluna tastan duvar orersiniz. hos o duvarin altinda kalan yine siz olursunuz ya!!!
siz ancak dedikodu edin...
bu tur yazilar sozlu dedikodunun yazili versiyonudur. baska hiçbir anlam tasimaz. hos kaile alip cevap vermekte gereksiz ya!
eskiden dedikodu edenler daha mertti isim verirlerdi. simdikiler isimsiz, imâ yolula, kizim sana diyorum gelinim sen duy misali, insani sirtindan vururcasina hemde meslektasi tarafindan!

Avatar
osman özyurt 2013-10-04 09:59:23

basın içerisindeki birbirini çekememezlik o kadar façlaki. köşe yazarlarını artık okumak dahi istemiyorum. vedat bey ya spor yada siyaset yazın. sizi eleştiren doğru söylemiş. yaptığın spor yazarlığı zaten birilerine yağdanlık yapmaktan başka bişey değil. son yazında yavuz incedal'a eleştiri yapmamak için kırk takla atmışsın. bundan önce oludğu gibi bundan sonrada kendi menfaatlerin dışında ne yaptın. zaten o yüzdende sanal ortamlarda köşa yazıyorsunya. bence sen azer bülbülden zorunamı gitti kardaş şarkısını dinle....

Avatar
umut solmaz 2013-10-04 08:22:43

sayın refayeli seni erzurum basını çok iyi tanıyor. yazdığın yazılardaki çekişki ve tutarsızlığıda görüyoruz. şu serap durmazpınar hanımefendi de her şeye maydanoz olmasa olmuyor. senin erzurum basınındaki geçmişin neki. ardı arası üç beş ay haber okumuşsun diye sende kendini basından sanıyorsan vah haline erzurum'un.

Avatar
Serap Durmazpinar 2013-10-04 00:07:44

kiskançlik duygusu yer bitirir bu tipleri.
"Kiskanilmayan, imrenilecek bir fazileti olmayandir..!" demis Aeschylus
Bu tur yazi yazanlar sadece kalitelerini dusurur, kendilerini basitlestirir bayagilastirir. Sen kalitenden hiçbir sey kaybetmezsin.
Bir akilsiz birde deli insana kizilmaz, kaile alinmaz!
Kisi karsisindakini kendi gibi bilirmis.
Hem bilmezmisin ki,
"İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur..!" der MONTESQUIE
davul da çok ses çikarir ama içi bostur!
dusunme kapasitesi olmayan, uretemeyen insanlar olaylari degil sadece kisileri elestirir sekilde goruldugu gibi!:)
Ben o sahsin yerinde olsaydim hocalarimin yazilarina elestiri yaparken dozunu kaçirmaz, haddimi asmazdim. Saygi esastir!
Velhasili kelâm
"Sevgi teleskoptan bakar, kıskançlık ise mikroskoptan..!" JOSH BILLINGS

Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France

Avatar
Serap Durmazpinar 2013-10-04 00:07:04

ne guzel ki senin yazilarinda birilerini imâ ederek taslamak gibi bir lûzumsuzluk yoktur! (korkusuzca tek tek isim vermek cesaret ve durustluk ister!) zira en sevmedigim yazidir bu tur yazilar! (yazi denebilirse tabii)
"bir bardak çaya veya bir yemeğe yazı yazar hale geldiler..!" diyecek kadar basit bayagi bir yazidir, boynuz kulagi çoktaannn geçmis dedigim. uzulmeye degmez! ustelik bu ifade erzurum basinini da saibeli hale sokuyor bilmem farkinda midir?
kaldi ki dost ve arkadaslarimizin elbette ki çayini da içeriz, yemegini de yeriz. hak ediyorlarsa onlara methiyeler de dizeriz. bundan dogal ne olabilir ki?
beni de onure eden yazilar yazdin, hiç beklentisiz ki çay 'da yemek'te kolen olur senin:) bir bardak çay için demesi çok ayip çookkk! hiç kimse bir bardak çayin açi degildir. son derece uzuldum.
bir yazar'in(!) diger bir yazari elestirmesi hele de boyle acimasizca elestirmesi çok yakisiksiz! ve bana gore kasitlidir!
taslandigina gore meyve veriyorsun demektir.