Bir sabah uyandığınız ve kahvenizi alıp pencerenizden dışarıyı seyre koyuldunuz. Gazetecisiniz ya, işinizi yapıp iki satır da olsa yazmanız gerek. Siz sıcacık odanızdasınız; ama dışarıda ayaz var ve başını omuzlarına gömmüş bir ihtiyar, elleri cebinde telaşla yürüyor.

Dışarıyı görüyorsunuz. Karın da ayazın da ne demek olduğunu çok iyi biliyorsunuz.

Ve ihtiyarın üşüdüğünü, bıyığına ve sakalına yapışan buzun ne anlama geldiğini de anlıyorsunuz.

Peki, yazınızı şöyle yazar mısınız!

Dışarıda bir bahar havası ve bu havanın tadını çıkaran yaşlı ve de mutlu biri, güneşin keyfini çıkararak yürüyordu.

Böyle anlatmazsınız, değil mi?

Bu kadar sahtekâr, bu kadar kör, bu kadar gerçekleri çarpıtacak kadar vicdansız biri olamazsınız!

Diyelim ki; o kadar vicdansız ve gerçekleri çarpıtan birisiniz ve de yazdınız; ama o havayı yaşayan yaşlı adamın, sizin yazınızı okuduğunda sanıyorum yüzünüze tükürmek için fırsat kolladığını da tahmin edersiniz.

İster siyaset alanında, ister medya sahasında olsun, gerçekleri saptırmanın, eğip bükmenin kime ne faydası olabilir ki!

Algı mı yaratmak istiyorsunuz!

Nereye kadar!

Sizin ve saz heyetinizin yaptığı sadece bir peşrevdir ve en sonunda şarkıya girmek zorundasınız. Yani ne yaparsanız yapın, sonunda gerçekleri yazmak zorunda kalırsınız; ama bu arada, vakit çok geç, şarkısı da söylenmeye başlar.

Ne yazık ki günümüzde, dünyada ve memleketimizde gördüğü kış havasını, bahar gibi anlatan gazeteci ve siyasetçiler var.

İster ekonomide olsun, ister yaşamın her alanında muhteşem medyamız tarafından müthiş şekilde yanıltmalar devam ediyor.

Ekonomi yolunda, işler tıkırında mı acaba!

Ekonomiyi bir yana bırakalım, zaten bilen biliyor, bilmeyenler de yaşayarak öğreniyor.

Şu virüs meselesine getireceğim sözü.

Bakın, Amerika ve Avrupa'nın anlı şanlı ülkeleri başka olmak üzere, virüs konusunda geç tedbirler alarak yayılmasına göz yumdular.

Göz yumdular, diyorum; çünkü, halkını düşünen devlet yöneticileri böyle bir hatayı asla yapmazlar; bana kalırsa her şeyi iğneden ipliğe hesap eden yönetimler, bu ihmallerini bilerek ve isteyerek yapmış olmalılar.

Biz de her ne kadar, erken davrandık, erken tedbir aldık, dersek diyelim, ne kadar geciktiğimizi bilim insanları söylüyor işte!

Tehlike gelirken, "dur bakalım ne olacak," düşüncesini kabullenmek çok zor!

Ülkemizde kademe kademe alınan tedbirler kafa karıştırsa da yine de iyi. Belli yaş gurubunda olanların sokağa çıkmaması için alınan karar da elbet güzel.

Sokağa çıkmaması gerekenlerin ve kapanan iş yerlerinde yevmiye usulü çalışanların sorununu zaten herkes biliyor.

Şunu da herkes biliyor ki; büyük devlet olmak, sözle değil eylemle olur!

Bu satırların yazıldığı ana kadar çok şükür Erzurum'da bu beladan yaşamını kaybeden yok!

Bu çok sevindirici, bunda başta valiliğin ve yerel yönetimin ve de fedakâr sağlık çalışanları katkısı alkışlanacak derecede.

Sokaklarda polisler geziyor ve gerçekten görevlerini çok iyi ve de iyi niyetle yapıyorlar; ama bir Türk Polisi'ne yakışmayacak şekilde hitap şekilleri biraz düşündürücü.

Boru değil, bunların hepsi okumuş çocuklar. Birine nasıl hitap edeceklerini bilmeleri gerek. Morallerin bozuk olduğu şu günlerde daha da dikkat edilmeli. Evet, görevlilerin de moralleri elbet bozuk; ama nezaket onlara, hata da halka düşer.

Kim olursa olsun, insan karşısındakine nasıl hitap ediyor ise, hitap ettiği kadar, olduğunu da söyleyelim ki anlaşılsın!

Dünya da ve ülkemizde havanın ayaz olduğunu artık herkes görüyor.

Dünyayı yöneten vahşi kapitalizm bitiyor, dersem çok mu iyimser olurum; ya da kapitalizm daha da güçlenecek, dersem çok mu kötümser olurum; veya en azından Ortadoğu'da aynı dinden ve aynı coğrafyada olanların savaşlarıyla yaşattığı cehalet devri bitecektir, dersem saçmalamış mı olurum bilemiyorum.

Her şey çok yolunda, her şey iyi, diye istediğimiz kadar söyleyelim; neyin ne olduğunu ayazdaki adam çok iyi biliyor!

Biz de biliriz ki; "bizim hayır sandığımızda şer; şer sandığımızda da hayır," olduğudur!

Şimdi biz diyelim.

Dur bakalım ne olacak!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.