ETÜ BÜYÜYECEK, TÜRKİYE KALKINACAK

Onu diğerlerinden ayıran en büyük özellik, bürokratik engelleri otomobilde seyahat halindeyken bile çözen akılcı bir yeteneğe sahip olması.

06 Eylül 2012 Perşembe 17:30
ETÜ BÜYÜYECEK, TÜRKİYE KALKINACAK

Cengiz DURULAR'ın haberi

Ankara bürokrasinin bir dönem önemli ismi, köklü bir ailenin eğitim gönüllüsü ferdi, iktisatı hayatının bütün evrelerinde yaşayan lider, siyasetçi bir ailenin profesör olan mihmandarı, Türk siyaset tarihinin önemli siması Zekai Yaylalı’nın küçük ve iktisatlı kardeşi... Erzurum’a olan borcunu eğitimle ödemeye çalışan Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı’dan bahsediyoruz. Mütevazi hayatının ayrıntılarını anlatan Yaylalı ile ailesi, hayatı ve akademik kariyeri ve hedeflerini konuştuk.

 

Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, şehrin ileri gelen ailelerinden biri olmanın büyük bir gururunu yaşıyor. 5 erkek kardeşiyle birlikte ailesini onurla temsil ettiğini belirten akademisyenin ifadeleriyle işte şahsı ve Yaylalı ailesinin dünü ve bugünü:

 “1953 yılında Erzurum’da doğmuşum. Ayazpaşa Mahallesi’nde dünyaya geldim. Orada dedemizden kalma bir köşk vardı, ben ailemle birlikte orada yaşadım. Köşkün ya da diğer tanımlamayla konağın yeri Otel Arı’nın oradaydı. Biz 6 kardeşiz. Hepimiz erkekdik. En büyük ağabeyimiz 27 yıl önce vefat etti. Adı Zekai Yaylalı... Erzurum siyaseti onu çok iyi bilir. Türkiye’nin önde gelen siyasetçilerinden biriydi. Kendisi tıp doktoruydu, intaniyeciydi. 1985’te vefat etti. Erzurum’da bir mesele olduğunda derlerdi ki, ‘Gidelim Zekai Yaylalı’nın yanına o çözer’ Yukarı Mumcu’da Ateş Eczanesi vardı, orada abimin muayenehanesi vardı. Orası Erzurum’un önemli meselelerinin çözüm yeriydi. Orayı Clinton’ın seçim ofisine benzetirlerdi. Bir ağabeyim inşaat mühendisidir. Bir küçüğü Enver Yaylalı’dır. Erzurum’da Bayındırlık İl Müdürlüğü yaptı. 9 yıl Yapı İşleri Genel Müdürlüğü de yaptı. Eskiler böyleydi.”

 

Baba Nurettin Yaylalı’dan anlamlı öğüt

Prof. Dr. Yaylalı, babası Nurettin Yaylalı’nın eğitim ve öğretim konusunda ailenin bütün fertlerine örnek olduğunu bildirdi. Babasının bir eğitim neferi olduğunu anımsatan Yaylalı, babasını şöyle anlattı:

“Babam dönemin şartlarına göre iyi bir eğitim almış. Bir sürede memurluk yapmış. Bu iş bana göre değil diyerek istifa etmiş ve buraya yakın Yazıpınar Köyü’nde çiftçilik yapmış. Çiftçilik yaparken de çocuklarım okuyacak demiş. Hatırlıyorum 250 tane koyun vardı babamın. Okul olduğu için annem Meliha Yaylalı’yı bizim başımıza koyardı. Eğitim konusunda abimle ilgili bir anı var. Dilerseniz onu paylaşmak istiyorum. Eskiden üniversite imtihanları farklı ve fakülteler düzeyinde yapılıyordu. Benim en büyük abim Zekai Yaylalı, Erzurum Lisesi’ni birincilikle bitirdi. O zamanki hükümetin şöyle bir uygulaması vardı. Çok başarılı çocukları yurt dışına gönderiyorlardı. Lise 3’ü Amerika’da okuması gündeme geldi. Abim annemin ilk çocuğuydu. Annem ‘Gitmesin’ diye dua etmiş. Annemin birinci duası kabul olmuş. O dönem ihtilal olmuştu. İhtilal olunca gelen hükümet öncekinin bütün uygulamalarını kaldırmış. Bu sefer annem ikinci duayı yapıyor. ‘Oğlum Erzurum’da okusun’ diye. Abim bir arkadaşına tembih ediyor ziraat fakültesinin imtihanını bana söyle diye. Arkadaşı sınav tarihini söylemiyor. Sınav sonrası fakülteye 50  civarında öğrenci alıyorlar. Serbest Piyasa Ekonomisi hocası olarak şöyle yorum yapıyorum ben bunu. ‘Zekai gelirse birinci olur, belki ben kazanamam’ diye söylemiyor. Kötü komşu insanı mal sahibi eder. Bunun üzerine abim de Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanıyor. Birkaç ay okuyor. Abim Zekai daha sonra Ankara Tıp Fakültesi’ni de kazanıyor ve babama mektup yazıyor ne yapayım diye. Babam diyor ki abime, ‘Evladım siyasal bilgiler de olup siyasilere hizmet etme yerine git tıp fakültesinde insanların hizmetinde ol’ Baba sözünü tutuyor tıp doktoru oluyor ama kader çizgisi değişmiyor. Tıp doktoru oluyor ama siyasetle ilişiğini kesmiyor. Daha sonra 30 yaşında Milli Selamet Partisi’nden mebus oluyor.”

