Aracımızı parkettiğimiz otoparktan çıkıp, yoldan aracıyla geçerken bizi de alacak olan bir dostumuzu bekliyoruz…
Durduğumuz yer ise, otobüs durağının hemen yanı…
Derken iki vatandaşın sohbetine kulak kesiliyoruz; konu pandemi tedbirleri…
Birisi hayli öfkeli; kahvehane, kıraathane, lokanta ve kafe gibi işletmelerin kapatılmasını haksızlık olarak değerlendiriyor…
Diğeri de hafif dozda bir muhalefetle alınan kararları isabetli bulduğunu söylüyor ama arkadaşına bazı bazı da hak vermeden edemiyor…
Şimdi diyeceksiniz ki “ne var bu diyalogda?” diye…
Doğru…
İki arkadaşın arasında geçen bu muhabbetin kıymete haiz hiçbir tarafı yok; fakat ilginç olan tedbirlere muhalefet eden bu şahsın maskesiz oluşu...
Evet, evet…
İndirmiş maskeyi çenesine kadar, sallayıp duruyor… Üstelik de eleştirdiği tedbirlerin alınmasına aslında kendisi gibi sorumsuzların neden olduğu halde…
Her neyse…
Duruma tam da müdahale edip, bu sorumsuza müdahale etmeye hazırlanıyorduk ki; muhabbetin ortasına bir delikanlı giriverdi…
“Amca!” dedi…
“Tedbirlerin alınmasına kızıyorsun ama en basitinden sen bile maskeni daha doğru düzgün takmamışsın… Biz böyle yaparsak, alınan tedbirler de böyle olur elbette…”
Mahçup olmadı değil, utanıp, sıkıldı tabi adam…
Ve bize de çok komik gelen gerekçesini açıkladı:
“Yav bu maskeyi taktığım zaman boğuluyorum!”
Hadi buyurun!
Sanırsınız maske takan milyonlarca insan, zevkten bulutların üzerine çıkıyor da, sade bir tek bu vatandaş boğuluyor…
Değil mi yani?
Hiç birimiz keyif almıyoruz ki maske takmaktan; ama buna mecburuz… Bu illeti başımıza bela olmaktan çıkarmak için maske takmaya da mecburuz, fiziki mesafeye uymaya da…
Kaldı ki…
Bugün itibariyle başlayan kısıtlamalar, işte bu mecburiyetleri yerine getirmediğimiz için ortaya çıkmadı mı zaten?
Seleyi suya verdiğimiz için olmadı mı?
Maskeleri çene altı ve dirseklerimiz için birer aksesuar olarak kullanmamızdan dolayı gelmedi mi bunlar başımıza?
Eee…
Et, eyle ve ondan sonra hiçbir şey olmamış gibi kalk ve itirazda bulun!
Hayret!
Başımıza gelenlerin kendi elimizle yapıp ettiklerimiz yüzünden olduğunu ne de çabuk unutuyoruz…
Hülasa…
Ediyoruz…
Ve buluyoruz...
