Özenle döşenmiş bir salon, L şeklinde geniş bir kanepe, orta sehpada bayram çikolatası, şık bir peçetelik ve kanepenin köşesinde oturmuş şaşkın bakışlarla evlat ve torunlarını seyreden bir büyükanne…
Belli ki bayram ziyaretine gelmişler… Ayakkabı ve çizmeleriyle salondalar… Bize pek uymaz da uyan bir ortak noktamız var, büyükanne hariç, 6 kişilik bu ailenin hepsinin elinde cep telefonları ve selametlik Bülent Arınç’ın pek güzel ifade ettiği gibi, çıt çıt çıt sesleri fotoğraftan dışarıya taşıyor gibi…
Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta paylaşılan bu fotoğraf pek güzel anlatıyordu geçtiğimiz bayramın inceliklerini, teknolojiye esaretimizi ve geleceğimizi…
Aslında fotoğrafın altına fazla bir şey yazmaya lüzum yok...
Hani fotoğrafı tarif ederken haber dilinde kısaca deriz ya; tarihe düşülen an... Ayynen öyle…
Yıl 2015.. Kurban Bayramı ve malesef bu bayram da böyle geçti...
Gelecek bayramlarda da büyükannenin mezarı başında Fatiha ya da Yasin cep telefonundan dinletilecek gibi...
Onlar öyle de biz farklı mıyız?
Bayram ziyaretlerinde karşılaştığımız özellikle çocuklarımız, gençlerimiz,  hepimiz maalesef illetin pençesindeyiz…
Gidilen bayram ziyaretlerinde açık olan televizyonlar da dikkatimi çekmişti…
İnsanlar haber falan seyretmiyor… Televizyon programları birbirinden iğrenç stil bilmem ne yarışmaları, TRT hala ABD’de dahi seyredilmeyen kovboy filmlerinde ısrarlı, Beni Böyle Sev’i uzattıkça uzatıyor, diğer yalaka kanallar habire varoş filmleri oynatmaya devam…
Yazımı hazırlarken, gecenin saat ikisinde bir yandan da masamın yanında hazır beklettiğim şaplakla sineklerle mücadele ediyorum.
İki de bir ekrana konup, yeter dercesine nokta işareti koyuyorlar ama ben yine de yazacağım.
Yine bayram ziyaretlerinde Erzurum’daki eski bayramları güzel yönleriyle anarken, kan gölüne dönen eski daracık cadde ve sokaklardaki pislikleri de üzüntüyle paylaştık dostlarla…
Bu bayramda da o günleri o görüntülerle yaşamak isteyenlerin sayısı hiç de az değil.
Büyükşehir ve yerel belediyeler güzeel kurban satış ve kesim yerleri belirlediler, bizler aracılığı ile de duyurdular.
Hatta Sayın Sekmen, geçen yıl başlattığı hizmeti bu yıl daha da pekiştirerek modern kesim araçları oluşturdu.
Kimin umurunda
Adam zengin ya….
İlla o tosunu o apartmanın önüne getirecek, onunla bir paylaşım fotoğrafı çekilecek, o koca apartmanda veya sitede sadece kendisi ikamet ediyormuş gibi kapıcıya emredecek yemi suyu için… Hayvanın boku da idrarı da artık kaç gün önceden getirdi ise yine uşağı(!..) kapıcının insafına…
Bu görgülü (!..) zengin şahsa bakan başka bir komşu zeki Müslüman durur mu? Zekii, çünkü o hala asfalta, apartmanın dibine kan akıtmanın sevap olduğuna inanıyor, mübarek hayvanın getirdiği iki üç gün bekletildiği yerde ve akabinde kesildikten sonra etrafa saçılan kirliliğin sebep olduğu sineklerden habersizdir.
Belediye zabıta ekiplerinin uyarısını dikkate almaz, kurbanı kestikten sonra çöpe getirmeye dahi üşendiği atıklarının geç almasından da belediyeye sitem eder…
Üç gündür pencereleri açıp sineklerle mücadele eden Muhammet İspirli buna ne yapsııın, Sekmen bu zeki insanlara ne ceza kessin?
Bu arada, tabii ben birince kattayım, Büyükşehrin Genel Sekreteri 11. katta… Sinekler oraya çıkana kadaaa…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.