 

Boykotların döneminde ODTÜ’yü okudu

Prof. Dr. Muammer Yaylalı, öğrenci boykotlarının yaşandığı dönemde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ni (ODTÜ) okudu. Ankara’da gerçekleşen öğrenci olaylarında kendini eğitimine adayan Yaylalı, boykot günleriyle ilgili şunları söyledi:

“İngilizce hazırlıkta okuyoruz. Tarih ve günleri hiç unutmam. 5 Mart 1971. Bizim Konyalı hocamız vardı. Meral Çileli’ydi adı. Hocamız cuma günü  derste bize elmalı pasta getirecekti. Milli Savunma Bakanlığı’nın önündeki Yahya Garip Caddesi’nde okul servisleri vardı o dönem. Servis durdu. Eskişehir yolu üzerindeki nizamiyedeyiz. Asker ve polis vardı dışardı. Dedik ne oldu. Dediler ki, ‘Haberiniz yok mu çatışma oldu’ Solun bütün kesimleri orada. Uzun namlulu silahlarla ateş ediyorlar. Topçu Alayı gidiyor oraya. Diyor ki Alay Komutanı öğrencilere, ‘Biraz sonra havan topuna tutacağım sizi’ Bunun üzerine beyaz bayrak salladı öğrenciler. Yurtlarla nizamiye arasında 3.5 kilometrelik mesafe var. O sırada öğrencileri izleyen birisi uzun namlulu silahlardan çıkan bir merminin isabet etmesi sonucu öldü.  Daha sonra öğrencileri alıp stada koydular. Biz de kendimizi cuma günü Hacı Bayram’da bulduk. O dönem televizyon falan yok. Paket programlar var o günlerde. Radyo dinliyoruz. 23 haberlerini dinledik. Radyoda dendi ki, Orta Doğu Teknik Üniversitesi süresiz olarak kapatıldı. Biz de daha çok trenle yolculuk yapıyorduk. Ertesi gün yani 6 Mart’ta kendimizi istasyonda bulduk. Bir hafta sonra meşhur 12 Mart muhtırası verildi. Süleyman Demirel şapkayı alıp gitti. 7.5 ay sonra geldik tekrar Ankara’ya. 1975’de bir 7.5 ay daha boykot oldu öncekiyle birlikte etti toplam 15 ay. Tam mezun olacağız, kütüphanede çalışıyoruz. Baktım yine bir gariplik var. Biz işimize bakıyoruz. Bir Kıbrıslı geldi, napıyorsun dedi. Ben de dedim ne yaptığımız gözüküyor. ‘Kapat kardeşim kitabı kapat’ dedi. Sonra ‘Hasan Tan bu üniversiteye rektör olabilir mi’ dedi. Bana ne dedim ben de Hasan Tan’dan. Hasan Tan ülkücü birisiymiş. Rektör tayin etmişler. O zaman ODTÜ şuandaki vakıf üniversiteleri gibi yönetiliyor. Tabi öğrencilerin dediği oldu. Yine bir kez daha 9 ay boykot yaşadık. 7.5, 7.5 daha 15, 9 daha 24. Yani boykotlar nedeniyle ODTÜ’ye1971’de girdik 1978’te mezun olduk.”

 

MTTB’nin ön saflarında yer aldı

Hayatının birçok bölümünde kendisini eğitime adayan Yaylalı’nın yaşamında Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) ayrı bir yeri var. Yaylalı, öğrencilik yılları başta olmak üzere hayatının belli bir döneminde hizmet ettiği MTTB’li yıllarını şöyle anlattı:

“Ben Milli Türk Talebe Birliği geleneğinden gelen birisiyim. Resmi Talebe Derneği o dönem bize aitti. 10 bin tane öğrenci vardı. Biz Maltepe’de hükümet komiseri nezdinde bu işi yapardık. MTTB, 1980 öncesi çok önemli bir talebe teşkilatıydı. 1965 yılında Rasim Cinisli İstanbul’da hukuk fakültesinde öğrenciyken sol görüşlüler hakimdi. Cinisli’nin MTTB’nin Genel Başkan olmasından ötürü MTTB sağ görüşlülerin eline geçti.” 

 

Başkent bürokrasisi bir dönem Yaylalı’dan soruldu

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirerek, mikroiktisat alanında  önemli ekonomistlerden biri olan Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, Ankara bürokrasisi ve Özal ailesiyle yakından görüşen önemli bir misyona sahipti bir dönem. 1984-1986 yılları arasında Devlet Planlama Teşkilatı’nda Yabancı Sermaye Başkanlığı’nda Başkan Müşaviri olarak görev yapan Prof. Dr. Yaylalı’nın tek bir ideali vardı üniversite içinde üniversite kuran Atatürk Üniversitesi’nde akademisyen olmak. Ankara bürokrasisinde yükselmek yerine ekmeğini yediği kente hizmet etmeyi tercih eden Yaylalı, o dönemle ilgili şunları söyledi:

“1984’ün Haziran ayında Ankara’ya gittik. Anavatan Partisi tek başına iktidara gelmişti o dönem. Ağabeyilerimden birisi mebus, diğeri de eski parlamenterlerdendi. Turgut Özal Başbakan olunca kardeşi Yusuf Özal’ı Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) başına getirdi. Ağabeyim Zekai dedi ki hadi Yusuf Bey’e hayırlı olsuna gidelim. Yusuf Özal bana dedi ki, ‘Zekai ben kardeşine el koydum’ Sayın Özal bana seni birinci müşavir olarak tayin edeceğim dedi. Gelen bütün evrak önce sana sonra da bana gelecek dedi. Yusuf Bey’den sonra ikinci adam olma göreviydi bu teklif. Dedim ki olmaz efendim. Kendisi burası bir okuldur dedi bana. Dedim yok. Kendisi fikir değiştirerek dedi ki o zaman gel seni yabancı sermayeye alalım. Ona evet dedik. Selam verdik bizi borçlu çıkardılar. 3 yıl Ankara’da DPT’de görev yaptım.”

 

Bir Erzurum sevdalısı

Devlet Planlama Teşkilatı ile başlayan bürokrat yaşamında yükselmek yerine kendini memleketine adayan Erzurum sevdalısı Yaylalı, Erzurum’daki akademik kariyeriyle ilgili şöyle dedi:

“Atatürk Üniversitesi’nde 15 Ocak 1981’de asistanlığa başladım. 19 Mart 1984’de doktorayı bitirdim. DPT’de 3 yıl gece gündüz çalıştım. Yusuf Özal’a dedim ki sevgili müşteşarım benim çalışmalarım yarıda kaldı derin dondurucuda. Doçentliğim gecikti. Bana dediki Erzurum’a gitmene bir şartla müsade ederim. Gideceksin doçent olacaksın seni tekrar buraya alacağız. Erzurum’a tekrar geldim. 3 Ekim 1988’de doçent oldum.  İstanbul Üniversitesi’nde doçentlik imtihanına girmiştim. 7 Ocak 1994’te profesör oldum. Ben mikroiktisat dersi gördüm. Bireysel ünitenin ekonomik davranışı inceleyen iktisadın bir alt dalıdır. 650 sayfa civarında bir kitap yazdım. Türkiye’de ilk defa renkli bir kitap yazıldı. 25 sene zaman ayırdım bu çalışmaya. Şuan halen daha derslere giriyorum. Hayatımda hiçbir asistanımı derse göndermemişimdir.”

 

Yeni bir heyecan yeni bir dinamik ETÜ

Erzurum Teknik Üniversitesi’nin (ETÜ) kurucu rektörü olarak bir çok rakibini geride bıraktı Prof. Dr. Yaylalı... 2010’un kasım ayında başlayan rektörlük sürecinden sonra oluşturduğu hedefleri Yaylalı, şöyle ifade etti:

“3 hedef belirledik. Birinci hedef Orta Doğu, Orta Asya ve Kafkas ülkelerinde yüksek öğretim taleplerini karşılayacak bir üssü haline dönmek. İkinci hedefimiz, bölgenin ekonomik ve sosyal problemlerini çözecek bir merkez oluşturmak. Burada araştırma yaptıralım. Bulduğumuz çözüm önerilerini Türkiye’yi yönetenlere sunalım. Üçüncü hedefimiz de Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi’ni kurmak. Türkiye’de iki tane var biri İstanbul’da biri Ankara’da. Üçüncüsü de Erzurum’da olsun dedik.”

 

Arabada bürokratik işleri bitiren rektör

Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, Orta Doğu, Orta Asya ve Kafkas ülkelerindeki yüksek öğretim taleplerini karşılayacak eğitim üssü ile ilgili birçok bürokratik işi otomobille seyir halindeyken bile çözen bir özelliğe sahip. Yaylalı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Haziran tarihindeki Erzurum gezisinde Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile arasında geçen anıyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kendisiyle konuşurken dedik ki Erzurum’un kurtuluşu Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi’dir. Dedi ki tamam. Benim ne katkım olursa yaparım. Devletin bir numaralı memurundan ben bu sözü aldım. Ben kişisel ilişkilerle bu işleri çözüyorum. Bizim arabada çok mesele çözmüşüz. Geçen Trabzon’a gittik. YÖK Başkanı ve YÖK kurul üyeleri geliyor dediler. Tufan Boztuna’yı aldım arabaya. Kendisiyle konuştuk. İşlerimizin bir bölümünü konuştuk. Zamanla yarışıyoruz. Böyle olur ancak başka çare yok çünkü. Evrak kaydına göndermiyoruz belgeleri çoğu zaman. Ben kendim götürüyorum bazen. Ankara’da bir dönem ETÜ ile ilgili önemli belgelerin imzalanmasını iki saate bitirdik.”

 

Yaylalı büyük düşünüyor

Eğitim kurumu için ODTÜ ve Yıldız Teknik Üniversitesi gibi ülkenin sayılı üniversiteleriyle misafir akademisyen ve öğrenci anlaşmaları, eğitim kurumlarının teknik imkanlarından yararlanma noktasında da ikili protokol imzalayan Prof. Dr. Yaylalı’nın ETÜ ile ilgili birçok projesi, bölgesel kalkınmayı esas alan bir öneme sahip. Yaylalı, ETÜ’nün de 2023 vizyonuyla Türkiye’nin eğitim ve öğretim hayatına önemli katkılar sunacağını görüşünde. Yaşamını doğduğu topraklara adayan eğitimcinin projeleri ve yönetim anlayışı, hakikaten görülmeye değer. Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi’ni Türkiye’ye kazandırmayı amaçlayan eğitim gönüllüsü Yaylalı’nın büyük düşünen idareci kimliği, dileriz diğer bürokratlarımıza da örnek teşkil eder.

 

Prof. Dr. Yaylalı kimdir?

Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, 1953 yılında Erzurum’da doğdu.  Aziziye İlkokulu, Gazi Ahmet Muhtar Paşa Ortaokulu ve Erzurum Lisesi’nde öğrenim gördü. 1978 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 1981 yılında Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde mikroiktisat asistanı olarak göreve başladı. Aynı fakültede 1984 yılında doktora çalışmasını tamamladı. 1984-1986 yılları arasında Devlet Planlama Teşkilatı’nda Yabancı Sermaye Başkanlığı’nda Başkan Müşaviri olarak görev yaptı. İktisat Teorisi Anabilim Dalında 1988 yılında doçent ve 1994 yılında profesör oldu. 1993-1995 yılları arasında Bayburt MYO’da üç yıl kurucu müdür olarak görev yaptı. 1998 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Roger Williams Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak bulundu. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Özel İhtisas Komisyonu’nda görev aldı. Yaylalı’nın ‘İhracata yönelik başlıca tarım ve sanayi ürünlerinin karşılaştırmalı ekonomik analizi’ ve ‘Mikroiktisat’ adlı iki telif eseri ve mikroiktisat alanında bir kitap çevirisinin yanısıra ‘Yatırım teşvik politikalarının alternatif bir yaklaşımı’ konulu bir de araştırması bulunmaktadır. Ayrıca proje lideri olduğu bir ekiple altmış üniversiteyi kapsayan ‘Üniversite Gençliğinin Sosyo-Ekonomik Profili’, ‘Üniversite Gençliğinin Avrupa Birliği’ne Dönük Beklentileri’ ve ‘Üniversite Gençliğinin Gelir-Harcama Kalıpları’ konularında geniş çaplı üç ayrı çalışması mevcuttur.

 

Editör

Son Güncelleme: 06.09.2012 22:46
Anahtar Kelimeler:
Prof. Dr. Muammer YAYLALI
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
z.s.öźyilmaź 2015-04-23 21:54:00

Sizin yasadiginiz zorluklari özellikl ODTU yasadiginiz zorluklara şahit olan biri olarak her güzellikleri hak ettiginizi düsunüyorum başarılarınizin devamini diliyorum meyveli agac taslanir

Avatar
erdem 2014-10-10 18:49:19

yav etme hocam, türkiyenin kalkınması etüye kaldıysa, işimiz tamamdır

Avatar
Melahat KAYA 2014-01-28 10:25:44

Saygılar.....